Vahap Coşkun: Türkiye’de Kürt meselesi yoktur; ahlak, vicdan ve insanlık meselesi vardır
Vahap Coşkun, 7 yıl önce hendek-barikat çatışmalarında hayatını kaybeden Hakan Arslan’ın kemiklerinin babasına bir kutu içinde verilmesini köşesine taşıdı.
Serbestiyet yazarı Vahap Coşkun, “PKK, yedi yıl önce akıl dışı bir kararla şehir merkezlerinde hendekler açtı, barikatlar kurdu. Kürt çocuklarını hendek-barikat efsaneleriyle bile bile ölüme gönderdi. Rahat koltuklarında ve sıcak mekânlarında oturan kimileri de “devrimci halk savaşı” sloganının çığırtkanlığını yaptı. Sonu felaket oldu. Hakan Arslan da o meşum hendek-barikat çatışmalarında hayatını kaybetmiş. Kemikleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan Diyarbakır Adliyesi’ne gönderilmiş. Dosyaya bakan savcı da bu kemikleri bir kutu içinde babası Ali Rıza Arslan’a teslim etmekte herhangi bir sorun görmemiş.” diye yazdı.
Coşkun, yazısını şöyle sürdürdü:
Üstünde “Adalet Sarayı” yazan bir bina. Kapısında yüzüne hüzün oturmuş, omuzları çökmüş bir baba. Elinde bir kutu, yalnız başına çıkıyor sözüm ona adaletin tecelli edeceği umuduyla girilen binadan. Hava sıcak, güneş yakıyor ortalığı, baba bir ağaç gölgesine sığınıyor ve bir sigara yakıyor. İhtimamla tuttuğu kutuyu ağacın altına bırakıyor, telefonla yakınlarını arıyor. O kederle sigarasını üflerken bir araba yanaşıyor yanına. Üç-dört genç iniyorlar arabadan, babayı bindiriyorlar, kutuyu yerleştiriyorlar ve ayrılıyorlar oradan. Babanın kutuda taşıdığı herhangi bir eşya, bir mal değil, ayağı taşa değse kendi canının yanacağı evladının kemikleri var o kutuda.
Gözünden sakındığı evladının kemiklerini bir kutuda taşımaya mecbur edilen babanın resmi de bunlardan biri; sadece bu resme bakmak bile Kürt meselesinin ne olduğunu anlamak için kâfi. Kürt meselesi budur; bir babanın eline ölmüş evladının kemiklerinin tutuşturulması; onun taşıması çok güç bir manevi ızdırabın altına sokulmasıdır.
Haklısınız, Türkiye’de bir Kürt meselesi yoktur. Türkiye’de bir ahlak, bir vicdan ve bir insanlık meselesi vardır.