Diyarbakır’daki muhteşem tarihi mekanlar
Diyarbakır ve çevresi tarih öncesi dönemlerden itibaren her devirde önemini korumuş Anadolu ile Mezopotamya Avrupa ile Asya arasında doğal bir geçiş yolu olarak köprü görevi yapmış bu nedenle de çeşitli uygarlıkların tarihi ve kültürel mirasını günümüze kadar taşımıştır.
Diyarbakır surları, camileri, hanları, müzeleri, kiliseleriyle adeta yaşayan bir tarihtir. Bu tarihi yaşayabilmek için Diyarbakır sur ilçesine gitmeniz yeterli olacaktır.
Dicle Nehri
Binlerce yıldır Fırat Nehri ile birlikte Mezopotamya Bölgesi’ne bereket getiren Dicle Nehri, Diyarbakır’dan da geçmektedir. Dicle’nin kenarında yer alan Hasankeyf, tarihi dokusu ile hem yerli hem de yabancı turistlerin dikkatini çekmektedir. Bu bölgeyi ziyaret ettiğiniz zaman, Hasankeyf’te bir gezi yapabilir, nehir kenarında doğa ile iç içe bir gün geçirebilir ve nehirden tutulan balıkların tadına bakabilirsiniz.
Manzarası ile ziyaretçilerine eşsiz bir güzellik sunan Hevsel Bahçeleri
Yeşilin her tonunu bünyesinde barındıran Hevsel Bahçeleri, 250 hektarlık geniş alana sahip Diyarbakır Surları ile Dicle Nehri arasında benzersiz bir doğal güzelliktir. Tarımın anavatanı olarak anılan Mezopotamya’nın en eski tahıl ambarının bu bölge olduğu söylenmektedir.
Hevsel’de oldukça zengin bir yaban hayatı bulunmaktadır. Bölge, 180’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapmasının yanı sıra, susamuru, tilki, sansar, sincap ve kirpi gibi birçok canlının da barınağı konumundadır. Hevsel Bahçeleri, UNESCO Dünya Miras Listesi başvuru dosyasına eklenmiştir.
İslam aleminin 5. Harem-‘i şerifi olarak kabul ediliyor
Tarihi Ulu Cami: 639 senesinde Diyarbakır’ın Müslüman hakimiyetine geçmesinin ardından inşa edilen Ulu Camii’nin Anadolu’daki en eski cami olduğu tahmin ediliyor. Diyarbakır’ın en büyük kilisesi olan Mor Toma kilisesi camiye çevrilmiş ve Ulu Camii adını almış. Kiliseden dönme olmasından mıdır bilinmez ama İslam alemi tarafından 5.Harem-i Şerif olarak kabul ediliyor. Yolunuz bu muhteşem şehre düşerse Ulu Cami’yi görmeden şehirden ayrılmayın.
Meryem Ana Kilisesini ziyaret etmeyi ihmal etmeyin
Meryem Ana Kilisesi: Meryem Ana Kilisesi’nin 3. yüzyıldan kalma olduğu tahmin ediliyor. Süryani inanç mekanlarından biri olan Meryem Ana Kilisesi geçen yüzyıllar boyunca pek çok kez onarım gören kilise taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Kilisede dört ayrı avlu bulunuyor. Bu avluların ortasında da bir havuz mevcut. Bunun yanında divanhane denen bir bölümde mevcut. Ayrıca kilise içerisinde görev yapan din adamlarının konaklayabileceği bir yer de bulunuyor. Diyarbakır’a gelirseniz Meryem Ana Kilisesinin ziyaret etmeyi de ihmal etmeyin.
Müzeye dönüştürüldü Cahit Sıtkı Tarancı Müze Evi:
Diyarbakır evlerinin özelliklerini en özgün biçimde muhafaza eden ve en güzel örneklerden birisi olan Cahit Sıtkı Tarancı’nın evi Kültür Bakanlığı tarafından satın alınarak müze olarak düzenlenmiştir. Müzede şaire ait özel eşyalar, mektupları ve kitapları ile etnografik eserler de sergilenmektedir. Diyarbakır mimarisine özellikle Akkoyunlu, Artuklu ve Osmanlı stili hakimdir. İklim şartları göz önüne alınarak, yazlık, kışlık, baharlık bölümlerinden oluşan, içe dönük, orta avlulu ve çok pencereli olarak inşa edilen evin orta avluda oval bir havuzu bulunmaktadır.
Otel olarak hizmet veriyor Kervansaray:
Mimarisi oldukça beğeni toplayan bu yapının inşası 6 senede tamamlanmış. Kervansaray içerisinde 72 oda ve 17 dükkan bulunuyor. Bunun yanında 800 devenin sığabileceği bir ahırı da mevcut. Günümüzde bir çok organizasyonda yer alan (düğün, nişan ,kına, mezuniyet baloları vs.) bu tarihi yapı bugün otel olarak hizmet veriyor. Burada kalarak farklı bir konaklama deneyimi yaşayabilirsiniz.
Eğil’deki Asur kalesi
Asur Kalesi: Birçok medeniyet, uygarlık ve dine beşiklik etmiş tarihi Asur şehri, peygamber, azizler ve nebiler diyarı olarak da bilinen Diyarbakır’ın kuzeybatısında ve Diyarbakır’a 50 kilometre uzaklıkta olan Eğil ilçesindeki Asur Kalesi, ilk günkü görkemiyle Dicle Nehri’ne bakıyor. Sırasıyla Urartular,Medler, Persler, Büyük İskender, Slevoklar, Partlar, Büyük Tigran, Roma-Bizans, Ermeniler, Büyük Selçuklular, Nisanoğulları, Timur, Akkoyunlular, Safevilerin hüküm sürdüğü Eğil ve bölgesinde hâlâ söz konusu medeniyetlerden kalıntıları mevcut. Asur kalesinin içerisinde Asur krallarına ait mezarlarda bulunuyor. Kral mezarlıkları denilen bölgede bir çok kralın mezarları da mevcut. Aynı zamanda gidecek olursanız eğer Diyarbakır güzelliklerinden olan Eğil Barajında feribot veya jet ski üzerinde de güzel bir gezinti yapabilirsiniz.
Şarap içmeden gitmeyin Sülüklü Han:
Yapılış tarihi 1683 olan hanın bahçesinde bulunan kuyudan dolayı bu adı almış. Anlatılana göre hanın bahçesinde bulunan içerisinde sülükler yaşıyormuş. Dönemin tabipleri de bu sülükler ile hastalara şifa dağıtıyormuş. Han bu yüzden “Sülüklü” olarak anılmaya başlamış. Bugün restore edilen han kafe olarak işletiliyor. Bu eşsiz şehri gezerken yorulduysanız Sülüklü Han gayet ideal bir dinlenme tesisi olabilir.
Turistlerin yoğun ilgi odağı Zerzevan Kalesi:
Diyarbakır’ın Çınar ilçesi yakınlarında-ki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan ve kazı yürütülen Zerzevan Kalesi’nin geçmişte bir askeri yerleşim olduğu aynı zamanda da sivillerin yaşadığı bir yer olduğu düşünülüyor. Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde bulunan bu tarihi yapı bugünlerde turistlerin ilgi odağı.
Tüm ihtişamıyla ayakta On Gözlü Köprü:
Diyarbakır’ın en önemli tarihi varlıklarından olan On Gözlü Köprü bugün adeta şehrin simgesi durumunda. Köprü Silvan, Mervani, Dicle gibi isimlerle de anılıyor. Mervani hakimiyeti döneminde inşa edilen köprü dönemin hükümdarı tarafından inşa ettirilmiş. 1065 tarihinde inşa edilen köprü o tarihten bugüne tüm ihtişamıyla ayakta. Ziyaret sırasında zurna, davul eşliğinde Diyarbakır Halkının halay oyunlarına tanıklık edebileceğiniz coşkusunu hiç kaybetmeyen kitleyi gördüğünüzde şaşırmayın ve de katılın seve seve kabul edilirsiniz.
12 metre yüksekliğindeki surlar Diyarbakır Surları:
Dünyanın en uzun ikinci surları olarak kabul ediliyor. Uzunluk olarak ikinci sırada olsa da üzerindeki işçilik, kabartma, motif gibi özellikleriyle eşsizdir. Surların kuş bakışı görüntüsü bir kalkan balığını andırıyor. 5 kilometrelik uzunluğu ve 12 metrelik yüksekliğiyle Diyarbakır surları tüm ihtişamıyla ziyaretçileri bekliyor.
Hasan Paşada çay molası Hasanpaşa Hanı:
Diyarbakır’ın Osmanlı hakimiyetine geçmesinden sonra dönemin kudretli paşaları arasında olan Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu tarafından inşa ettirilmiş. Çok uzun yıllar ticaretin kalbi burada atmış. Yılların hatta asırların yorgunluğundan kurtulabilmek için oldukça kapsamlı bir restorasyona uğramış. Bugün tarihi ve turistik bir merkez olarak kullanılan han kültür turları için vazgeçilmez noktalardan. Yolunuz düşerse avlusunda bir çay içmeyi ihmal etmeyin.