Politika

Yavuz Ağıralioğlu, Anahtar Parti’yi kurdu: ‘Çözüm için Öcalan’dan medet uman alçaktır’

Kısa adı A Parti olan Anahtar Parti’yi kuran Ağıralioğlu,”Öcalan deyince Kürt demek Kürt’e hakarettir. Kürtlerin haklarına, Kürtlerin dertlerine, kırgınlıklarına, yorgunluklarına, ihmal edilmişliklerine, haklı haksız beklentilerine cümle kurmak için Öcalan’dan medet uman alçaktır” dedi.

“Ortak akıl ileri Türkiye” başlığıyla düzenlenen tanıtım toplantısı öncesi, A Parti’nin kurucu Teşkilat Başkanı olması beklenen, eski İYİ Parti Milletvekili Ayhan Erel, partinin kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na teslim etti.

Yavuz Ağıralioğlu, partisini Ankara ATO Congressium salonunda yapılan toplantıyla tanıttı.

“Yavuz Başkan”, “ Millete bir Yavuz gerek” sloganları ile salona giren Ağıralioğlu kürsüye gelmeden önce, partinin 162 kişilik Kurucular Kurulu listesi açıklandı.

Eski İYİ Parti milletvekilleri Ayhan Erel ve Fuat Geçen’in yanı sıra yine daha önce İYİ Parti’de siyaset yapan Nihal Ağca ile Rızvan Aksoy’un aralarında bulunduğu isimler listede yer aldı.

Ancak kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin sayısının sınırlı olması dikkat çekti.

Kurucular Kurulu listesinde ismi en son okunarak “Son kurucumuz” diye kürsüye davet edilen Ağıralioğlu, salonda bulunanları “Yeniden başlıyoruz, sizinle başlıyoruz, hep birlikte başlıyoruz” sözleriyle selamladı.

Ağıralioğlu, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Yarın cumhuriyetimizin 101. yılı. Bize bu aziz vatanın ne pahasına, ne bedelle, ne uğruna bırakıldığını biliyoruz. Bu vatanı ne pahasına, ne bedelle koruyacağımıza inançla yürüyoruz. Partimizi bu kararlılığa kuruyoruz. Cumhuriyet 100 yılını devirdi. Cumhuriyetin kahramanları, Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını, rahmet ve minnetle anıyoruz. Biz Cumhuriyet’in kurmay kadrosunu başladıkları gibi bitirdikleri için hayırlarla yad ediyoruz. Siyaset başladığı gibi bitirenlerin baştacı edildiği bir er meydanıdır. Omuzlarımıza düşen sorumluluğun ilk mühim neticesi cumhuriyetin 100 yıllık sorumluluğu kalbimize böyle düşüyor. Başladığı gibi bitirmek siyasetin milletine namus borcudur. İktidar, keşke 100. yıla milletinin kendilerine gösterdiği itimada, duaya, desteğe, kuvvete layık olabilip, 2023 yılında Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına hedeflerini tutturmuş olmanın bahtiyarlığıyla girseydi. Onlar böyle girseydi bu salondaki topluluk yeniden milletin kaderine yürümek zorunda kalmayacaktı.”

“Bu milletin siyasi dedikoduyla kaybedilecek bir günü yoktur”

Ağıralioğlu, konuşmasında Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasal krizlere sıkıştığını belirtti. Ağıralioğlu, iktidarın 2023 hedeflerini gerçekleştiremediğini ve halkın geleceğe dair umutlarının zedelendiğini söyledi. Ağıralioğlu, “Milletimiz zordadır. Memleketin ufkunda ümitsizlik dolanmaktadır. Sınırlarımız zordadır. Bölge güvenliğimiz zordadır. Yoğun bir sığınmacı yükü altındayız, neslimiz zordadır. Çocuklarımız hayal kuramaz oldu, çocuklarımız zordadır. Çok yüksek enflasyon altındayız, geçimimiz, hayat standartlarımız zordadır. Emeklilerimiz kendilerine verilen parayla öğünlerine öğün ekleyemez durumdadır. Çiftçilerimiz ürettiğinin hakkını alamadığı için zordadır. Yüksek faiz baskısı altındayız, üreticilerimiz zordadır. Finans krizi altındayız, rekabetimiz zordadır. Üniversitelerimizde muazzam bir aşınma var, akademide zordayız. Adalette muazzam bir yığılma ve bozulma var, adalette zordayız. Bir memleket zordadır. Vatanımızın sorunları var, çözülebilir sorunlar… Ama çözmezsek vatan sorunumuz var. Devletimizin sorunları var çözmezsek devlet sorunumuz var. Milletimizin, memleketimizin sorunları var, çözmezsek millet ve memleket sorunlarımız var. Bu milletin siyasi dedikoduyla kaybedilecek bir günü yoktur” diye konuştu.

Ağıralioğlu, partisinin isim belirleme hikayesini ise şöyle anlattı:

“Uzun iktidar döneminde canını çıkmamış kelime, içi boşaltılmamış kavram olmadığına şahit oldum. Manası tüketilmemiş isim kalmadı. ‘Adaletle kalkınma’ ismiyle bulduk biz bu fakirliği. ‘Cumhuriyet’ halk ile buluşacaktı, ülke ‘adaletle kalkınacaktı, ‘Memleket’, ‘İyi’likle doğrulacaktı, ‘Gelecek’, gelecekle güçlü olacaktı, dertlerimiz derman bulacak, ‘Saadet’le huzurla Yeniden Refah’a kavuşulacaktı… Bu kavram ve kelime yorgunluğunun, güzel güzel isimler bulup, güzel güzel konuşmalar yapıp, veciz veciz nutuklar atıp, harikulade programlar yazıp milletin bulduğu bu fakirliğin, milletin kahrına sebep olacağından bahisle, arkadaşlarıma dedim ki, “İsmi mukaddes, işi ismine yakışmaz sonuçlar gördü milletimiz yoruldu. Partimizin adı ‘A Parti olsun” dedim. Arkadaşlarımın hepsinin gözünde, sukünetinde bir şey oldu, sizin gibi sustular. Herkesin kalbinde ‘A Parti mi?’ oldu. Alfabenin ilk harfinden başlayalım, yeniden başlayalım dedim. Bu A, onun A’sıdır dedim. Yüreklendirmeye çalışıyorum, onlar da sizin gibi şaşkın. Bu A, Anadolu’ya girdiğimiz Sultan Alparslan’ın A’sı, Diyar-ı Rum denilen bu vatanı Anadolu’ya dönüştürdüğümüz Anadolu’nun A’sı. Bin yıldır imparatorluklar kurduğumuz bu aziz vatanda, akılla, ahlakla, adaletle, azametle, adanmışlıkla kurduğumuz büyük medeniyetin A’sı. Bu A, yedi düvele diz çökmeyen, Türk yurdunun kapılarını Alparslan ile açıp, Atatürk ile mühürlediğimiz çelikten iradenin A’sı. Bu milletten gayrısına hesap vermez, borçluluk kabul etmez, adanmışlığımızın A’sı.”

“Öcalan’dan medet uman alçaktır”

Ağıralioğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’la ilgili sözleriyle ilgili şunları söyledi:

“Partimiz her partiden değil, Türk milletinin partisi olacak. Bilesiniz ki, memleketimizin çözülmez hiçbir sorunu yoktur. Artık hamasete karnımız toktur. Memleketin ufkunda bu kadar fakirliğe sebep olan bu yönetim savrulmasına nihayet verecek bir dirayet lazımdır. Millet için alın teri dökmeye başlıyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dahil bugün Türk milletinin fakirliğine sebep olan bugün buldukları, rahatsız oldukları, memnun olmadıkları her derdin dermanı olabilecek bir yönetim maharetinin muhasebesi ile başlıyoruz.

Meclis’inde teröristlerin ağırlanacağı bir devlet değil, teröristlerin hak ettiği muameleyi göreceği bir devlet… Milletimizin, evlatlarımızın canını 40 yıldır terörle katleden bu alçak cinayet şebekesinin değil başını, sevenlerini bile Meclis’e sokmayacağız. Türk milletinin ve Türk devletinin bunca ödediği bedel ortadayken kendi evlatları şehit olmuş, geride kalanları mezar taşlarına ‘baba’ diyorken, analar 40 yıldır ‘evlat’ diye mezar taşlarına sarılıyorken nice yeni doğmuş çocuk, babalarını görme imkanı kalmamış nice evladı babalarıyla ilk ve son isimleri tabutlarıyken hiç kimse evlatlarımızın katilini Meclis’e davet edemez. Devlet aklı, ülküsü, ülkesi için ne bedeller ödemiş muzdarip hareket. Bin yıldır bu topraklarda ne bedeller ödeyerek kaldığımızı bilen milletimiz duysun. Devlet aklı diye bir şey konuşuluyor bu cinnetin içinde. Devlet aklı diyenler de duysun. Bir şey eğer Türk milletinin, devletinin aklıysa, şehidini üzemez. Yetimi sahipsiz bırakamaz, anaları mahzun edemez. Eğer bir irade ‘devlet aklı’ diye takdim ediliyorsa, Türk milletinin, devletinin aklı diye evladımızın katili Meclis’e davet ediliyorsa, Meclis boşa düşürülüyorsa, sanki terörle mücadelemizde başarısız olmuşuz da terörü bitirmeye kudretimiz yetmiyormuş da evlatlarımızın katilinden medet umuyormuşuz gibi bir acziyete kimse sözcülük edemez… Sizi bu topraklarda bu kadar senedir, TBMM’ye değil, bu aziz vatanın bir karışına bile terör örgütünün elini değdirmeyeceğiz.

Hiç kimse demokrasi parantezine bizi alarak şehitlerimizi, milletimizi, Kürtlerimizi rencide edemez. Sayın Devlet Bahçeli böyle söyleyince, Cumhuriyet’i kuran parti de ‘el yükseltiyorum’ diye mevzuya dahil oldu. Onlar da duysunlar, devlet kuran irade, devlet kurmuş partinin genel başkanı o da duysun, Türkiye Cumhuriyeti devleti, teröristlerle müzakere edebilen teröristlere müsaade eden, medet umabilen kendi vatandaşına vereceği hakkı çocuklarının katili üzerinden konuşabilen bir devlet değildir. ‘Öcalan’ deyince ‘Kürt’ demek Kürt’e hakarettir. Kürtlerin haklarına, dertlerine, kırgınlıklarına, Kürtlerin ihmal edilmişliklerine haklı haksız beklentilerine cümle kurmak için Öcalan’dan medet uman alçaktır. Hiç kimse, Kürt’e, Kürtlüğe Öcalan’ın elini değdiremez. Kürtlerin temsilcisi diye Öcalan’dan bahsedemez. Öcalan’ın üzerinden güya Güneydoğu’da yaşadığımız sorunları, Kürtlere havale edip Öcalan’ı çözümün adresi diye gösteremez. Biz kendi sorunlarımızı kendi muhataplarımızı bularak çözeriz. Kendi dertlerimizi derman olacaklarımızı, merhemlerimizi kendi milletimizden buluruz. Öcalan hangi kapının itidir.”

Öte yandan Anahtar Parti Kurucular Kurulu’nun bu akşam toplanması ve Ağıralioğlu’nun genel başkanlığa seçilmesi bekleniyor. (ANKA)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu