Sadînî: 100 yıllık yasağa rağmen Kürtçe bilimsel kitap üreten bir dildir
Peywend Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Xalid Sadînî, Kürtçenin eğitim dil olmadığı iddialarının, Kürdoloji bölümlerinde hazırlanan tezlerle çürütüldüğü görüşünde
2009’da başlatılan “çözüm süreci” kapsamında Kürtçe öğretimin önündeki bazı yasaklar kaldırıldı. O dönemde bazı üniversitelerde Kürdoloji bölümleri açıldı.
Bu bölümlere yeterli kadro verilmediği eleştirileri gündeme gelse de buralarda binlerce öğrenci eğitim gördü.
Kürdoloji öğrencileri, eğitim hayatlarının sonunda Kürtçe yüksek lisans ve doktora tezleri hazırladı.
Bu tezler öğrencilere Kürdoloji diploması kazandırsa da çözüm sürecinin akamete uğramasının ardından raflarda unutuldu.
Xalid Sadînî, metinlerini Kürtçe dilinde yayın hayatına kazandıran bir yazar.
Aynı zamanda Peywend Yayınları’nın da genel yayın yönetmeni olan Sadînî’nin gönlü, Kürdoloji bölümlerinde hazırlanan Kürtçe tezlerinin tozlu raflarda unutulmasına razı gelmedi. Sadînî, yayınevi aracılığıyla bu tezleri kitaplaştırmaya başladı.
“Şimdiye kadar ciddi destek veren kimse olmadı”
Xalid Sadînî, neden bu işe giriştiğini ve bugüne kadar bu konuda neler yaptığını Independent Türkçe’ye anlattı.
2012’de yayın hayatına başlayan Peywend’in 2019 yılına kadar yaklaşık 40 kitap yayınladığını ifade eden Sadînî, 2019’da yayınevini devraldıktan sonra Kürtçe tezler ağırlıklı olmak üzere 80’e yakın kitabı yayın hayatına kazandırdıklarını söyledi.
Sadînî, yayınladıkları kitapların yüzde 80’inin Kürtçe geri kalanının ise Türkçe eserler olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
Kürdoloji bölümlerine verilen tezlerden 45’ini kitaplaştırdık. Türkiye’de değişik üniversitelerde yayınlanan Kürdoloji üzerine hazırlanan master ve doktora tezlerinden oluşan 8 tane Türkçe tez yayınladık. Yayınlanan kitaplardan 2 tanesi de sempozyumlardan oluşuyor.
Her iki dilde toplam 100 kitap çıkarmayı hedeflediklerini aktaran Sadînî, “Ne yazık ki finansman için herhangi bir yardım alamıyoruz. Okuyucularımızın bizi desteklemesini umuyoruz. Şu ana kadar bir kişi dışında ciddi anlamda destek veren kimse olmadı” dedi.
“HDP yönetimi ise bu işi tamamen görmezlikten geliyor”
Tezleri kitaba dönüşen yazarların kendi kendini yetiştirmiş kişiler olduğunu söyleyen Sadînî, “Bu insanlar ne ilkokul ne ortaokul ne de lise hayatları boyunca bir gün bile Kürtçe eğitimi almış değil. Ama buna rağmen güzel ve kıymetli tezler hazırladılar. İlkokuldan başlamak üzere Kürtçe eğitim almış olsaydılar ne kadar güzel tezlerin ortaya çıkacağını hayal edemiyorum” yorumunu yaptı.
Bir dönem doğru ve isabetli adımlar atılmasına rağmen hala Kürtçe faaliyetlerin önündeki engellerin kaldırılmadığını savunan Sadînî, “Kürtçeyi meşrulaştıracak, eğitim ve kültür dili haline getirecek bu çalışmalar görmezlikten geliniyor” dedi.
Bu konuda AK Parti’nin o dönem olumlu adımlar attığını ancak şimdi yeni ortaklarından dolayı bu işlerin duyulmasını, bilinmesini ve yaygınlaşmasını istemediğini savunan Sadînî, “HDP yönetimi ise bu işi tamamen görmezlikten geliyor. Ben de bu tezlerin bilinmesi ve eksik bırakılan yerlerin doldurulması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Bazı siyasetçilerin ‘Kürtçe pedagojik dil değil’ sözü…”
Sadînî’ye göre Türkiye’de hala dile önem verilmiyor. Kürtçe X, yani bilinmeyen dil olarak kayıtlara geçiyor.
Türkiye’de bazı siyasetçilerin Kürtçenin pedagojik bir dil olmadığını iddia ettiğini vurgulayan Sadînî, “Oysa gerçekte Kürtçe 100 yıllık yasağına rağmen bilimsel kitaplar üretecek kapasitede bir dildir” dedi.
Tezleri kitaplaştırmadan önce Kürdoloji bölümlerindeki hocalarla istişare ettiklerini söyleyen Sadînî, “Hazırlanan tezler içerisinde gerçekten yayınlanmaya değer olanları seçiyoruz. İstişareler sonucunda yayınlanmaya değer tezleri kitaplaştırıyoruz” diye konuştu.
“Kürtçe kendi gelişimini sağlayamadı”
Türkiye’de telif hakları sayesinde sahibinden habersiz hiçbir şey yayınlanmadığını, Peywend Yayınevi olarak tüm kitaplar için izin aldıklarının altını çizen Xalid Sadînî, şunları kaydetti:
Yayınlanan kitapların 10 sene boyunca başka bir yerde yayınlanamayacağını kayıt altına alacak şekilde sözleşme düzenliyoruz. Bazen ‘Kürtçe zayıf bir dil, gerçekten bu tezler yayınlanmaya değer mi’ şeklinde eleştiriler alıyoruz. Ben de ‘Bu tezler sadece yayınlanmaya değmez, bunları altın mürekkep ile yazıp yayınlamak gerekir’ diyorum. Çünkü 100 yıl boyunca Tevhid-i Tedrisat Kanunuyla beraber Kürtçeye karşı büyük bir katliam yapılmış ve bu dil yasaklanmıştır. Doğal olarak Kürtçe kendi gelişimini sağlayamadı. Ancak 2009’dan sonra Kürdoloji bölümleri açıldı ve kısmen bir rahatlama sağlandı. Hazırlanan tezlerin hepsi çok önemlidir. Bir Kürt aydını olarak bu tezleri kitaplaştırmayı kendime bir görev biliyorum. Elimizden geldiği ve imkanlar elverdiği ölçüde yayınlanan tezleri kitaplaştırmaya devam edeceğiz.
Kürtçe tezlerin yayınlamaktaki asıl amacının, “70 yıl boyunca yasaklanmış olan Kürtçenin, tam da yasaklandığı yerden neşvûnema etmesini sağlamak” olarak açıklayan Sadînî, “Türkiye’de hazırlanan bu tezlerin uluslararası kütüphanelere gönderilmesi ve Kürtçenin hakkettiği saygınlığa kavuşmasını arzuluyorum. Zira nasıl ki yiğit düştüğü yerden kalkıyorsa, Kürtçe de tekrar kendi küllerinden doğuyor” diyerek sözlerini tamamladı.(Abdulhakim Günaydın/Independent Türkçe)