Makaleler

Türkiye’nin resmen tanıdığı Kürdistan bayrağı suç mu?

Son zamanlarda güvenlik ve yargı kurumları Türkiye’nin resmen tanıdığı ve iyi ilişkiler kurduğu Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) bayrağını soruşturma konusu yapmaya başladı. Peki IKBY bayrağı gerçekten suç mu?

DW Türkçe’den Felat Özarslan’ın yazısı böyle başlıyor. Yazıda gazeteci Veysi Polat’ın çektirdiği bir fotoğrafın arka planındaki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bayrağı nedeniyle Polat hakkında “Silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan soruşturma açılmasına değiniliyor. Yazının devamı şöyle:

“Bu bayrak İstanbul Atatürk Havalimanı’nda dalgalandırıldı. Türkiye’de çok kez protokollerde yerini aldı. Cumhurbaşkanı’nın bile bu bayrakla fotoğrafı var. Ben paylaşınca mı suç oluyor?”

Bu sözler kız kardeşinin nikâh töreni için gittiği Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Erbil kentinden fotoğraf paylaştıktan sonra sorunlar yaşayan gazeteci Veysi Polat’a ait. Geçen yıl Erbil’de düzenlenen nikâh merasimine katılan Polat, kardeşi ve eniştesiyle beraber çekilmiş bir fotoğrafı sosyal medyadan paylaştı. Fotoğrafın arka planındaki konutların girişinde yazılı bulunan “Kürdistan City” ismi ve sitenin önünde asılı bulunan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bayrağı nedeniyle Polat hakkında “Silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan soruşturma başlatıldı. Terörle Mücadele Şubesi’ne çağrılarak ifadesi alınan Polat yaşananlara anlam veremiyor:

“Soruşturmayı duyunca çok şaşırdım. Gerçekten de yaşananlara anlam veremiyorum. Eğer bu bir suç ise kanunda neden tanımı yok? Eğer suç değilse ben neden soruşturmaya tabi tutuluyorum? Dünyada neredeyse tüm ülkelerin tanıdığı resmi bayrağın suç unsuru olarak görülmesi gerçekten çok üzücü bir durum. Fotoğraf içeriğinde konakladığımız yer olan Kürdistan City tabelası ve Kürdistan Bayrağı vardı. Fotoğafın altında da açıklayıcı bilgi vardı. Kız kardeşime iyi dileklerim vardı. Herhangi bir suç unsuru oluşturabilecek bir yazı da yoktu.” 

İlk kez 1920’de kullanıldı

Irak Anayasası’nca resmen tanınan Kürdistan Bayrağı, ilk kez 1920 yılında kurulan Teşkilat-ı İçtimaiye Cemiyeti tarafından kullanıldı ve Kürtlerin milli bayrağı olarak ilan edildi. O günden sonra bölgedeki bazı Kürt isyanlarında kullanılan bayrak, ilk kez 22 Ocak 1946’da İran’ın Kürdistan bölgesinde kurulan Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin resmi bayrağı olarak kabul edildi. Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin 11 ay sonra yıkılması üzerine Cumhurbaşkanı Qazi Muhammed bayrağı Molla Mustafa Barzani’ye teslim etti. Kürtlerin “Âlâ Rengin” olarak tanımladıkları bayrak, halen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin resmi bayrağı olarak kullanılıyor.

Sık sık soruşturma konusu yapılıyor

Türkiye’nin başkonsolosluk açarak resmen tanıdığı ve iyi ilişkilere sahip olduğu Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin  bayrağı, son zamanlarda sıklıkla yargı konusu yapılmaya başlandı. 2021 yılında Twittter hesabından “Kürdistan” paylaşımı yapan Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Hifzullah Kutum önce sosyal medyadan linç edilmiş, daha sonra ise tutuklanmıştı. Kutum daha sonra yargılandığı davadan beraat etti. 26 Eylül’de Diyarbakır Stadyumu’nda oynanan Amedspor – Bursaspor maçında Kürdistan bayrağı açan 6 genç ise gözaltına alındı ve haklarında soruşturma başlatıldı. Son alarak Diyarbakır’da yaşayan gazeteci Veysi Polat hakkında sosyal medya hesabından Kürdistan bayrağı paylaştığı gerekçesiyle başlatılan soruşturma, “Kürdistan Bayrağı paylaşlak suç mu?” sorularını yeniden gündeme getirdi.

“Terör örgütü propagandası yapmak”

Kürdistan Bayrağı açan ve “Kürdistan” paylaşımı yapan kişilerle ilgili başlatılan soruşturma “Silahlı terör örgütü propagandası yapmak” başlığıyla açılıyor. Peki, güvenlik ve yargı kurumlarının son zamanlarda oldukça hassas davrandığı bu durum gerçekten de Türk Ceza Kanunu’na göre suç mu? Kendisi hakkında da daha önce aynı konudan dolayı soruşturma açılan ve yargılanan Avukat Hişyar Özalp’a göre, kesinlikle suç değil. Özalp, bu tarz soruşturmaları hukuki kriterler ve hukuk kurallarıyla açıklamanın mümkün olmadığını savunuyor. Kürdistan Bayrağı’nın bir halkı temsil ettiğini ifade eden Özalp, tüm dünyaca tanınmış bir bayrağın suç unsuru olarak sayılmasının oldukça anlamsız olduğu görüşünde:

“Ceza hukukunda isnad edilen suçun tipe uymuş olması gerekiyor. Yani terör örgütü propagandası ile ilgili kurallar var. Öncelikle terör örgütünün bir isminin olması gerekiyor. Propoganda yaptığı iddia edilen kişi o örgütün sembollerini kullanmış olacak. Silahlı örgütün kullandığı şiddeti meşrulaştırması veya şiddet kullanmaya toplumu yönlendirmesi gerekir. Suçun maddi unsuru buysa, Kürdistan bayrağı kullanmak bu tipe uymuyor. Hatta bağımsız Kürdistan talep etmek bu tipe uymuyor.”

Türkiye’deki protokollerde kullanıldı

Kürdistan Bayrağı, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkililerinin Türkiye’ye yaptığı ziyaretler ve Türkiye’den bölgeye yapılan ziyaretlerde resmen kullanılıyor. Çözüm sürecinin başlatıldığı 2013 yılında IKBY Başkanı Mesud Barzani, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Diyarbakır’a davet edilmiş, kentte düzenlenen açık hava toplantısında da Kürdistan bayrakları dalgalanmıştı. Mesud Barzani’nin 2017 yılındaki Türkiye ziyareti sırasında da Kürdistan Bayrağı Ankara Esenboğa ve İstanbul Atatürk Havalimanları’nda göndere çekilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın IKBY yetkilileri ile görüşmelerinde de Kürdistan Bayrağı yer almıştı. Hakkında soruşturma açılan gazeteci Veysi Polat bu durumun bir çelişki olduğu görüşünde:

“O bölge Kürdistan olarak tanınıyor. Oranın parlamentosu, başbakanı, devlet başkanı, içişleri bakanı, dışişleri bakanı var. Yani böylesi bir durumu soruşturmaya konu etmenin ne anlamı var. Hele örgüt propogandası suçlaması yapmak çok üzücü. Çünkü Kürdistan yetkilileri Ankara’da konuk edildikleri sırada o bayrak altında ağırlandılar. Bu durum herhangi bir soruşturmaya da konu edilmedi. Yani bu durum insanın hukuka, adalete olan güvenini de sarsıyor”

Kürdistan Bayrağı ve buna dair paylaşımlara, “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla soruşturma başlatılıyor. Türkiye’nin “Terör örgütü” olarak tanımladığı örgütün PKK olduğu herkes tarafından biliniyor. Ancak, PKK ve ona bağlı diğer örgütler soruşturma konusu yapılan bu bayrağı kullanmıyor. 

Türkiye yargısında belirsizlik

Türkiye’deki yargı kurumlarında Kürdistan Bayrağı’nın suç olup olmadığına ilişkin yüzlerce emsal karar var, ancak belirsizlik devam ediyor. Şanlıurfa’da 2013’te çocuklarına “Kürdistan” ismi koyan bir çift bu nedenle mahkemelik oldu. Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesi, Kürdistan isminin toplumu rencide edici olduğu gerekçesiyle çocuğun ismini “Helin” olarak değiştirdi. Aile bu ilginç kararı yüksek yargıya taşıdı. Yargıtay, 18’inci Hukuk Dairesi; Türk Medeni Kanunu ile çocuğa isim verme hakkının anne babaya ait olduğunu belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu ve “Kürdistan” isminin kullanılmasına onay verdi. Aynı Yargıtay isminde “Kürdistan” bulunan partileri, siyasi partiler listesinden çıkardı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise isminde “Kürdistan” bulunan 4 parti hakkında 2019’da kapatma davası açtı. 2020 yılında Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi, Kürdistan bayraklı bir paylaşım hakkında verilen cezayı “İfade özgürlüğü kapsamında” diyerek bozdu. Mahkeme, Kürdistan bayrağı ve ifadesinin terör örgütü propagandası suçu oluşturmayacağına hükmetti. Akademisyen Hifzullah Kutum’u beraat ettiren Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi de kararında “Kürdistan” ifadesi kullanılmasının ifade özgürlüğü olduğuna hükmetti.

Yargı neden refleks gösteriyor?

Peki, onlarca yargı kararına rağmen Türkiye’deki güvenlik ve yargı kurumları neden Kürdistan bayrağı ile ilgili paylaşımlara refleks gösteriyor? Avukat Hişyar Özalp, Türkiye’de kurulu olan rejimin Kürtlerin kendisini var etmesine, ulusal taleplerini öne sürmesine izin vermediğini belirtiyor. Kürdistan Bayrağı ve paylaşımlarının hiçbir suç tipine uymadığının altını çizen Özalp, bu durumda kendi içinde kilitlenen sistemin bu talepleri “örgüt propagandası” adı altında kriminalize ettiğini ifade ediyor;

“Bir yandan bu talepleri önlemek istiyor, dillendirilmesini, görünür olmasını engellemek istiyor. Diğer yandan da ona uygun bir suç tipi yok. Bu durumda bunların hepsini PKK veya yasa dışı silahlı örgüte bağlayarak topluma korku vermeye çalışıyor. Çoğu zaman seyahat özgürlüğünü engelleme, gözdağı verme, hapise atma gibi yolları tercih ediyor. Bu davaları açan savcılar da çok iyi biliyor ki, hakkında dava açılan kişilerin çoğunun PKK ile ilişkisi yok. Hatta bunlar PKK ile ideolojik, siyasi problem yaşayan insanlar. Bir karşıtlık da sözkonusu. Fakat Kürt taleplerini engellemenin yolu olarak bu yolu seçiyorlar.”

Kardeşinin nikâh töreni ile ilgili fotoğraf paylaşan gazeteci Veysi Polat’ın soruşturması devam ediyor. Soruşturma sonunda paylaşımlarda suç unsuru bulunursa Polat hakkında 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılabilecek.(DW Türkçe)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu