Makaleler

Irak’ta kriz derinleşti… “Dışa bağımlı gruplar ülkeyi kaosa sürüklüyor”

Irak’ta hükümet krizi sürüyor. Mukteda es-Sadr’a bağlı vekillerin istifasından sonra başbakan da adaylıktan çekildi. Değerlendirmede bulunan uzmanlara göre çok yakında Bağdat başta olmak üzere Irak’ın genelinde yine şiddet olayları başlayabilir.

Türkiye’nin güneydoğu komşusu Irak’ta 10 Ekim 2021’de genel seçimler yapıldı.

Abdulhakim Günaydın’ın Independent Türkçe de ki bugünkü yazısı şöyle devam ediyor:

329 sandalyeli parlamento seçimlerinde Mukteda es-Sadr’ın liderliğini yaptığı Sadr Grubu sandalye sayısını artırarak birinci parti oldu.

Her seçim döneminin ardından olduğu gibi yine koalisyon hükümetinin kurulması için görüşme ve müzakereler yapıldı

Bu sefer genel seçimlerin üzerinden yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen hala hükümet kurulamadı.

Mukteda es-Sadr, hükümeti oluşturmak için Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Irak Parlamentosu’ndaki Sünni çatı yapı Egemenlik Koalisyonu ile “Vatanı Kurtarma” isimli üçlü ittifak kurdu.

İttifakın cumhurbaşkanı adayı seçilemedi

Sadr Grubu’nun 73, KDP’nin 31 ve Sünni Egemenlik Koalisyonu’nun da 60’dan fazla vekili bulunuyor.

Üçlü ittifak, yaptıkları müzakerelerden sonra hem başbakan hem de cumhurbaşkanı adaylarını açıkladı.

Ancak parlamentoda cumhurbaşkanı seçimi için düzenlenen oturumda, yeterli sayıya ulaşılmadığı için birkaç defa seçim ertelendi.

Bunun üzerine Sadr, ramazan ayı başında İran’a yakın Şii grupların çatı oluşumu Koordinasyon Çerçevesi’ne hükümeti kurması için 45 günlük süre tanıdığını açıkladı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin de hükümeti kuramaması üzerine Sadr, geçen hafta muhalefet saflarına geçeceklerini duyurdu ve vekillerin istifa dilekçelerini hazırlamalarını istedi.

Çağrı sonrası vekiller istifa etti

Şii lider Sadr, dün yaptığı yazılı açıklamada kendilerine bağlı milletvekillerinden istifalarını Irak Meclis Başkanlığı’na sunmaları çağrısı yaptı.

Çağrı üzerine Sadr Grubu’na bağlı vekiller dilekçelerini sunarak istifa etti.

Mukteda es-Sadr'ın çağrısının ardından 75 vekil istifa etti

Mukteda es-Sadr’ın çağrısının ardından 75 vekil istifa etti / Fotoğraf: AA

Vekillerin istifasının ardından Sadr Grubu’nun başbakan adayı Muhammed Cafer es-Sadr da adaylıktan çekildiğini duyurdu.

Yaşanan son gelişmeler üzerine eski Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı ve KDP lideri Mesud Barzani de sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

Barzani paylaşımında “Sayın Mukteda es-Sadr’ın kararına saygı duyuyoruz. Gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

Meclis feshedilerek seçimlerin iptali yaşanabilir mi bilinmez ama hükümetin kurulamama krizinin bir süre daha devam edeceği görülüyor.

Peki, hükümetin kurulmasını zorlaştıran etkenler nelerdir? Neden 8 yıllık zamana rağmen hükümet kurulamıyor? Irak’taki üçe bölünme durumu derinleşiyor mu? 

Gelişmeleri ve bölgeyi yakından takip eden uzmanlar, konuyu Independent Türkçe’ye değerlendirdi.

“Siyasal kültür en büyük engellerden biri”

Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Erkmen, Irak’taki siyasal kültürün hükümetin kurulamamasının en büyük engellerden biri olduğu görüşünde.

ABD’nin 2003’ten sonra Irak’ın etnik ve mezhepsel siyaset çizgisini bölümlediğini kaydeden Erkmen, “Bu kurulabilecek her hükümetin güç bela uzlaşmasını gerektiriyor. Neredeyse öyle bir hale geldi ki adı konulmamış bir şekilde anayasada yazmamasına rağmen cumhurbaşkanı Kürtlerin, başbakan Şiilerin ve meclis başkanlığı da Sünni Arapların olmak üzere bir ayrıma gidildi” diye konuştu.

Grupların bunun dışında hiçbir şeyi kabul etmediğini ve gruplar arasında problem yokken bunun işlediğini ancak bir süre sonra Kürtler, Şiiler ve Sünni Arapların kendi aralarında anlaşamayınca sorunun büyümeye başladığını kaydeden Erkmen, “Bu yüzden hükümetin kurulması gecikti” ifadelerini kullandı. 

Serhat Erkmen

Erkmen’e göre Irak’ta çoğunluk hükümeti kurabilmek neredeyse imkansız. Çünkü sorun iki parti veya üç liderin anlaşamaması değil. Mesele 2003’ten sonra Irak siyasetinin etnik ve mezhepsel çizgilerle oturtulmaya çalışmanın bir sonucu ve yapısal bir sorun olmaktan kaynaklanıyor. 

“Ülke aşamalı bir kriz ile karşı karşıya kalacak”

Ülke üçe bölünmeye doğru gitmese de ciddi bir kaosa doğru sürüklendiğine değinen Erkmen, “Eskilerin tabiriyle Sadr, ‘sine-i millete’ dönme kararı aldı. Erken seçim olacağını düşünmüyorum. Bu bana Sadr lehine muhtemel sokak hareketleri, gösteri ve protestolara daha fazla ağırlık vereceğini ve buna karşılık Nuri Maliki liderliğinde bir ekibin hükümeti kurmak için partilerle hızlı bir görüşme trafiğine başlayacağını düşündürüyor” yorumunda bulundu. 

Prof. Erkmen, şunları kaydetti:

Sünni Arap ve Kürtlerin, Sadr Grubu vekilleri gibi bir şey yapacağını tahmin etmiyorum. Sonuçta çıkarları çerçevesinde Irak’ta siyaset ve merkezi hükümete bakıyorlar. Merkezi hükümetten alabildikleri şeyleri olabildikleri sürece bu tür bir şey yapmayacaklardır. Ama orta vadede bakıldığında ülkenin orta ve güney kısımlarında yani Şiilerin çoğunlukta yaşadığı bölgelerde yoğunlaşan sokak gösterileri ve güvenlik güçleriyle karşı karşıya gelebilen protestoları görebiliriz. İşte bu bize milis, güvenlik güçleri ve halk arasında ciddi bir sürecin başlayıp başlamayacağını gösterecek. Eğer bundan sonra ülke tekrar bir seçime sürüklenmek durumunda kalırsa o zaman belki çok büyük bir kaosu konuşuyor oluruz. Ülkenin aşamalı bir kriz ile karşı karşıya kalacağını düşünüyorum.

“Dışa bağımlı gruplar ülkeyi kaosa sürüklüyor”

Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) Zaho Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Taha Sindi ise Irak’ta hükümetin kurulamamasını dış ülkelere bağımlı gruplara bağladı.

Ülkenin bilimsel ve kültürel olarak yıkılıp virane olduğunu ve yeniden toparlamasının emek ve zaman isteyeceğini aktaran Prof. Sindi, yok edilen Irak’ın sadece isminin kaldığını söyledi.

Pratikte Irak diye ülkenin kalmadığını savunan Sindi, “Birçok ülkenin aktörleri Irak’ta cirit atıyor. Siyaset ve kurumları dahil birçok şeyi onlar yönetiyor. En önemlisi de ülkeyi amaçlarına ulaşmak için kullanıyorlar” dedi.

Dışa bağımlı grupları hükümetin kurulamamasının önündeki en büyük etkenlerden biri olarak gördüğünü belirten Sindi, “Bu gruplar, Irak halkının çıkarı yerine bağlı bulundukları ülkelerin menfaatlerini önceliyor. Bunların ne Kürt ne Şii ne de Arap gibi bir dertleri olmadığı gibi ülkeye barış, huzur ve istikrarın gelmesinin önündeki en büyük engeldirler. Çünkü kaostan besleniyorlar” yorumunu yaptı.

Şevket Taha Sindi



“Barzani gibi bir liderimiz olduğu için çok şanslıyız”

Anlaşma sağlanmayıp, çoğunluk hükümetinin kurulamaması durumunda krizin devam edeceğinin altını çizen Sindi, “Muhtemelen Bağdat başta olmak üzere Irak’ın genelinde yine gösteri, protesto ve şiddet olayları baş gösterecek. Zaten kötü olan ekonomik durum daha kötüleşip hırsızlık, yağma ve cinayet gibi toplumsal olayların yaşanmasına kadar gidebilir” şeklinde konuştu. 

IKB’nin yaşanması muhtemel olumsuzluklardan fazla etkilenmeyeceğini düşündüğünü dile getiren Prof. Dr. Şevket Taha Sindi, “Çünkü bizim Mesud Barzani gibi bir liderimiz var. Barzani sadece Kürtlerin değil, Araplar dahil ülkedeki azınlıkların da haklarını savunuyor. Barzani bilgi, tecrübe ve öngörüsüyle ülkenin huzur içinde yaşaması için çok çabalıyor. Irak’taki siyasiler dışında uluslararası aktörlerle sürekli diyalog halinde ve sorunun çözümüne katkı sunmaya çalışıyor” dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:

IKB’nin Irak’ın mevcut durumundan olumsuz etkilenememesinin yolu, siyasi partilerin şahsi çıkarlarını bir kenara bırakıp, halkın çıkarlarını öncelemekten geçiyor. Evet, yolumuz güllerle kaplı değil. Diken ve engellerin farkındayız. Ancak birlik içinde hareket edilirse en az zararla atlatacaklarını bilmeliler. Şey Ahmed-i Hani’nin 350 yıl önce dile getirdiği birlik vurgusu çok önemlidir. Huzur, barış ve istikrar içinde yaşamamız buna bağlı.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu