Analiz

Çözülsün bu çözümsüzlük

2023 seçimleri yaklaşırken, siyasi partilerin Kürt meselesine yönelik açıklamaları, doğal olarak gündemin en önemli maddeleri arasında yer almaya başladı.Seçim giden yolculukta hemen hemen gün yok ki sokakta, üniversitede, işyerinde Kürtlere yönelik baskı uygulaması.

Daha geçen gün Karaman’da yurtta Kürt öğrenciler halay çekerken yaşadıkları şiddet, arkasından zorla sosyal medyadan özür diletilmesi ve okulunu terk etmek zorunda kalan üniversiteli Kürt genci.

Bu ve buna benzer o kadar olay yaşanıyor ki. Oysaki Kürtler de bu ülkenin vatandaşı değil mi? Kürtler bu ülkede vergi vermiyor mu? Kamuda her alanda çalışmıyor mu? okul, üniversite okumuyorlar mı? hepsinin cevabı evet peki neden bu ayrımcılık….

Yine size en yakın zamandan bir örnek. Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki tarihi Ulu Cami’nin girişine kurulan 4 dilli bilgilendirme panosunda Rusça bile var ama Kürtçeye yok. Ve Diyarbakır Kürt nüfusunda en yoğun iller arasındayken.

Ne Kürtlerin yaşadığı yerlerde ne ziyaret ettiği yerlerde ne havaalanlarında ne kamuya açık yerlerde ne orda ne burda. Kürtçe tabela veya açıklayıcı bilgilendirme panoları yok. Oysaki 20 milyondan fazla bir türlü varlığı kabul edilemeyen Kürt var bu ülkede

Kürtçenin “bilinmeyen bir dil” olarak kayıtlara geçtiği bir Mecliste Kürt meselesinin çözüme kavuşturulmasından bahsedilebilir mi? Bu ülkede yaşayan her vatandaş gibi Kürtlerinde ana dillerini rahat konuşması ve anadillerinde eğitim almaları gerekmez mi? peki neden seçmeli MEB okullarında bile seçmeli ders seçiminde bile Kürtçe seçimi engelleniyor, Neden tahammül yok

Şunu bilmekte fayda var seçimlerde Kürt seçmeninin her oyunun ne kadar kıymetli ve Türkiye’nin belirleyici faktör oluşunun unutulmamasıdır.

Önümüzdeki süreçte, seçimler yaklaştıkça ve seçimlerin kaderi ele alındıkça, Türkiye’deki Kürt seçmenin tavrı ve seçimlerde alacağı tutum üzerinde daha çok konuşulmaya başlayacaktır. Zira Kürtlerin seçimlerdeki tutumu, seçim sonuçlarını belirleyecek bir siyasi iradeye işaret etmektedir.  Bu nedenle Kürt seçmenin tutumunun ele alınıp analiz edilmesi son derece önemli ve makul bir sorgulamadır.

Türkiye’nin süregelen yapısal sorunlarının temelinde, bir türlü çözüme kavuşturulmamış olan Kürt meselesi bir kere bunu herkes kabul etsin.

HDP gibi, neredeyse varoluş sebebi Kürt meselesi olan ve seçmen kitlesinin yüzde 90-95’ini Kürtlerin teşkil ettiği bir partinin en öncelikli hedefi Kürt meselesinin çözümü olması gerekirken sadece teorikte peki pratikte öyle mi? bakmak lazım yapılanlara.

Kürt sorunun var olup olmadığını en iyi Kürtler bilir. Eğer Kürtler bir bütün olarak asimile olmayı gönülden kabul eder; dillerinden, coğrafyalarındaki yerleşim yeri adlarından tarihlerinden vazgeçer; “ne mutlu Türküm diyene” ilkesini candan benimser ve  “varlıklarını Türk varlığına armağan etmeye” hazır olurlarsa, o zaman Kürt sorunu vardır diyemeyiz.

AK Parti Kürt meselesinin çözümü yolunda, bugüne kadar hiçbir siyasi partinin almadığı kadar risk aldı, gidemediği kadar yol gitti. Çözüm sürecini başlatması, Kürtçe kanal açılması, okullarda her ne kadar pasivize de olsa seçmeli Kürtçe derslerin olması, daha önce yasaklı olan Kürtçe isimlerin kimlikte yer alması gibi konularda cesur adımlar attığı inkar edilemez tabii ki ama yeterli değil işte.

Türkiye birçok milletten insanın yaşadığı bir coğrafyadır. Her bir milleti  kendi kimliğiyle kabul edip öyle yaşamalıyız. Yapılan her şey atılan her adım adil olmalıdır.Buna bu coğrafya da yaşayan her milletin hakkı var çözülsün artık bu çözümsüzlük….

Bırakın ürtler özgür iradelerıyle kendi gelecelkelriyle ilgili kararı versinler, alın size çözüm.

14.04.2022

Görüş/Analiz

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu