Diyarbakır merkezli KÇM araştırması: Kürt kimliği güçlendikçe yaşam memnuniyeti azalıyor.
Diyarbakır merkezli Kürt Çalışmaları Merkezi, Kürt kadınlarına ilişkin bir araştırmaya imza attı. Bin 123 kişiyle yüz yüze yapılan ankete göre kadınlarda Kürt kimliği güçlendikçe yaşam memnuniyeti azalıyor.
Ekonomi, eğitim ve insan hakları gibi başlıklar, pek çok ülkenin ortak sorunu.
Batı ülkelerinden bu sorunlar büyük ölçüde çözülse de Afrika’dan Ortadoğu’ya kadar birçok ülke bu sorunlarla boğuşuyor.
Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze bu sorunları yaşayan ülkelerden biri de Türkiye.
Zamana ve şartlara göre değişse de Türkiye’de ekonomi, eğitim, terörle mücadele, hak ve özgürlükler ile eğitim gibi konular temel sorunların başında yer alıyor.
Sorunların toplumun farklı kesimlerine yansıması farklı oldu. Özellikle kadınlar sorunları derinden hissetti, yaşadı ve yaşıyor.
Şimdiye kadar Türkiye’de yaşayan kadınları ilgilendiren pek çok araştırma yapıldı ve raporlar yayımladı.
Türkiye’de yaşayan Kürt kadınlarına yönelik detaylı araştırma ise yok denecek kadar az.
Diyarbakır merkezli Kürt Çalışmaları Merkezi, Kürt kadınların odağında yer aldığı bir saha çalışmasına imza attı.
Merkez, akademi dışında özellikle Kürt çalışmaları yapan ve bunu bilimsel ve metodolojik bir çalışma çerçevesinde yapan bir kuruluş.
Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu, İstanbul Beyoğlu’nda yaptıkları araştırma hakkında bilgi verdi.
“Kürt kadınları kimdir?”
Ruhavioğlu’na göre detaylandırmaya yönelik bir araştırmayla “Kürt kadınları kimdir” sorusuna kapı aralandı.
19 kentte bin 123 kadın ile yüz yüze yapılan araştırma, belli bir yaş aralığı değil tüm kategorileri kapsıyor.
Katılımcıların yüzde 93’ü Kurmanc, yüzde 7’si de Zaza.
Yüzde 35’i genç, 39’u orta yaş ve yüzde 26’sı da 50 ve üzeri yaş grubunda yer alıyor.
Eğitim ortalaması hâlâ istenilen düzeyde değil
Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 59’ü çocuk sahibi. Yüzde 20’si çalışıyor. Yüzde 8’i de iş arıyor.
Eğitim ortalamasına bakıldığında ise Türkiye’nin ortalamasına göre hâlâ düşük seviyede.
Görüşülen kadınların ebeveynlerinin büyük çoğunluğu lise altı tahsile sahip.
Yaşam memnuniyeti çok düşük
Kürt kadınlarının yüzde 32’sinin herhangi bir sosyal güvencesi bulunmuyor. Yüzde 16’sı “yeşil kart” ile sağlık hizmeti görüyor.
Yaşam memnuniyeti tablosunda ise karamsarlık hakim.
Türkiye’deki Kürt kadınlarının yaşam memnuniyeti çok düşük.
Kürt kimliği güçlendikçe ve yaş grubu gençleştikçe memnuniyet daha da azalıyor.
Yaşama dair memnuniyet dindar kesimde biraz daha fazla.
Bir diğer deyişle dindarlık yükseldikçe hayata dair memnuniyet de artıyor.
AK Parti’ye oy verecek kadınların yaşam memnuniyeti en yüksek grup.
Kürt kimliği güçlendikçe memnuniyet azalıyor
Araştırmada Kürt kimliği “zayıf”, “orta”, “kuvvetli” ve “çok kuvvetli” şeklinde 4 ayrı kategoride değerlendiriliyor.
Tabloya göre Kürt kimliği güçlendikçe memnuniyetin azaldığı görülüyor.
Kadınların kimlik kategorisinde ise 4 başlık öne çıkıyor. Bunlar kadın, Kürtlük, özgürlükçülük ve dindarlık. Sıralama partiye oy verecek Kürt kadınları arasında farklılık gösteriyor.
Bir diğer kategori de Kürt kimliği. Bulgulara göre Kürt meselesi konuşuldukça Kürt kimliğine olan aidiyet güçleniyor. Bu kimliği güçlü bir şekilde taşıyanların oranı ise yüzde 60’tan fazla. Zayıf kimlik aidiyetinin daha çok CHP ve AK Parti’de kümeleniyor.
Kürtçenin konuşulması Kürtlükle bağı güçlendiriyor
Araştırmaya göre anadil ile kimliğin yakın bir ilişkisi var. Dil bilme düzeyi güçlendikçe kendini Kürt hissetme de eş orantılı olarak yükseliyor.
Yeni nesilde Kürt kimliğinin daha güçlü olduğu dikkati çekiyor.
Ayrıca aile içinde Kürtçenin konuşuluyor olması Kürtlükle olan bağı güçlü tutuyor.
Araştırmada kadınlara göre de ekonomi Türkiye’deki en önemli sorunların başında yer alıyor. Bir diğer dikkati çeken konu da ayrımcılık.
Katılımcıların yüzde 25’i ayrımcılık yaşadığı görüşünde.
Yüzde 40 feminizm ile yakın ilişkili
Dikkat çeken bir diğer bilgi de evlilik yaşı oldu. Ankete göre katılımcılardan evli olanlar ortalama 20 yaşında dünyaevine girmiş durumda. Bekar olanlar ise 29 yaşında evlenmek istiyor.
Katılımcı kadınların yaklaşık yüzde 15’i kendisini yüksek düzeyde “feminist” olarak niteliyor. Orta düzey ile birlikte bu oran yüzde 40’ının feminizm ile yakın ilişki içerisinde.
Yarısından fazlası İstanbul Sözleşmesini duymamış veya bilmiyor. Duydum diyenlerin oranı ise yüzde 45.(Independent Türkçe)