Aksakal: HDP gibi bir partiyle herhangi bir ittifak içerisinde asla olmayız
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, seçimlerde ittifaklarla ilgili tutumunu açıkladı. Aksakal, AK Parti, MHP, CHP ve İYİ Parti’yle ittifak için konuşabileceklerini HDP’yle ise mümkün olmadığını söyledi.
Cumhur İttifakı’nın Meclis’e getirdiği seçim kanununda değişiklikler öngören teklifin ardından siyasi partilerin seçimlerde nasıl bir tutum alacağı merak konusu oldu. Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal’a göre, DSP’nin de AK Parti’nin de CHP’nin de ittifaka ihtiyaç duyduğu, “hâkim” partilerin ittifakları belirlediği bir yapı yaratıldı.
Bu zamana kadar ne Cumhur İttifakı’ndan ne de Millet İttifakı’ndan kendilerine “İttifaka katıl” önerisinin gelmediğini belirten Aksakal, ittifak ve cumhurbaşkanı adayını destekleme noktasında partisinin kırmızı çizgilerini açıkladı. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı üyeleriyle oturup konuşabileceklerini belirten Aksakal, HDP ile ise bunun mümkün olmadığını söyledi.
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, seçim yasası, olası ittifaka katılma ve seçime dair açıklamalarda bulundu. Aksakal, herhangi bir partiden ittifak katılma çağrısı aldığını belirtti. Aksakal, “DSP yüzde 10’luk seçim barajını aşamayacağını öngörüyorsa, yüzde 10’luk barajı aşacak bir yapıyı, ama kurgulamak ama içinde yer almak noktasında mutlak suretle bir karar alacaktır” ifadelerini kullandı. İttifak bugün sadece DSP’nin değil AK Parti’nin de en büyük ihtiyacı olduğunu söyleyen Aksakal, “Çok açık ifade ediyoruz, HDP gibi bir partiyle herhangi bir ittifak içerisinde asla olmayız. Bu kendimizi inkâr anlamına gelir. Ama bunun dışındakilerle politikalarımızdaki farklılıklar üzerinde tartışılabilir. CHP’yle de İYİ Parti’yle de görüşürüz” dedi.
‘HDP’YE ÖNERİ VERMEMİŞTİK’
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın Gazete Duvar’a açıklamalarda bulundu.Seçim kanununda değişiklikleri değerlendiren Aksakal, “Bu konuda bir açıklama yapmıştım ve “Dağ fare doğurdu” demiştim. Yaklaşık bir buçuk senedir gündemde olan bu konuda çalışma yaparak önerilerimizi Adalet Bakanı, Meclis Başkanı, Meclis’teki siyasi partilerin genel başkanlarına vermiştik. HDP’ye vermemiştik. Sonrasında randevu talebimize olumlu yanıt veren Sayın Cumhurbaşkanı’na da götürmüştük. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, seçim barajı denilen kavramın ortaya konulmasındaki gerekçelerden birisi olan yönetimde istikrar konusunu ya da sıkıntısını ortadan kaldırmış oldu. Yönetim bir kişi tarafından oluşturuluyor. Cumhurbaşkanı hükümeti kuruyor. Dolayısıyla bir istikrarsızlık söz konusu değil. Yani hükümet güven alır mı, almaz mı? Ya da güvensizlik oyu ile düşürülür mü, düşürülmez mi? Bu hususlar tamamen ortadan kalkmış durumda. Bu yönetimde istikrarın varlığına işaret eden göstergeler. Geriye ne kaldı? Temsilde adalet…” ifadelerini kullandı.
‘HİÇBİR SİYASİ YAPI İLK TURDA BÖYLE BİR SAYIYA ULAŞAMAYACAK’
Aksakal, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Cumhurbaşkanı’nın seçimi ilk turda kazanması, seçmenin yüzde 50’sinden bir kişi fazlasının oyunu alması şartına bağlandı. Ancak görüldü ki bu anayasa değişikliği yapıldıktan sonra, hiçbir siyasi yapı ilk turda böyle bir sayıya ulaşamayacak. O zaman bunu nasıl aşabiliriz? İttifak kanunu denilen kanunu hazırladılar. Her siyasi partinin Meclis’e girebilmesine olanak sağlama karşılığında Cumhurbaşkanlığına oy almayı hesaplayarak ittifak yasası çıkarıldı. Bu da bir hâkim parti dominantlığını ortaya çıkardı. Hâkim parti, hangi siyasi partiyi o yapı içerisinde görmek isterse, orada olabiliyorsunuz. Şimdi bu manzara karşısında bir seçim kanunu getirdiler ve “barajı yüzde 7’ye indireceğiz” dediler. Oysa parlamentodaki partilerin, AK Parti’nin “seçim barajını sıfıra indireceğiz” diye taahhütleri var. O zaman neden yüzde 7? Yüzde 7’ninbir nedeni olmalı” diye konuştu.
‘İTTİFAKA MECBUR BIRAKILIYOR’
Aksakal, “Bu kanun değişikliği teklifi, seçime tek başına girdiklerinde parlamentoya katılamayacaklarını bilen partilerin bir ittifaka mecbur edilmesi amacı taşıyor. Hâkim partiler, diğer partileri kendi ittifaklarına katılmaları noktasında mahkûm hissettirmek için söz konusu yasal düzenlemeyi bu noktada tutuyorlar” dedi.
‘İTTİFAK BUGÜN SADECE DSP’NİN DEĞİL AK PARTİ’NİN DE EN BÜYÜK İHTİYACI’
Aksakal, bugün itibariyle eğer baraj yüzde 7’ye inerse, yüzde 7 oyu garanti edebilecek partiler hâkim partidir. Bugün itibariyle kamuoyu araştırmalarına göre AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ve HDP hâkim parti pozisyonuna girmiş bulunduğunu belirtti.
DSP’ye hiç ittifak çağrısı gelmediğini belirten Aksakal, olası bir ittifakı şöyle açıkladı:
“Bunu şimdiden söyleyebilmek çok doğru değil. Siyasette, rahmetli Demirel’in de dediği gibi 24 saat çok uzun zaman. Yarın siyaset mekanizması Türkiye’de hangi noktaya evrilir bunu kestirebilmek çok güç. Bu ekonomide de böyle. DSP, seçimlere katılma yeterliliği olan bir parti. 600 milletvekili adayımızı belirlemeye çalışıp seçimlere tek başımıza katılma hazırlığını yapmalıyız. Siyasi parti seçimlere katılmak için kurulur. Bir siyasi parti başka bir siyasi partinin iktidar olması için kurulmamalıdır. Eğer DSP yüzde 10’luk seçim barajını aşamayacağını öngörüyorsa, yüzde 10’luk barajı aşacak bir yapıyı, ama kurgulamak ama içinde yer almak noktasında mutlak suretle bir karar alacaktır. Çünkü parlamentoya girmenin başka yolu yok. İttifak bugün sadece DSP’nin değil AK Parti’nin de en büyük ihtiyacı. Aynı şekilde CHP’nin de ihtiyaç duyduğu bir mekanizma. Diğer partilerin ittifak yapısı içerisinde bulunma arzusu ya da stratejisi yadırganamaz” ifadelerini kullandı.
‘HDP GİBİ BİR PARTİYLE HERHANGİ BİR İTTİFAK İÇERİSİNDE ASLA OLMAYIZ’
İttifak kurulmasında kırmızı çizgilerin olduğunu söyleyen Aksakal, “Bizim kırmızı çizgimiz çok net. Anayasanın ilk üç maddesinde yazılan kriterler bizim kırmızı çizgimiz. Bu kriterlerle sorunu olan bir siyasi yapıyla bizim yan yana durmamız ya da birlikte hareket etmemiz söz konusu olmaz. Çok açık ifade ediyoruz, HDP gibi bir partiyle herhangi bir ittifak içerisinde asla olmayız. Bu kendimizi inkâr anlamına gelir. Ama bunun dışındakilerle politikalarımızdaki farklılıklar üzerinde tartışılabilir. CHP’yle de İYİ Parti’yle de görüşürüz. Bunlar siyasetin doğası içerisindeki hadiseler. HDP’yle niye görüşmeyiz? Bu da çok net. HDP bugün çıkar, “PKK terör örgütüdür, biz bunu anladık. Kürt sorunun çözümü parlamentoda karşılık bulacaktır. PKK’yı reddediyoruz, silahları bırakıp teslim olmalıdır” derse olabilir. HDP bugün legal bir partidir ama işleyişi itibariyle meşruiyetini kaybetmiş bir partidir” dedi.