Suriye’nin Hama kentinde binlerce kişi Esed rejiminin devrilmesini kutladı
Suriyeliler, Hama kent meydanında Baas Partisi’nin 61 yıllık rejiminin yıkılmasını ve rejim lideri Beşar Esed’in ülkeden kaçmasını yeni Suriye bayrakları, rejim marşları, şarkılar ve havai fişekler eşliğinde coşku içinde kutladı.
Suriyeliler, akşam saatlerinde Hama kent meydanında toplanmaya başladı. Kurulan sahneden Suriye devriminde sembolleşen “Benim Cennet Vatanım” şarkısı çalınırken meydanda toplananlar da şarkıya eşlik etti.
Her yaştan Suriyelinin toplandığı meydanda, üç yıldızlı Suriye bayrakları dalgalandı. Akşam saatlerinde Suriyeliler tekbirler ve sloganlarla Beşar Esed rejiminin devrilmesini kutladı.
Beşar Esed’in babası Hafız Esed döneminde Hama’da gerçekleşen katliamda iki amcasını kaybeden Lüceyn Bassam el-Cemmal, amcalarından Ömer Muhammed Tahir Dağıstani’nin fotoğrafıyla gösteriye katıldı.
Suriyeli kadın Cemmal, AA muhabirine, “Beşar Esed düştüğünde çok sevindik, yıllardır bunu bekliyorduk. Elhamdülillah Esed düştü, tiranlık bitti. Başımızda artık bu zalim yok.” dedi.
Suriye’nin geleceğine ilişkin ümitli olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Cemmal, “El ele Suriye’yi inşa edeceğiz, mezhepçilik artık yok. Hristiyan, Sünni, Dürzi, Alevi artık hepsi Suriyeli.” diye konuştu.
Meydandaki kutlamaya eşiyle gelen Abdullah Taba da Esed rejiminin son günlerinde Hama’da yaşadığını belirterek, “Baskı, kuşatma, çetelerin yönetiminde yaşıyorduk. Dışarı çıkmaya korkardık, nereye gitmek istesek, emniyette hissedemezdik.” ifadelerini kullandı.
Beşşar Esed’in 8 Aralık’ta ülkeden kaçtığını duyduğunda hissettiklerini tarif eden Taba, “Böylesi bir mutluluğu biz bilmiyorduk. İlk başta bu haberlerin doğru olduğuna inanamadık sonra kesinleşince anca sevinebildik. Bu sevinç Suriye için. Elhamdülillah (Esed) başımızdan gitti. 2012’de beni Şebbiha (Suriye rejimi milisleri) aldı sonrasında Mısır’a sığındım. Bir yıl burada kaldım sonra döndüm. Hep dedim inşallah (Beşşar) gider, sonunda çok şükür ki gitti.” diye konuştu.
Taba, Esed rejiminin 1982’de işlediği katliama ilişkin “bu tarihte Hama’da evine ateş düşmeyen olmadığının” altını çizdi.
Suriye’nin geleceğine ilişkin görüşlerini paylaşan Taba, “Bu halk, tamamı bir araya geldiği zaman Suriye’yi baştan inşa edecektir. Korkumuz kalmadı. Zalim Esed çetesi gittikten sonra biz artık korkmuyoruz. Sonunda kurtulduk.” ifadesini kullandı.
İsmini açıklamak istemeyen 20 yaşında bir genç, Esed’in ayrılmasıyla yarım kalan eğitimini tamamlamak istediğini söyledi.
Suriyeli yaşlı bir kadın, 2 yıl önce ölen eşinin Hama Katliamı ile ilgili kitapları olduğunu anlatarak, “Keşke ölmeseydi de bu günleri görseydi. Onun bu günleri görmesini, bu mutluluğu yaşamasını çok isterdim.” diye konuştu.
Hama katliamı
Dönemin Suriye lideri Hafız Esed’in kardeşi Rıfat Esed komutanlığındaki özel kuvvetler, 2 Şubat 1982’de ülkenin orta kesimindeki Hama ilindeki Müslüman Kardeşler Teşkilatının rejime karşı başlattığı ayaklanmayı bastırmak için şehri kuşatarak önce havadan bombardıman yapmış, daha sonra topçu atışları ve toplu idamlarla 27 günde on binlerce kişiyi katletmişti.
Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) raporuna göre, Hama il merkezinde 2-28 Şubat 1982 tarihlerinde yapılan katliamda en az 30 bin sivil can verirken alıkonan en az 17 bin sivilden haber alınamadı.
Humus’kaki Tedmur (Palmira) Hapishanesine götürüldükleri düşünülen ve daha sonra haber alınmayan kişilerin aileleri, yakınlarının katledildiğini düşünüyor.
SNHR’nin raporuna göre, rejim güçlerinin havadan ve karadan düzenlediği saldırılar ve bombalamalarda El-Asida, Es Sehhane, El-Kilayniyye, Ez Zenbak, El-Hayriyya ve El Başuriyye gibi semtler yoğun şekilde hedef alınırken kent merkezinin yaklaşık üçte biri yerle bir oldu.
Katliamda 88 cami, 3 kilise ve çok sayıda tarihi eser de tahrip edildi.
AB, Şam’daki diplomatik varlığını artıracak
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa, üye ülkelerin liderlerinin Suriye’ye karşı benimsenecek yaklaşım üzerinde anlaştığını, başkent Şam’daki diplomatik varlığın artırılacağını bildirdi.
AB liderlerinin Brüksel’de düzenlediği zirve toplantısı sona erdi.
Yeni AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, AB Konseyi Dönem Başkanı Macaristan’ın Başbakanı Viktor Orban ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, zirvenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Zirvede ele alınan konulardan birinin, Baas rejiminin çökmesinin ardından Suriye’deki gelişmeler olduğunu belirten Costa, “Benimseyeceğimiz yaklaşımın temel ilkeleri ve hedefleri üzerinde mutabakata vardık. Barışçıl ve kapsayıcı bir geçişi garanti altına almak, toprak bütünlüğünü korumak, kadın hakları da dahil olmak üzere insan haklarına saygıyı güvence altına almak, dini ve etnik azınlıkları korumak istiyoruz.” dedi.
Costa, AB’nin sahadaki aktörlerle, yeni yönetimle ve bölge ülkeleriyle temasta olduğunu ifade ederek, “AB, Şam’daki diplomatik varlığını artıracak.” dedi.
Von der Leyen, HTŞ ile kurulan siyasi temasların önemine dikkati çekti
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de “Avrupa, Suriye’nin geleceğini önemsediği için, içinden geçtiği kritik dönemde bu ülkeye destek olmak adına üzerine düşeni yapacaktır.” diye konuştu.
Hafta içerisinde Ürdün ve Türkiye’ye yaptığı ziyaretlere değinen Von der Leyen, “Suriye’deki insanların insani ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmek için sahadaki temasları yoğunlaştırmamız önemlidir. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile siyasi görüşmeler için kanallar kurduk. Bunlar, insani yardımlarımız için halihazırda sahip olduğumuz mevcut kanallara dayanıyor. Şimdi sahada olmak ve HTŞ ile diğer gruplarla siyasi kanallara sahip olmak işe yarıyor. En üst diplomatımızın Şam’a geri dönmesi de iyi oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Von der Leyen, ülkenin yeniden imarı ve Suriyelilerin gerekli koşullar oluştuğunda güvenli, onurlu, gönüllü şekilde ülkelerine dönmeleri için çalışmalara odaklanılacağını kaydetti.(ANADOLU AJANSI)