Analiz

Yeniden Refah Partisi neden ve nasıl güçlendi?

Yeniden Refah Partisi, 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde yüzde 6,19 oyla Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ardından üçüncü parti oldu.

Parti, Türkiye çapında bir büyükşehir (Şanlıurfa), bir il (Yozgat), 39 ilçe ve 24 belde belediyesi kazandı.

Geçen yılki seçimlerde Cumhur İttifakı’nın parçası olan, yerel seçimlere ise tüm seçim bölgelerinde kendi adaylarıyla katılan Yeniden Refah, neden ve nasıl güçlendi?

2018’den bu yana adım adım güçlenen parti

Yeniden Refah, Millî Görüş çizgisinin temsilcisi olduğu iddiasıyla, Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan tarafından 2018’de kuruldu.

Ancak parti, ilk yıllarında büyük bir ilgi odağı olmadı.

Örneğin kısa süre sonra kurulacak olan DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin kamuoyunda görünürlüğü daha fazlaydı.

Yıllar içinde Yeniden Refah’ın; İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkması, LGBT derneklerinin varlığına itiraz etmesi, Covid-19 pandemisi döneminde zorunlu aşı uygulamasını eleştirmesi, nafaka hakkının sınırlandırılmasını savunması, sokak köpeklerinin ıslah edilmesi gerektiği konusundaki görüşleri tartışma yarattı.

Parti söyleminde “yerlilik ve millilik” vurgusu yaptı.

Bazı siyaset bilimciler bütün bu politikaları nedeniyle Yeniden Refah’ı, Batı ülkelerinde yükselişe geçen, “küreselciliğe karşı yerliciliği” savunan, LGBT karşıtlığı ve aile kurumuna vurgu yapan, “muhafazakâr ve güvenlikçi” vurguları yüksek olan yeni aşırı sağ siyasetin Türkiye’deki örneklerinden biri olarak değerlendirdi.

Partiyi asıl Türkiye gündemine taşıyan ise 2023 seçimleri oldu.

Yeniden Refah’ın Cumhur İttifakı’na katılma görüşmeleri önce çöktü sonra yeniden uzlaşmaya varıldı.

Parti, seçimlere ittifakın parçası olarak ancak kendi adaylarıyla girdi ve yüzde 2,9 oranında önemli bir oy aldı.

Yeniden Refah, 5 milletvekili çıkardı. Bu vekillerden biri de, Genel Başkan Fatih Erbakan oldu.

İstanbul Milletvekili Suat Pamukçu Şubat ayında, “milli görüş çizgisinden uzaklaştığı” gerekçesi ile partiden istifa ederek AKP’ye katıldı.

31 Mart 2024 seçimleri öncesi de AKP ile Yeniden Refah arasında ittifak görüşmeleri oldu ancak uzlaşma sağlanamayınca parti, tüm seçim bölgelerinde kendi adaylarını çıkardı.

Kampanyada “ahlaklı belediyecilik”, “1994 ruhu” ve “Millî Görüş” vurguları yapıldı.

Parti, elde ettiği yüzde 6,19’luk oy oranı ve kazandığı 65 belediyeyle önemli bir başarı yakalamış oldu.

Ayrıca Yeniden Refah’ın AKP’den önemli bir oy alması, AKP ve CHP’nin oylarının yakın olduğu bazı seçim bölgelerinde AKP’nin kaybetmesi sonucunu doğurdu.

Üye sayısı ile alınan oy arasında bağlantı var mı?

Ortadaki yükselişi BBC Türkçe’ye değerlendiren Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve partinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Altınöz, öncelikle aldıkları oy ile üye sayıları arasında doğrudan bir ilişki olduğunu savunuyor.

“Bizi diğer partilerden ayıran en önemli unsur teşkilat gücümüzdür” diyen Altınöz, “Biz şu anda Türkiye’nin en çok üyesi olan üçüncü partisiyiz ve seçimlerden de üçüncü parti olarak çıktık” diye ekliyor.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın internet sitesinde son olarak Ocak ayında güncellenen verilere göre, Yeniden Refah’ın üye sayısı 365 bin 767.

Parti lideri Fatih Erbakan ise yerel seçimlerden hemen önce yaptığı açıklamada “Üye sayımız 516 bin 800’e yükseldi” dedi.

Yeniden Refah’a göre seçmen ilgisinin iki nedeni var

Mehmet Altınöz, 31 Mart’ta kendilerine yönelik ilginin artışı iki nedene bağlıyor.

Altınöz’a göre bu nedenlerden birincisi, “geçim sıkıntısı”:

“Vatandaş seçim değil geçim derdine düştü. Millî Görüş ideolojisinin içinden çıkan kişiler AK Parti’yi kurdular, yirmi yıldır iktidardalar ama Milli Görüş ideolojisini yaşatmıyorlar. Faizci kapitalist sistemi benimsemişler.

“Ama biz adil düzen ekonomik sistemini uygulayacağımızı, denk bütçe yapacağımızı söylüyoruz. Geçmişte bunları yaptık. Yine yapacağımızı ifade ettiğimiz için sahada vatandaşımız da bize teveccühte bulundu.”

Altınöz, ikinci neden olarak ise sosyal konulardan bahsediyor ve “maneviyat ve ahlaka” vurgu yapıyor. Uyuşturucunun yaygınlaşmasını anlatıyor, TV’lerdeki dizi ve programların tepkiye yol açtığını söylüyor ve “güçlü ülke olmak için güçlü aile olmaktan” bahsediyor.

Yeniden Refah en çok oyu kimden aldı?

CORE Araştırma Enstitüsü’nden siyaset bilimci Ulaş Tol, Yeniden Refah’ın oyunun çok büyük bölümünün AKP’den geldiğini söylüyor.

Altınöz ise bu tabandan oy geçişinin doğru olduğunu ancak “kendilerine her kesimden oy geldiğini” savunuyor.

Altınöz’e en çok hangi toplum kesiminden oy aldıklarını sorduğumuzda ise burada da herkesin olduğunu söylüyor ama bazı kesimlerden örnekler de veriyor:

“Emeklilerden çok oldu. Hak mahrumiyeti yaşayan birçok platformdan bize destek geldi. Staj ve çıraklık mağdurları var, emeklilikte yaşa takılanlar var, uzman çavuşlar var.”

AKP’den gelen oy, neden geldi?

Peki daha önce AKP’ye oy verip bu kez Yeniden Refah’a oy verenler neden böyle bir tercihte bulundu?

Bu konudaki gözlemlerini sorduğumuz, İslami-muhafazakâr kimlikli yazarları bünyesinde barındıran Farklı Bakış sitesinin genel yayın koordinatörü Davut Güler, “Dindar, mütedeyyin, muhafazakar kesimler bir süredir bir arayış içerisindeydi” diyor ve devam ediyor:

“Yeniden Refah’ın 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın içinde yer alması, bu kamuoyu nezdinde bir güvenirlik sağladı. İkincisi Erbakan hocanın oğlunun genel başkan olmasının etkili olduğuna inanıyorum.”

Güler, AKP’den aday gösterilmeyen bazı kişilerin YRP’den aday olmasının da oy geçişinde etkili olduğu kanısında.

Yeniden Refah’ın Gazze krizi konusunda tavrının da AKP’li seçmeni etkilediğini savunuyor Güler:

“Örneğin AK Parti’yi esastan savunan bir tanıdığım bana, ‘Biz One Minute ile Tayyip Bey dedik, Gazze ile Tayyip Bey’i terk ettik’ dedi.”

Güler, bir başka neden olarak ise belediyelerde büyük bir tekelleşme oluşmasını gösteriyor ve kendi memleketi Malatya’da da bu eleştirilerin olduğunu, Yeniden Refah’ın seçimden burada üçüncü parti olarak çıktığını söylüyor.

Siyaset bilimci Ulaş Tol da Yeniden Refah’a oy veren seçmenlerin, “ağırlıkla AK Parti’den rahatsız ama kültürel uzaklık ve yaşam tarzı farklılıkları nedeniyle CHP’ye de eli gitmeyen, kimlik olarak İslami yönü milliyetçilikten ağır basan seçmenler” olarak tanımlıyor.

“Bu seçmenler uzun zamandır AK Parti’den kopma eğiliminde ama onurlu bir çıkış rotası arayışında olanlar. 2023’de YRP’nin Cumhur İttifakı’na dahil olmasıyla birlikte, AK Partililer için YRP oy verilmesi gayri-meşru olmayan partiler arasına girmiş oldu” diye ekliyor.

Tol da bu kesimlerin iktidar partisine üç temel eleştirisinin olduğu kanısında:

“Birincisi AK Partili siyasetçilerin yozlaştığını düşünmeleri: kayırmacılık, kendi çıkarını gözetme, kendi tarafında olmayanlara açıkça adaletsiz davranma, gibi eleştiriler. İkincisi artan ve çözülemeyen ekonomik sorunlar. Üçüncüsü de Filistin sorunundaki AK Parti’nin tutumuna yönelik eleştiriler.”

Yeniden Refah ‘mahalle içinden’ eleştirilere ne diyor?

Öte yandan Yeniden Refah’a, muhafazakâr kesim içinden yapılan eleştiriler de var.

Birçok AKP destekçisinin dillendirdiği, “AKP’yle seçim iş birliği olsaydı yine iktidara eleştirilerinizi bu düzeyde yapacak mıydınız?” sorusunu Altınöz’e ilettiğimizde şu cevabı veriyor:

“Elbette. Biz bir muhalefet partisiyiz. Doğruya doğru yanlış yanlış diyen bir partiyiz. Örneğin Kaan isimli bir uçağımız var. Bunun çalışmalarını takdir ediyoruz. Ama şimdi ekonomide yanlış bir süreç yürütülüyorsa burada da eleştirimizi ortaya koyuyoruz.”

AKP çevrelerinden bir eleştiri de “Oyları bölerek CHP’nin birçok yeri kazanmasını sağladığınız” eleştirisi.

Altınöz bu eleştiriye de katılmadıklarını ve ortadaki matematiğin da bunu gösterdiğini söylüyor.

Ayrıca Altınöz, “çekilecekler” söylentisinin kendilerinde oy kaybına neden olduğunu da savunuyor.

Parti bundan sonra ne yapacak?

Altınöz, kazandıkları belediyelerle ilgili olarak “Şimdi biz oralarda Milli Görüş belediyeciliğinin nasıl olacağını göstereceğiz” diyor.

Ülke siyaseti anlamındaysa, “Ben zaten kendimizi ana muhalefet partisi olarak nitelendiriyordum çünkü CHP’nin yapmış olduğu muhalefeti çok da güçlü bir muhalefet olarak görmüyordum. Şimdi biz daha güçlü bir muhalefet olarak yine doğruya doğru yanlışa yanlış demeye devam edeceğiz” diye konuşuyor.

Son sürecin ardından Cumhur İttifakı ile ilişkilerinde bir değişiklik olup olmayacağına dair soruya cevabına ise “Biz hâlâ Cumhur İttifakı’ndayız” diyor ve ekliyor:

“Bir önceki genel seçimde AK Parti yöneticileriyle yapmış olduğumuz bir ittifak protokolü var. Genel seçimlerden gelen süreç devam ediyor ve o anlamda Cumhur İttifakı’ndayız diyoruz. Cumhur İttifakı’nda olduğumuzu ve bu maddenin hayata geçmesi konusunda ısrarcı olduğumuzu yineliyoruz.”

Related Articles

Back to top button