Şanlıurfa’da isotun acı serüveni başladı
Türkiye’nin yemeklik pul biber ihtiyacının büyük bir bölümünün karşılandığı Şanlıurfa’da biber hasadının başlamasıyla birlikte isot yapımına başlandı.
Türkiye’nin yemeklik pul biber ihtiyacının büyük bir bölümünün karşılandığı Şanlıurfa’da biber hasadının başlamasıyla birlikte isot yapımına başlandı.
Tadı ve kokusuyla birçok yemeğe lezzet katan, çiğ köftenin olmazsa olmazı pul biber, kavurucu sıcakta zahmetli bir sürecin ardından tezgahlardaki yerini alıyor. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile birlikte sulu tarımın yaygınlaştığı Şanlıurfa’da ilkbaharda ekilen, bakım ve sulamanın ardından Ağustos ayı başında hasat edilmeye başlanan kırmızı renkteki biberler, kamyonlarla pazarlarla getiriliyor. İsot üreticileri tarafından pazarlardan veya tarlalardan satın alınan biberler, çalışan kadınlar tarafından yıkandıktan sonra saplarından ve çöplerinden ayıklanıyor. Daha sonra özel makinelerden geçirilen biberler yere serilen bezlerin üzerinde kurutulmaya bırakılıyor. Çeşitli işlemlerden geçen biberler, isot veya biber reçeline dönüşüyor. Kentte zaman zaman 40 dereceyi aşan sıcak hava altında çalışan işçiler, aile bütçelerine katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşıyor.
Şanlıurfa’nın tescilli ürünü isotun, bu yıl tezgahlarda kalitesine göre kilogramı 60 ila 150 TL arasında satışa sunulması bekleniyor.
Sapları ayrılıp makineden geçiriliyor
Şanlıurfa’da uzun yıllardır isot ve biber reçeli üreticiliği yapan işletmeci Mustafa Işıkay, sıcak havanın altında acı serüvenlerinin başladığını söyledi. Işıkay, “Güneşte çalışmak zor. Herkesin kârı değil ama mecburuz. Herkes çalışmak zorundadır. Her gün saat 05.30 ile 06.00 civarında geliyoruz. Saat 14.00 gibi bayan kardeşlerimizin işleri bitiyor, onlar eve gidiyor biz ise akşama kadar güneşin altında çalışmaya devam ediyoruz. Genelde Urfa biberi üzerine çalışıyoruz. Diğer illerden de biberler bize geliyor. Gelen biberleri kadın kardeşlerimiz saplarını ayırıyorlar, biz de makineden çekiyoruz. Makineden çekildikten sonra burada kurtulmak üzere yerdeki bezler üzerine seriyoruz” dedi.
“İsot hem ağızları hem de cebi yakacak”
İşlemesine göre sofraya farklı ürün olarak gittiğini belirten Işıkay, “Sofraya gidince işlemesine göre, isot, pul biber ve isot reçeli olarak tüketiliyor. Bu yıl geçen yıllara nazaran biber az gözüküyor. Biber çok kıymetli. Şu an biberin bize geliş fiyatı kilogram olarak 7-8 liradır. Bizim Urfa biberinin de çıktığı zaman kilogram fiyatının 10 lira olması bekleniyor. Çünkü şu an biber yok denilecek kadar azdır. Bu yaş biberler, pul biberi olduktan sonra en düşük kilogramı 60-70 liradan başlayıp 150 liraya kadar satılır. Urfa pul biberinin 150 lira olması bekleniyor. Eğer yaş biber bize 10 liradan gelirse ve 12-13 kilogram yaş biberden bir kilogram pul biber çıktığını hesap edersek 120-130 lira zaten kafadan fiyat çıkıyor. Bunun işçilik, makine ve elektrik gibi giderlerini de hesap edersek Urfa pul biberi kilogramı 150-160 lira olması bekleniyor. Bu yıl isot hem ağızları hem de cebi yakacak. Güneş altında çalışmak çok zor. Ne kadar alıştık desek de güneş altında çalışmak çok zor. Son birkaç gündür 40-45 derece sıcaklıkta çalışıyoruz. Biz bazen dayanamıyoruz, bunalıyoruz” şeklinde konuştu.
“Urfa’nın sıcağı ile isotun acısı zor oluyor”
Sıcak havanın altında çalışan kadın işçilerden İda Çiftçi, “Saat 04.30-5.00 gibi geliyoruz. Bazen biberler kamyon ile geliyor bazen de tırla geliyor, işi yoğunluğa göre bırakıyoruz. Bazen saat 14.00 gibi bazen de ikindi vakti işi bırakabiliyoruz. Yaptığımız işin bazen belli bir saati olmuyor. Yaptığımız işin tabii ki zorluğu var. Urfa’nın sıcağı ile birlikte biraz daha zor oluyor. Biberlerin kaldırılması olsun, temizlemesi olsun, ağır iş zor oluyor. Ellerimiz tabii ki yanıyor. Biber acı olduğu için ellerimiz yanıyor. Aile bütçemize katkıda bulunuyoruz. Bazen istediğimiz kadar yapamıyoruz. Şu an biber temizliyorum, ellerim yanıyor. Urfa’nın sıcağı ile beraber tam yanıyor” ifadelerini kullandı.(İHA)