Türkiye’de Kürtçenin durumu
Rûdaw TV’de yayınlanan ve Hevidar Zana’nın moderatörlüğünü yaptığı programa katılan dilbilimci Zana Farqini, MED-DER Eşbaşkanı Rifet Roni ve Mezopotamya Vakfı yöneticisi, dilbilimci Mikail Bülbül konuya ilişkin görüşlerini dile getirdi.
Kürtlerin neden Kürtçe konuşmadığı sorusunu yanıtlayan Farqini, “Yıllarca süren asimilasyon, yasaklar gibi bir sürü sebep sayabiliriz. Diğer bir sebep de Kürtlerde özellikle Kürtçeye yönelik bir kayıtsızlığın olması. Neden mücadeleni bu dilde yapmıyorsun? Neden Türkçe yerine Kürtçe açıklama yapmıyorsun? Ayrıca diğeri de şu; Kürt aileler neden çocuklarını iki dilde yetiştirmiyorlar? Kürt çocukları artık her halükarda Türkçe öğreniyorlar, zira Türkçenin imkanları Kürtçeden her anlamda daha fazla. Pedagoji her çocuğun birden fazla dil öğrenebildiğini ortaya koyuyor, öğrenim kapasitelerini daha da artırıyor. Bütün Kürt kurumları, örgütleri bu gerçeği Kürt ailelere anlatabilmelidir” değerlendirmesinde bulundu.Zana Farqini
Atılması gereken adımlar konusunda konuşan Bülbül, “Son yıllarda bazı adımların atıldığını görüyoruz. 18 yaş üstü kişilerde Kürtçe bilme oranı daha yüksek şimdiki kuşaklara oranla. Dil transferinin oranın az olduğunu görüyoruz. Bazı platformlar var; HEZ-KURD, Kürt Dili Platformu gibi birkaç adım var. Fakat bu tür oluşumlar yeterli mi? Değil açıkçası. Şu da var tabii; Kürtler ‘keyfinden’ Kürtçe konuşmuyor gibi bir şey yok tabii. Ortak bir stratejimiz yok tabii. Herkes kendince bazı adımlar atıyor, fakat tabii bunlar yeterli değil. Dil konusunda zihniyetin değişmesi lazım” dedi.Mikail Bülbül
Açılan Kürtçe kurslarla ilgili konuşan Roni ise “25 milyon Kürt yaşıyor ve Kürt siyasetinin bir eksiği de henüz kaç Kürt yaşadığını ortaya koyamamış olmasıdır. Kürtçe kursların verilmesi sadece yabancı dillerle ilgili bir şeydir. Örneğin İngilizce, Fransızca için kurslar verilir. Ama 25 milyon Kürt için Kursların verilmesi hakarettir. Henüz tek bir tane resmi okul açılmadı Kürtçe eğitim için. Diyarbakır gibi bir yerde bile tek bir Kürtçe eğitim veren bir okul yok” ifadelerini kullandı.Rifet Roni
Türkiye’de mevcur duruma dikkat çeken Farqini, tekçiliğe dayalı sistemin farklılıklara imkan vermediğini, bu durumun diller konusunda da geçerli olduğunu belirtti.
Farqini şöyle devam etti:
“Kendi toplumunu çift dilli yetiştirmen lazım. Kendi dilini konuşursa da haksızlık yapılmamalı. Sen mecliste X diye işaret koyuyorsan ne demek bu? Bu kabul etmemektir. Kültürler, dinler arasında hiyerarşi yaratmaman lazım.
Farqini ile hemfikir olduğunu belirten Bülbül, Kürtçe konusunda zihniyet değişikliğinin şart olduğunun altını çizerek “Halkın büyük çoğunluğunun okullarda verilen Kürtçe seçmeli derslerden haberdar değil. Şimdi neden haberdar değil. Kürt siyaseti neden farkına vardırmıyor? Neden halkta farkındalık oluşturmuyor? Bunun için tabii program lazım. Önce durumu analiz etmemiz lazım, sonra çözüm sunmamız lazım. Neden halkın yüzde 70’i okullarda Kürtçe seçmeli derslerin olduğunu bilmiyor?” dedi.
2006’da da Kürtçe kurslara katılan öğretmen ve öğrencilerin sonrasında cezalarla karşılaştığını ve hedef haline geldiğini aktaran Roni, soruşturmaların açıldığını ekledi.
Öte yandan Kürt yayıncılığının yaşadığı sorunlara ilişkin konuşan yayıncı Xalid Sadini de “2021 yılı biz yayıncılar için çok ağır oldu, fuarlar açılmadı, kitaplar satılmadı. Yayınevinin çıkardığı kitapları dağıtması lazım ama pandemiyle birlikte bu imkan kalktı. Kağıt fiyatları, mürekkep fiyatları ve baskı kitapları arttı, yayınlamayı düşündüğümüz kitapları basamadık. 2022’den beklentimiz bu pandeminin azalması ve kitap fuarlarının açılması. Bu elimizdeki kitapların satılmasına vesile olur” dedi.Xalid Sadini
Pirtukakurdi ve Dara Yayınları’nın sahibi Bawer Berşev ise Kürtçe kitap satışlarıyla ilgili olarak “Önceki yıla oranla genel olarak daha az kitap sattık, Kürtçe de önceki yıla göre daha az satıldı. 2021’de piyasa altüst oldu. Fuarlarda daha çok Kürtçe kitap satılır, ama TÜYAP gibi fuarlar olmadı. Ekonomik kriz de üstüne gelince daha az kitap satıldı” dedi.