Diyarbakır’da bulunan Babacan’dan ‘eşit vatandaşlık’ mesajı
Diyarbakır’da iftar programına katılan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, “Biz kuru kardeşlik sloganları atmıyoruz. Biz, eşitlik diyoruz. Eşit vatandaşlığın altını kalın kalemle çiziyoruz” dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Diyarbakır’da düzenlediği iftar programına katıldı.
Türkiye’nin demokrasiyle ve iyi yönetilmesi halinde tüm zorlukları aşabileceğini söyleyen Babacan, “Çok yakın geçmişte silahların sustuğu, insanların büyük umutlarla barışa inandığı, barışı beklediği günler yaşadık. Bu meydanlar sadece acılara değil umuda, huzura da tanıklık etti. Hatasıyla sevabıyla belirli süreçler yaşandı. Biz, zamanında iyi niyetle yapılan bazı girişimlerin topyekun karalanmasına karşıyız” dedi.
‘Özgürlüğün pazarlığı olamaz‘
“Geriye dönüp baktığımızda, yanlışlar yapıldığını da görüyoruz” diyen Babacan, “Daha önce söyledim, yine söylüyorum. Hakkın, hukukun, özgürlüklerin pazarlığı olmaz. Hak, olduğu gibi tanınır. Ancak çatışmanın da sonsuza dek sürmesi kabul edilemez. Bunun sona ermesi için de ne yapılması gerektiğini gayet iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Geçmişten alınacak dersler olduğunu söyleyen Babacan, “Gerçek bir demokratik düzeni hep beraber kuracağız. Özgür, zengin ve güçlü bir Türkiye’yi hep beraber inşa edeceğiz. Biz, kuru kardeşlik sloganları atmıyoruz. Biz, eşitlik diyoruz. Eşit vatandaşlığın altını kalın kalemle çiziyoruz” dedi.
‘Eşit vatandaşlık olsa ,demokrasinin önüne kayyum gölgesi düşmezdi’
Belediyelere kayyım atanmasını eleştiren Babacan, şöyle devam etti:
“Türkiye’de eğer eşit vatandaşlık olsaydı, herkesin iradesine eşit derecede saygı duyulurdu. Eşit vatandaşlık olsaydı, demokrasimizin üstüne kayyumların gölgesi düşmezdi. Eşit vatandaşlık olsaydı, şehirlerimizde seçmen iradesi gasp edilmezdi. Eşit vatandaşlık olsaydı, bu topraklarda konuşulan hiçbir dil yok sayılmazdı. Hiçbir dile ‘bilinmeyen dil’ muamelesi yapılmazdı. Hedefimiz, ülkemizde eşit vatandaşlık ilkesini hakim kılmaktır. Herkesin kendi kimliğiyle, olduğu gibi kabul edildiği bir Türkiye’yi inşa etmektir.”
“Etnik, dini, mezhebi ve kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz”
“Hedefimiz; Ülkemizde eşit vatandaşlık ilkesini hâkim kılmaktır. Türkiye’nin, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı bir ülke olmasıdır. Herkesin kendi kimliğiyle, olduğu gibi kabul edildiği bir Türkiye’yi inşa etmektir. Hayalimizdeki Türkiye, hepimizin Türkiye’sidir.
İşte bunun içindir ki biz; etnik, dini, mezhebi ve kültürel tüm çeşitliliğimizi sahipleniyoruz. Çeşitliliği, en büyük zenginliğimiz olarak görüyoruz. Emin olun; herkesin kendisini eşit ve onurlu vatandaş hissettiği Türkiye hedefimize, hep beraber ulaşacağız.
Hedefimiz, Türkiye’yi, hiç kimsenin dışlanmadığı, hiçbir fikrin ötelenmediği bir ülke yapmaktır. Ülkemizin güçlenmesinin parolası, herkesin özgürce konuşabilmesidir. Fakat, ne yazık ki, bugün hak ve özgürlükler konusunda çok ciddi sorunlar yaşıyoruz.
“Şiddet içermeyen fikirler “terör örgütü propagandası” nedeniyle ceza alıyorsa, o ülkede hak hukuk kalmamıştır”
“Eğer bir baro başkanı, televizyondaki bir tartışma programında, beğenin ya da beğenmeyin, fikirlerini ifade ettiği için gözaltına alınmış, hedef gösterilmiş ve bu onun canına mal olmuş ise, o ülkede özgürlük sorunu vardır.
Eğer, tutuklanan bir siyasetçi, hastalığının ilerlemesine rağmen cezaevinde tutuluyorsa, o ülkede haksızlık vardır. Eğer, şiddet içermeyen, yakın tehlike oluşturmayan fikirler, “terör örgütü propagandası” nedeniyle ceza alıyorsa, o ülkede hak hukuk kalmamıştır. Tüm bunlar vicdanları yaralayan gelişmelerdir arkadaşlar.”
“İfade özgürlüğünün sınırları, ideolojik pozisyonlara göre genişletilip daraltılamaz”
“O nedenle biz, “önce özgürlük” diyoruz. İfade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, protesto özgürlüğü diyoruz. İfade özgürlüğünün sınırları, öyle ideolojik pozisyonlara göre genişletilip daraltılamaz. Bunlar, kendi Anayasamızda ve evrensel hukukta garanti altına alınan özgürlüklerdir.
Biz, hukukun dışına çıkan her türlü uygulamaya itiraz ediyoruz. Çünkü özgür ve zengin bir Türkiye’ye giden tek yol, meşru demokratik siyasetten geçer. Bunun içindir ki, meşru demokratik siyaset kanallarını tıkayan her uygulamanın karşısına dimdik çıkıyoruz. Tam demokrasi yolunda durmadan, canla başla çalıştık, çalışıyoruz.”
Babacan, konuşmasını Kürtçe “Noşi can be” (Afiyet olsun) diyerek tamamladı. Daha sonra Ali Babacan, bir kişinin elini kaldırdığı fotoğrafı, “Diyarbakır’dan bildiriyorum. Hep beraber kazanacağız!” notuyla paylaştı.