Yaklaşan Seçim Ve “Kürdlerin Birliği” Üzerine
Her seçim öncesinde PKK’nin legal alandaki yansımaları “Kürdlerin Birliği” için özel bir çaba sarf ederler. Bu çabalarında kendi açılarından başarılı olan bu anlayış, seçimlerden sonra Kürdleri/Kürdistan’ı unutup tamamen Türkiye’nin iç politikasına endekslenir.
Gündemlerini; bireylerin ya da belli grupların hakları ve İmralı işgal eder. Kürdlerin ulusal hakları ya hiç gündem olmaz, gündem olduğunda da “ulus devlete karşıtlık” anlayışları gereği olumsuz bir tutum takınırlar. Onlar için Kürdler, PKK/HDP’ye yakın olanlarla sınırlıdır; parti anlayışı dışında bir Kürd kaygısı taşımazlar.
Meclis ve Meclis dışı çalışmalarına baktığınızda, bir kişinin Özgürlüğü veya iki kişinin işlerine geri dönmek için giriştikleri açlık grevleri, milyonlarca Kürdün yurdundan sürülüp metropollerde insanlık dışı koşullarda yaşamaya mahkûm edilmesinden/yurdunu kaybetmesinden çok daha öncelikli bir konu olarak işlenmektedir. Seçim sonrası yaşanan bu durumdan HDP tabanı dâhil HDP ile “ittifak” yapan Kürd partileri son derece rahatsız olur ve cılız da olsa bu rahatsızlıklarını dışa vururlar…
Yine her seçim arifesinde yaşanan Birlik tartışmalarında, ‘bunun Kürdlerin Birliği olmadığını, HDP politikalarını aklama işlevi gördüğünü ve Kürdlerin ulusal potansiyelinin T.C.’nin iç siyasetinde eritildiğini…) söyleyerek sert eleştirilerde bulunuyorum.
Bu eleştirilerime tepki olarak koro halinde “sen Kürdlerin birliğine karşısın “itirazları yükselir ve karşılıklı sert açıklamalarla konunun özü tartışılmadan geçiştirilir.
Seçim sonrasında ise “birlik” için çaba sarf edenlerin çoğu hemen hemen benimle aynı noktaya gelir; hatta bazen hızlarını alamayarak HDP’ye yönelik daha sert eleştirilerde bulunurlar…
Geleneksel “Birlik” süreci başlamışken bu defa konunun özünden kopmadan, duygulara oynamadan ve tartışmadan kaçmadan dürüstçe tartışalım diyorum!
“Kürdistani” olduğunu iddia edip HDP ile “birlik” kurmakta sakınca görmeyenlere açık, basit ve herkesin anlayabileceği şekilde bazı önerilerde bulunacağım!
Kürdistani kaygılardan hareketle “birliğe” olumlu bakıyorsanız, herhangi bir seçimde kontenjan pazarlığına girişmeyin ve size “ısrarla adaylık verilse de” kabul etmeyin. Bu durumda kişisel kaygılar taşımadığınız ve Kürdlerin birliğini samimi olarak istediğiniz anlaşılır, HDP ile ilkeler düzeyinde bir birlik için eliniz güçlenir ve halkın da size güveni artar!
Şimdi veya daha sonra koltuk istemek yerine, HDP’yi Kürdleştirmek için çaba sarf edin/ pazarlık yapın!
HDP’ye şu önerilerde bulunun;
a-Programınıza Güney Kürdistan’ın bağımsızlığını desteklediğinizi koyun; tıpkı Filistin’e istediğiniz gibi;
b-Güneybatı (Rojava) ve Doğu Kürdistan’da Kürdlerin ulusal haklarından yana olduğunuzu söyleyin! (anlamsız ve içeriği bilinmeyen sade “statü” değil, ulusal nitelikli federasyon, özerklik, otonomi de olabilir; yeter ki bu statülerin önünde ulusal ibaresi bulunsun ve içerik olarak da ulusal bir nitelik taşısın)
c-Kuzey’de Kürdçenin 2. resmi dil olmasını ve toplumsal düzeyde eşitliği savunun; tıpkı Kıbrıs’ta Türkler için istediğiniz gibi…
Kısacası, HDP programında Güney Kürdistan ile Filistin, Kuzey Kürdleri ile Kıbrıs Türkleri aynı şekilde yer alsın; ne daha az ne daha çok!
Gördüğünüz gibi bağımsızlık gibi radikal istemler söz konusu değil. Bu istemler hem demokratik, hem insani, hem konjonktürel hem de Kürdlerin desteğini almak için uygun istemler…
Şayet bu makul talepleri HDP programına koydurabilirseniz, Kürdler adına çok iyi bir siyaset yapmış olursunuz.
Bu makul isteklerinizi HDP kabul etmez ise, HDP’nin samimi olmadığına dair bir açıklama yaparak görüşmelerden çekilirsiniz…
Emin olun istemleriniz kabul görse de Kürdler kazançlı çıkacak, kabul etmediği için HDP teşhir edilirse yine Kürdler kazanacak!
Görüldüğü gibi Kürdistani kaygı taşıyanların yapması gerekenler çok basit ve açık! Bu basit, açık ve doğru olanı yaparsanız, (HDP’nin geçmiş tüm olumsuzluklarını yok sayarak) koşulsuz sizi destekleriz; inanıyoruz ki Kürdistan politik yaşamında da hep saygıyla anılırsınız…
Bunları yapmaz ve eskisi gibi Vekillik/Belediye Başkanlığı rüşvetini alıp HDP’yi “Kürd partisi” diye aklamaya ve pazarlamaya çalışırsanız, daha önce olduğu gibi sizi hak ettiğiniz şekilde eleştirir ve teşhir ederiz. Kişisel kaygılar uğruna Kürdlüğü ve kişiliğinizi pazarladığınızı söyleriz;
Yapacağımız hiçbir eleştiri, Kürdlerin ulusal duygularından yararlanıp entegrasyonculuğu “Kürdlük” diye pazarlamak ve bir koltuk için siyasi cambazlık yapmak kadar düzeysiz olamaz!…
Dürüst olalım lütfen!
Defalarca denenmiş kirli bir oyuna tekrar tekrar alet olmanın hiçbir açıklaması olamaz!
Unutmayın ki;
Kürdler adına “Türkiyelileşmeyi” savunmak,
Türklük adına Kürdleri yok saymaktan daha tehlikelidir;
Federasyondan/Devletleşmeden söz edip “Türkiyelileşmeyi” savunanlarla ilkesiz bir seçim ittifakı yapmak ise;
Hepsinden daha tehlikelidir…
Umarız ki Kürdistani kaygılarla hareket edersiniz ve biz de sizi her seçimde eleştirmek durumunda kalmayız!
Suleyman Akkoyun