Dünya

ABD Kongresi üyelerinden ‘İran tehdidine karşı Kürdistan Bölgesi’ni destekleyin’ mektubu

ABD Kongresi’nin üç üyesi, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e gönderdikleri mektupta İran tehdidine karşı Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ni desteklenmesi çağrısında bulundu.

ABD Kongresi üyelerinden Michael Waltz, Dina Titus ve Doug Lamborn Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e gönderdikleri mektupta, ‘Biden yönetimi, İran’ın enerji üretimine yönelik tehditlerine karşı Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ni desteklemelidir.’  denildi.

Üç Kongre üyesi, söz konusu mektuplarında Kürdistan Bölgesi’nin son 15 yıldaki ekonomik dönüşümünün dikkate değer olduğunu vurgulayarak, petrol üretiminin sıfırdan günde 450 bin varile ulaştığını kaydetti.

ABD Kalkınma Finansmanı Kurumu’nun Kürdistan Bölgesi’nin enerji kapasitesini geliştirmek için Amerikan şirketlerine 300 milyon dolar sağladığını anımsatan senatörler, ayrıca Kürdistan Bölgesi’nin enerji üretiminin jeostratejik önemine dikkat çekti.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan enerji krizinde Kürdistan Bölgesi’nin bir fırsat olabileceğini dile getiren ABD Kongresi üyeleri, İran’ın saldırılarına da değindi.

İran’ın Kürdistan Bölgesi’ndeki saldırılarının ana hedefinin petrol altyapısı olduğunu söyleyen Michael Waltz, Dina Titus ve Doug Lamborn, “Artan enerji kapasitesinin farkına varan İran, bu yılın başlarında Erbil’e roketler atarak, Kürdistan’ın önde gelen iş insanının evine saldırdı. Ayrıca İran destekli mezhepçi milisler bir Kürt rafinerisini etkisiz hale getirdi” dedi.

Kongre üyeleri, “İran’a bağlı milisler Kürt petrol altyapısına en az beş kez roket ve insansız hava araçlarıyla saldırı gerçekleştirdi” hatırlatmasında bulundu.

Erbil ile Bağdat arasındaki anlaşmazlıkların çözümünün ABD’nin ulusal çıkarına olduğunu da söyleyen senatörler, Kürdistan Bölgesi’ne yönelik her türlü saldırının bölgedeki gerilimi artırdığına ve petrol piyasasının düzenini bozduğuna işaret etti.

Diğer yandan ABD Kongresi’nin üç üyesi, Irak Federal Mahkemesi’nin Kürdistan Bölgesi’nin petrol ve doğalgaz yasasıyla ilgili son kararı dahil, son dönemdeki mahkeme kararlarının, bölgede faaliyet gösteren Amerikan enerji şirketlerinin aleyhine olacak şekilde uygulanıyor olmasından kaygı duyduklarını dile getirdi.

Senatörler, Irak Federal Mahkemesi’nin Kürdistan Bölgesi’nin enerji sektörü aleyhine verdiği karar nedeniyle Bağdat’ın iki Amerikan ve iki Avrupalı ​​şirketle yaptığı sözleşmeleri iptal ettiğini anımsattı.

Irak Federal Mahkemesi bu yılın ilk aylarında aldığı kararda, Kürdistan Bölgesi’ndeki petrol ve doğalgaz sahalarını yönetme yetkisinin Bağdat’taki Petrol Bakanlığı’na verilmesine hükmetmişti. Karar Kürdistan Bölgesi’nden sert tepki almıştı.

Ayrıca söz konusu mektupta, “ABD Dışişleri Bakanlığı, Kürdistan Bölgesi’nin özerkliğini ve ekonomik haklarını güvence altına alarak, Irak’ın İran müdahalesinden arındırılmış çok etnikli laik bir cumhuriyet olmasını sağlayarak bu anlaşmazlıkların çözümüne yardımcı olabilir” denildi.

ABD’li senatörler, “Biden yönetimi, İran’ın enerji üretimine yönelik tehditlerine karşı Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ni desteklemelidir” çağrısında bulundu.

ABD Dışişleri: Yakın temastayız

Bu arada, konuyla ilgili bir soruya yanıt veren ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Bağdat ve Erbil’i mevcut ve gelecekteki yatırımları destekleyen, Kürdistan Bölgesi de dahil olmak üzere Irak halkının çıkarlarını geliştiren bir yol belirlemek için teşviklerde bulunmaya devam ediyoruz” dedi.

Price, “Bağdat’taki merkezi hükümetle ve Kürdistan Bölgesi yetkilileriyle yakın temas halindeyiz” diye konuştu.

ABD’li Senatörlerden Blinken’e Kürdistan Bölgesi için çağrı

Öte yandan ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Bob Menendez ve komisyonun en kıdemli Cumhuriyetçi üyesi Jim Risch, üç gün önce Antony Blinken’e gönderdikleri mektupta, Joe Biden yönetimini, enerji şirketlerinin Kürdistan Bölgesi’nin enerji sektörüne erişimini koruyarak, ABD ve Irak arasındaki ortak enerji çıkarları üzerinde diyalog ve temaslar yürütmeye çağırmıştı.

Senatörler Menendez ve Risch, Irak ile Kürdistan Bölgesi’nin doğal kaynaklarla ilgili yaşadıkları bu ihtilafların Irak’ın yabancı yatırım iklimine de zarar verici etkilerinin olduğunu vurgulamıştı. 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu