Makaleler

Tahran’daki yoğun diplomasi trafiğinden ne çıkacak?

Türkiye, Rusya ve İran Tahran’da üçlü zirvede bir ara geliyor. Uzmanlara göre üçlü zirvenin ve ikili görüşmelerin başlıca gündem maddesi Suriye’nin kuzeyine olası operasyon.

ABD Başkanı Joe Biden’ın geçen haftaki İsrail-Suudi Arabistan turunun ardından bölge açısından bir diğer önemli gelişme bugün Tahran’da Türkiye, Rusya ve İran liderlerini bir araya getiren zirve olacak.

Türkiye adına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılacağı zirveden ve ikili görüşmelerle ilgili farklı tahminler ve beklentiler dile getirilirken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna savaşının başlamasının ardından eski Sovyet coğrafyası dışına yaptığı bu ilk yurtdışı ziyaret önemli başkentlerce yakından takip ediliyor.

Putin en son Haziran ayı sonunda Tacikistan ve Türkmenistan’ı ziyaret etmişti. Rus lider Ukrayna savaşının başlamasından önce de en son Çin’e gitmişti.

Tahran’a dün gece kabinenin pek çok üyesi ile birlikte gelen Erdoğan’ın programında üçlü Astana zirvesinin yanı sıra Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Dini Lider Ali Hamaney’le ikili görüşmeler var. Ziyaret kapsamında ayrıca Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 7. toplantısı da gerçekleştirilecek ve bazı anlaşmalara imza atılacak.

Astana zirvesinin ise bu akşam geç saatlerde yapılması ve zirve öncesinde de Erdoğan ile Putin’in baş başa görüşmesi planlanıyor.

Peki Tahran’da bu tek bir güne sığan yoğun toplantılarda özellikle hangi başlıklar öne çıkacak ve Türkiye açısından beklentiler ne yönde?

Biden’ın Cidde’de Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeleri temsilcileriyle biraraya geldiği zirveden bir görüntü.Biden’ın Cidde’de Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeleri temsilcileriyle biraraya geldiği zirveden bir görüntü.

Biden’ın turunun ardından Tahran zirvesi

Uzmanlara göre Rusya, İran ve Türkiye’nin Tahran’da bir araya gelmeleri her bir ülke için özel önem taşıyor. Zirve Biden’ın Ortadoğu turunun hemen ardından gerçekleşmesi açısından ayrıca önemli.

Biden’ın Cidde’de Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkelere yaptığı konuşmasındaki “ABD bölgede olumlu bir gelecek ve hepinizle iş birliği inşa etme konusunda kararlı. ABD hiçbir yere gitmiyor” sözleri Ortadoğu’da ABD’nin varlığını azaltmaya yönelik geçmiş dönemin politikasından dönüş olarak değerlendirilmişti.

Moskova’da yaşayan Rusya Uzmanı Ümit Nazmi Hazır, Biden’ın ziyaretini Ortadoğu’da “safları sıklaştırma amaçlı” olarak okuduğunu belirterek, bu bloklaşmaya karşı da Rusya ile İran’ın birbirine yaklaştığını belirtiyor.

İran ve Ortadoğu Uzmanı Arif Keskin’e göre de Biden, Ortadoğu’da İran karşıtı bir koalisyon arayışında ve geçen haftaki İsrail ve Suudi Arabistan temaslarının ardından düzenlenen üçlü Tahran zirvesinin ister istemez farklı anlamları doğurduğuna işaret ediyor.

Keskin, ABD ile İsrail arasında imzalanan Kudüs bildirisinde İsrail’in Ukrayna’ya desteğini eskisinden farklı şekilde daha net şekilde ortaya koyduğunu söyleyerek, İsrail’in bu tavrının Rusya-İran yakınlaşması için farklı bir motivasyon olabileceğini ifade ediyor.

Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ali Semin ise Biden’ın son temaslarından aslında beklediğini tam bulamadığını ve Washington’a sadece İran karşıtlığı ile dönebildiğini söyleyerek, Tahran’daki yoğun görüşme trafiğinde Suriye konusunun ön plana çıkacağını düşünüyor.

İdlib’deki Türk askerleri – Şubat 2020

Suriye’ye operasyon mümkün olacak mı?

Bu kapsamda Tahran’daki gerek ikili gerekse üçlü görüşmelerin ana gündem maddelerinden birisinin Türkiye’nin Suriye’ye bir süredir yapması beklenilen operasyon olmasına kesin gözle bakılıyor.

Türk yetkililer ilk başta ikili olarak planlanan toplantılara sonradan Astana’nın da eklendiğini belirterek, Suriye ile ilgili terörle mücadele ve bu çerçevede olası operasyonun yanı sıra siyasi süreç, insani yardım konuları ve İdlib gibi konu başlıklarının da beklendiği şekilde konuşulacağını kaydetti.

Dr. Semin de Türkiye’nin Ukrayna savaşında dengeli bir politika izlediğini ve Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerde iyi niyetini göstermeye çalıştığını belirterek, şimdi de Rusya’dan beklentisinin Menbiç ve Tel Rıfat olarak hedeflenen bölgelerin ya askeri operasyona ihtiyaç kalınmadan “terör unsurlarından” tam olarak temizlenmesi ya da operasyon için kendisine yeşil ışık yakılması olduğunu söylüyor.

Türkiye PKK’nın Suriye uzantısı konumundaki YPG’yi terör örgütü olarak görüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YPG’yi bölgeden çıkarmak üzere Suriye’nin kuzeyindeki Tel Rıfat ve Menbiç’e operasyon yapılacağı ve operasyonun zamanla başka bölgeleri de kapsayacağı sinyalini vermişti.

Semin, Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle Türkiye’yi kaybetmek istemeyebileceğine dikkat çekiyor.

Bu arada Rus ve İran basınında yer alan haberlere göre Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat da görüşmeler için bugün Tahran’da olacak.

İran’ı ikna etmek daha mı zor?

Bu arada Ankara’nın operasyon konusunda Moskova’dan ziyade Tahran’ı daha zor ikna edebileceği de altı çizilen bir başka husus.

Rusya uzmanı Hazır, olası bir operasyon konusunda hem İran hem de Rusya’nın rahatsız olduğunu belirterek, şunları söylüyor:

“Ancak Moskova buna belli ölçüde izin veriyor gibi görünüyor. Mesela daha öncekine ABD ile Türkiye’nin arasını açmak için tamam demişti. Şimdi ise Türkiye’ye Rusya’ya uygulanan yaptırımlara onay vermediği için belli ölçüde alan açmak isteyebilir.”

Hazır, olası bir operasyondan asıl rahatsız olan tarafın İran olduğuna yönelik Rusya basınında çok sayıda haber çıktığını ve “Türkiye-İsrail-Kuzey Irak ittifakına karşı İran-Suriye ittifakının” oluşmaya başladığı yorumlarının yapıldığını da hatırlatıyor.

Ukrayna savaşının çıkmasıyla birlikte ilgisini Avrupa’ya kaydıran Rusya’nın Suriye’deki yerini İran’ın almaya başladığına dair haberler yayımlanmıştı.

Dr. Semin de buna dikkat çekerek, olası bir operasyon durumunda Türkiye’nin İranlı milis güçleriyle karşı karşıya kalmasını yüksek ihtimal olarak görüyor ve potansiyel sorun olabilecek bu konunun İran’la çözülmesi gerektiğini belirtiyor.

Rusya ve İran’ın operasyona dair Ankara tarafından ikna edilip edilemeyeceğine dair Keskin’in de bazı kuşkuları var. Astana formatının zaten Suriye’deki duruma bir çözüm sunmak için oluşturulduğunu ve üç ülke arasında eşgüdüm gerektirdiğini söyleyen Keskin, “Özellikle İran bu konuda hâlâ aynı yerde durduğunu belirtiyor, bunun değiştiğine dair net bir işaret yok” diyor.

İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Putin

Rusya ve İran ile masadaki diğer konular

Tahran’da yapılacak görüşmelerde Suriye’ye olası bir operasyonun yanı sıra İran ve Rusya ile ilişkilerin gündeminde yer alan diğer konuların da ele alınması bekleniyor.

Son günlerde ilerleme sağlanan tahıl koridoru da bunlardan biri. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, geçen hafta İstanbul’da yapılan görüşme sonrası tarafların koordinasyon merkezi kurulması, gemilerin ortak kontrolü ve seyrüsefer güvenliği konusunda uzlaştıklarını açıklamıştı.

Erdoğan ile Putin’in ikili görüşmesinde bu konuya dair son dokunuşların yapılması genel beklenti.

Öte yandan Erdoğan’ın İranlı yetkililerle yapacağı görüşmelerin son dönemde gerginleşmeye başlayan Türkiye-İran ilişkileri açısından önemine de ayrıca dikkat çekiliyor.

İki ülke ilişkileri Türkiye’de İsrail hedeflerine yönelik İran’dan tehdit olduğuna yönelik istihbarat bilgileriyle gerilmişti. İran Dışişleri Bakanı’nın Ankara ziyareti iki kez ertelenmesinin ardından gerçekleşmiş ve Erdoğan’ın ziyareti için de uzun bir ara verilmişti.

İran uzmanı Keskin, şimdiye kadar Türkiye’nin bölgede İran karşıtı koalisyon arayışlarının bir parçası olmamaya özen gösterdiğini belirterek, ikili görüşmelerde ve yüksek düzeyli konsey toplantısında Afgan mültecilerin İran üzerinden Türkiye’ye yasadışı geçişi, ticaret hacminin artırılması, su sorunu gibi konuların da masada olmasını bekliyor.

Yasadışı mülteci geçişleri, Türkiye’de yaklaşan seçimler öncesinde iktidar açısından kritik önemde. Keskin, İran’ın bu konuyu yeterince ciddiye almadığını söyleyerek, ikili görüşmelerde bu konunun da önemli bir gündem maddesi olabileceğini belirtiyor.

Bu arada Rus yetkililerin görüşmeler öncesinde verdiği bilgilere göre Astana zirvesi sonucunda üç ülke arasında ortak bir bildirinin kabul edilmesi de bekleniyor.(DW Türkçe)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu