Diyarbakır’da konuşan AKP’li Kurtulmuş’tan ‘Kürdistan Bölgesi’ sorusuna yanıt
AK Parti’li Kurtulmuş, Diyarbakır’da yaptığı açıklamada “Türkiye’nin ne Suriye’nin ne Irak’ın ne de başka bir ülkenin bir karış toprağında gözü yoktur” dedi. Kurtulmuş, Rudaw’ın “Kürtçe anadilde eğitim” sorduğu sorusunu da yanıtlarken, “Ana diller üzerinden siyasi argüman geliştirip bunları bir ayrımcılık vesilesi olarak ortaya koymanın da bu bölge halkına yapılacak en büyük kötülük olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, partisinin Diyarbakır’da bir otelde düzenlediği “Basın Buluşması” toplantısında konuştu. Kurtulmuş, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusu ile ilgili konuşan Kurtulmuş, “Uzun yıllardır NATO’nun ceremesini çekmiş, yüklediği yükleri, sorumlulukları yerine getirmiş Türkiye, güvenlik taleplerini ihmal eden bir anlayışa asla müsaade etmez. Bu anlamda özellikle İsveç’in terör örgütüne vermiş olduğu destek ortadadır. Siyasi ve lojistik destekler, belki istihbari destekler, bütün bunlar ortadadır” dedi.
Kurtulmuş, Türkiye’nin Rojava ve Kürdistan Bölgesi toprakları içerisindeki operasyonları hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin yaptığı sınır ötesi operasyonlar ‘Haydi bir operasyon yapalım.’ şekliyle gündeme gelmiş meseleler değildir. Her bir operasyon yapılmadan önce uzun uzun tasarlanmış, planlanmış ve Türkiye’nin güvenlik endişelerini ortadan kaldırmak yani orada terörü kendi kaynağında durdurmak için atılmış olan adımlardır ve çok da isabetli olmuşlardır. Şimdi şunu biliyoruz ki Türkiye, başından itibaren çok net. Suriye’de, Irak’ın kuzeyindeki terör örgütleriyle ilgili kanaatlerini çok net bir şekilde uluslararası alanda masaya koymuştur.
Türkiye’nin ne Suriye’nin ne Irak’ın ne de başka bir ülkenin bir karış toprağında gözü yoktur. Biz Suriye’nin de Irak’ın da toprak bütünlüğünün sağlanması için oraların terör örgütlerinin cenneti haline gelmesi ve paramparça hale dönüştürülmesine karşıyız.
Aslında bu tutumumuz Suriye yönetiminin ve Irak hükümetlerinin de lehine olan bir tutumdur, Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün önemsenmesidir. Oralarda birtakım demografik değişimleri sağlamak için yani asırlardır bir arada beraber yaşayan halkların arasına fitne fesat sokarak oraları demografik olarak değiştirmenin bölgeye büyük bir istikrarsızlık getireceği kanaatindeyiz. Türkiye, ağır bedeller ödeyerek görmüştür ki orada terör örgütlerinin aktif olması demek doğrudan doğruya Türkiye’ye terör saldırısı demektir.”
‘Kürdistan Bölgesi’ sorusuna Kurtulmuş’tan yanıt
Numan Kutrulmuş, Dekak’ın “Operasyonlardan bahsederken Kuzey Irak ve Kuzey Suriye terimlerini kullandınız. Orası resmi olarak Kürdistan Bölgesi olarak geçiyor. Bir süredir AK Parti yetkilileri Kürdistan ismi yerine Kuzey Irak terimini kullanmaya başladı. Neden Kürdistan Bölgesi demiyorsunuz? Bu husus, acaba Kürdistan Bölgesi’ne yönelik devlet politikası değişikliğine mi işaret ediyor?” sorusuna, “Biliyorsunuz Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne bizim Dışişleri Bakanımız ve ilgili yetkililerimiz gidiyor ve orada resmi görüşmeler yapıyor. Aynı zamanda Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin sorumluları, Başbakanı, Dışişleri Bakanı Anklara’ya geliyor ve buralarda resmi görüşmeler yapıyor. Hatta Cumhurbaşkanımızla Beştepe’de görüşme ve toplantıları oluyor, bunu resmiyette dünya kamuoyu ile paylaşıyoruz. Dolayısıyla bu soruyu fiilen sorulmamış kabul ediyorum çünkü geçerli olan bir soru değildir” şeklinde cevap verdi.
Dekak’ın “Kürtçe anadilde eğitim konusunda önümüzdeki dönemde bir adım atmayı düşünüyor musunuz? AK Parti, Kürtçe konusunda fabrika ayarlarına dönecek mi?” sorusu üzerine Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“AK Parti, ayarlarındadır, ondan şüpheniz olmasın. Biz insanların kendi ana dillerini, ana kültürlerini geliştirmesini sonuna kadar savunuruz. Bu, bir insanlık meselesidir ama ana diller üzerinden siyasi argüman geliştirip bunları bir ayrımcılık vesilesi olarak ortaya koymanın da bu bölge halkına yapılacak en büyük kötülük olduğunu düşünüyorum.
Şu anda Türkiye’deki yasalar isteyen herhangi bir kimsenin istediği televizyon kanalını, radyo kanalını, herhangi bir şekilde bir okul kurabilmesini ve burada kendi ana dillerinde eğitim vermesini mümkün kılan hususlardır. Devlet okullarında seçmeli Kürtçe dersleri vardır. Buradaki hassasiyetleri çok fazlasıyla karşılamış olan bir iktidar olduğumuzu ifade etmek isterim.”
“Ana dili ana sütü kadar helaldir”
Kürtçe konserin yasaklandığına yönelik soru üzerine Kurtulmuş, “İptal edilen konserlerle ilgili bize belediyelerden gelen bilgi şudur: Bu konserlerin, organizatörlerinin kendi üzerlerine düşen yükümlükleri yeri getirmedikleri için iptal edildiği söyleniyor. Biz öteden beri söylüyoruz, ana dili ana sütü kadar helaldir. İnsanlar, kendi ana dilleriyle ortaya koydukları kültürel eserleri dile getirmekte serbesttirler. Bunu kuru bir söz olarak söylemiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ana dili ana sütü kadar helaldir. Bu, bizim temel anlayışımızdır” diyen Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İnsanların dilleriyle kendilerini ifade etmelerine, bu ana dili derken ana dilin de bir siyasi istismar vesilesi haline dönüşmeden, benim annem Türk olduğu için Türkçe konuşuyorum.
Mehdi Bey’in annesi Kürt olduğu için Mehdi Bey Kürtçe konuşuyor. Ne o Kürtçe konuştu diye benden üstün ne ben Türkçe konuşuyorum diye ondan üstünüm. Tabii ki bunları söylerken her ülkede olduğu gibi Türkiye’nin resmi dili Türkçedir. Zaten bunu kimse tartışmıyor.
Hatırlıyorsunuz, Diyarbakır’da insanlar bırakın cezaevine, adliyeye, hastaneye gittiğinde Kürtçe konuşamıyordu. Tercüman tutulur, mahkeme zabıtlarına işte bir tercüman vasıtasıyla bunlar dile getirilirdi. Bunları aştık çok şükür. Biz okyanusları aşarak buralara geldik. Bir derede kimse bu ülkeyi bu milletin çocuklarını boğmaya kalkmasın. Böyle bir şey olmaz.”(Rudaw)