Afrika nasıl DEAŞ’ın ikinci evi oldu? ‘Uyanmamız lazım!’
Batı’dan gelen istihbaratlar Güney Afrika’nın en kalabalık şehri Johannesburg’un en zengin bölgelerinden biri için terör saldırısı uyarısında bulunuyordu. İstihbaratların işaret ettiği örgüt ise ülke için tahmin edilemez bir şüpheliye işaret etmekteydi: DEAŞ. Peki bu nasıl oldu?
ABD ve Birleşik Krallık başta olmak üzere Batı bloğundan pek çok farklı istihbarat örgütünün benzer uyarıda bulunması pek rastlanır bir durum değil. Dolayısıyla terör alarmı endişe verici olduğu kadar özeldi de. İstihbarat raporları Güney Afrika’nın en kalabalık şehri olduğu gibi Afrika’nın da Nijerya’nın başkenti Lagos ve Mısır’ın başkenti Kahire’den sonra en yüksek nüfusa sahip şehri olan Johannesburg’da bir büyük bir terör saldırısı planlandığını aktarıyordu. Şok etkisi yaratan raporun ardından Johannesburg sokakları, hatta diğer önemli şehirlerin de sokakları polislerle doldu taştı.
Ülkede gerilim yükselse de bir saldırı yaşanmadı. İstihbarat raporları 29 Ekim’i işaret ediyordu. Söz konusu raporların detaylı olmaması da soru işareti yarattı ancak pek çok uzman konunun çok ciddi olduğunu ifade ediyor ve Güney Afrika’da daha önce rastlanmayan bir şüpheliye, DEAŞ’a işaret ediyor.
Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nün (ISS) baş analisti Martin Ewi, ABD’nin böylesi bir saldırıya ilişkin rapor hazırlayıp sunması için “sağlam kanıtlara” sahip olması gerektiğini söylerken, “Bu, olabilecek en kesin uyarılardan biriydi; saldırının ne zaman ve nerede olacağını söylediler. Çok az uyarı bu tür ayrıntılar barındırır” ifadelerini kullanıyor.
KITAYA ÇOKTAN SIZDI
Haber Global’ın dış kaynaklara dayandırdığı haberindeDEAŞ’ın Orta Doğu’dan sonra terör örgütünün en aktif ikinci merkezi olduğunu vurguluyor. Haber şöyle devam ediyor:
Güney Afrikalı yetkililer ise bir saldırı meydana gelmeyince önce ABD’nin istihbaratını küçümsemeyi, daha sonra ABD’yi istihbarat saklamakla suçlamayı daha sonra da doğruluğu kanıtlanamasa da ABD’nin raporuyla haftalardır devam eden gizli bir çalışmayı suya düşürdüğünü öne sürmeyi tercih etti. Ülke tam bir panik moduna girse de uzmanlar, DEAŞ’ın kıtaya çoktan sızdığını dile getiriyor. Afrika’da yayılan DEAŞ’ın hızla büyüdüğü birkaç ülkeden birinin de Güney Afrika olduğu dile getirilmekte.
Afrika’nın güneyindeki DEAŞ varlığının en görünür olduğu ülke Mozambik olarak öne çıkıyor. Ülkenin kuzeyinde varlık gösteren Ahlu Sunnah Wal Jammah (ASWJ) ya da bölgede bilinen diğer adıyla Al Shabaab (ağırlıklı olarak Somali’de varlık gösteren Eş-Şebab Terör Örgütü’nden farklı) ile ortak hareket eden DEAŞ, buradan Güney Afrika’ya da sızmış durumda. Yaklaşık 3 bin kişinin ölümünden ve 1 milyon insanın zorunlu olarak göç etmesinden sorumlu tutulan ASWJ, ülkedeki milyar dolarlık petrol yatırımlarını da tehdit ediyor. Uzmanlar, nüfusunun sadece yüzde 2’si müslüman olan Güney Afrika’da ise DEAŞ’ın yayılmasının sessiz biçimde olduğunu öne sürüyor.
Terör uzmanı Jasmine Opperman, “DEAŞ tehdidi burada büyüyor, ancak Güney Afrika’da yetkililer naif ve bunun asla başlarına gelemeyeceğini düşünüyor” demekte. Yıllar önce, Suriye ve Irak’taki de facto DEAŞ idaresine, yaklaşık 60 ila 100 Güney Afrikalı’nın katıldığını hatırlatan Opperman bunların bazılarının geri döndüğünü söylüyor ve şöyle devam ediyor:
“Uyanmamız ve tehdidin burada olduğunu görmemiz gerekiyor.”
DEAŞ 2019’da net bir şekilde yenilgiye uğratıldığından beri gözünü Afrika’ya çevirmiş durumda. Yer altı zenginlikleri, karmaşık ve rahat geçilen sınırlar ile zayıf hükümetler DEAŞ için Afrika’nın cazip bir bölge olarak görülmesine neden oluyor. Martin Ewi, DEAŞ ağının en az 20 ülkeyi kapsadığını dile getiriyor ve Afrika’nın, Orta Doğu’dan sonra terör örgütünün en aktif ikinci merkezi olduğunu vurguluyor.
DEAŞ IRAK VE SURİYE’DE YENİLİNCE DÖNDÜLER
Zamanında DEAŞ’a katılmış ancak mağlubiyet sonrası ülkelerine geri dönmüş teröristlerle işbirliği yapan örgüt, analizlere göre bölgede güçlenmek için düşmanı El Kaide’yle bile bölgede çalışmaktan çekinmiyor. Bu birliktelik zamanında birbirini zayıflatan iki örgütün beraber hareket edebileceğini de gösteriyor. Ewi aynı zamanda şu zorluğa da dikkat çekiyor:
“Çevrelenmiş, sınırları belli bir grupla savaşmak kolaydır. Teröristler, Irak ve Suriye’de iken onları etkisiz hale getirmek kolaydı. Ama şimdi ülkeler arasında yayıldıklarında onları nasıl temizleyeceksin?”
Pentagon tarafından finanse edilen Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezi’ne göre, saldırılar, son on yılda yüzde 300’ün üzerinde arttı. Geçen yıl 14 binden fazla insan öldürüldü.
Sahel olarak bilinen Sahil Kuşağı’nda DEAŞ’ın Büyük Sahra Bölgesi, Batı Afrika’da DEAŞ Batı Afrika Bölgesi ve Orta Afrika’da DEAŞ Batı Afrika Bölgesi faaliyetlerini sürdürüyor. Sahel’de 2022 içinde 1200 sivil ölümüyle bağlantılı olan örgüt, Çad Gölü bölgesine adeta hakim durumda. Öte yandan DEAŞ, haziran ayında Nijerya’da Irak’ta üstlendiğinden daha fazla saldırı üstlendi.
Opperman şimdilik Güney Afrika’nın görece güvenli olduğunu söylerken ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, örgütün Afrika faaliyetlerini yakından takip ettiklerinin altını çiziyor.