Ünlü Kürt şair Aşkın Piri: Melaye Ciziri (Mela Ehmede Cıziri)
Ünlü Kürt şair Melaye Ciziri… Aşkın Piri…Tasavvufi Kürt Edebiyatının öncü simaları arasında ilk sırada
yer alır.
1566`da Cizre’de dünyaya geldi, gerçek adı Ahmed’dir.
Melaye Ciziri Botan aşiretindendir. Dindar ve köklü bir aileye mensup olan şairin ilk hocası babasıdır. Sonra Kürdistan’ın birçok yerinde tahsilini devam ettirmiştir. Diyarbakır, Bingöl, Hasankeyf gibi farklı yerlerde ilim öğrenir. İmamlık icazetini Diyarbakır’dan Mele Taha’dan almıştır. Uzun süre Diyarbakır’ın Sırba Köyünde İmamlık yapmıştır. Sırba ve Hasankeyf’ten sonra Cizre’ye gelir ve hayatının sonuna kadar memleketi olan Cizre’de kalır. Botan Beyi Mir Şeref Han’ın danışmanlığını yapıyordu. İmameddin Bey (Şeref Han) Melaye Cıziri’ye çok değer verirdi.
Mela Ehmede Cıziri “Aşkın Piri” olarak tanınır. Aşk şiirleri kısa bir süre öncesine kadar evlerde eşler arasında karşılıklı okunurdu. Bunların dışında divanının her bir bölümü kendi başına bir bilinç ve sanat kaynağıdır. Tarihten, felsefeye, Timurleng ve Cengiz’in barbarlığından, Sokrat’ın teorisine, astronomiden, dünyanın hareketlerine kadar birçok konuda şiir yazmıştır.
Mela Ehmedê Cıziri’nin eserlerinden en meşhur olanı O’nun “Divan”ıdır. Cıziri’nin divanı Kürt edebiyatı açısından büyük bir zenginliktir. Mela şiirlerinde Farsça, Arapça ve birkaç ta Türkçe kelime kullanmıştır. Buna rağmen şiirlerini zengin bir dille yazmıştır. Şiirlerin birçok Kürtçe atasözü ve deyime yer vermiştir. 1500’e yakın kelime ile yazmış ve kelimelerinin çoğu Kürtçe’dir. Bugünkü sözlüklerde Mela Ehmedê Cıziri’nin kelimelerinin yer almaması araştırmalarımızdaki eksikliği gösteriyor.
Onun şiirlerinden bazıları halkın ağzından bu günlere kadar gelmiştir. Şiirleri belli süre halk tarafından okunmuştur.
Şiirlerindeki duygu yoğunluğu okuyanları çok etkilemektedir. Melaye Ciziri şiirlerinde Türklerin ve Farsların, Kürtlere yönelik haksızlıklarından da bahsetmiştir.
Melaye Ciziri ilmi alanda kendini geliştirmiş ve büyük bir alimdir. Şüphesiz Melaye Ciziri Mutasavvuf idi, bir alimdi ve şiirlerinde saklı olan daha bir çok düşünce var.
Süleyman Şoreş şöyle der: “Bazıları onun ‘Vahdetul Vucud’ meşrebine bağlı olduğunu söylerler. Yani Allah ve alem birdir , farklı değiller. Fakat benim Mela Ehmedê Cıziri’den anladığım onun ‘Vahdetul Mutlaq’ meşrebine dahil olduğudur.” Şiirinde şöyle der:
Wehdetê Mutleq mela nûr e di qelban cela
Zorê di vê meselê ehlê dila şibheme
Bir başka beyitte:
Wehdete sirf e me meşrep te çi iksire wucud
Em lebaleb çi lebaleb bixwe hemame lebaleb
Mele Xalıd Sadini Melaye Ciziri hakkında şunları söylüyor; “Melaye Ciziri’nin divanında O’nun, bütün hikaye, eski rivayet, örf, adet, İslami ve ondan önceki ilmi kavramlara hakim olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda O çevre halkların tarih ve ananelerinden de haberdardır.”
Mela Ehmede Ciziri’nin divanında toplam 140 şiir vardır.
Mela Ehmede Ciziri, her zaman divanı kendisine meslek edinmiştir. Okunmalarında da çok titizdir. Yanlış okunduğunda kızardı.
Mela Ehmede Cıziri ve Feqiye Teyran’ın atışmalarından anlıyoruz ki O 1631’de Cizre’deydi. Divanını da o yıl (1631) bitirmiştir. Feqiye Teyran “İro girya me te” isimli şiirinde Mela’nın ölümünü işler. Buna göre hicri 1050 yılında (M:1640) vefat etmiştir. Mezarı şimdi Cizre’de, “Medresa Sor”dadır.