Seçimden seçime hatırlanan Kürt sorunu!
Demokrasi ve Atılım (DEVA)Partisi genel başkanı Ali Babacan belediye başkan aday tanıtım toplantısı için Diyarbakır’a geldi.
Diyarbakır’da aday tanıtım toplantısında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yine Kürtlerden ve Kürt sorunundan bahsetti.
Bahsetmesine bahsetti ama sorun bahsetmek mi sadece? Babacan ,’Kürt sorununun en önemli bileşeninin dil sorunu olduğunu vurguladı ve insanların kültürleriyle kavga eden bir Türkiye istemediklerini belirtti.’
Babacan konuşmasında ”Erdoğan Diyarbakır’a geldiğinde, şehirde Kürtçe afişler asılıyor değil mi? Ankara’ya gidince işler değişiyor. Ankara’ya ayak bastığı anda ortaklarını hatırlıyor ve anında burayı unutuyorlar. İşte daha geçtiğimiz ay, Meclis Genel Kurulunda bütçe görüşmelerinde yine bir Kürtçe krizi yaşandı. Neymiş, Meclis kürsüsünde bir milletvekili Kürtçe konuşmuş. Ne büyük ayıp değil mi, ne büyük suç. Biliyorsunuz, ülkemizde en çok konuşulan ikinci dil, Meclis çatısı altında ısrarla ama ısrarla yok sayılıyor. Meclis tutanaklarına bir açıp baksanız tutanaklara ‘X’ yazıyorlar, ‘bilinmeyen dil’ yazıyorlar. Ne demek bilinmeyen dil? Fransızcayı, İngilizceyi bilenler, konuşulduğunda tanıyanlar, ülkemizde milyonlarca insanın konuştuğu dilin hangi dil olduğunu bilmiyor. Şimdi en son tutanaklara baktık. Bu sefer ne yapmışlar; üç nokta koyup, altına da ‘Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi’ demişler. ya şunun adını bir koyun ya. Bu ülkede eğer Kürt sorunu varsa, bu sorunun tabii ki pek çok bileşeni var, en önemli bileşeni bu dil meselesidir. Bu ana dil meselesidir. Siz bunun adını koymazsanız bu ülkede bu sorunu çözemezsiniz. Bu ülkede eşit vatandaşlıktan bahsedemezsiniz. Bu ülkede temel haklardan bahsedemezsiniz.” ifadelerini kullandı.
Özünde ne kadar doğru cümleler değil mi ama teorikte kalan, bir türlü pratiğe dökülemeyen cümleler, her seçim öncesinde biri birini kovalayan aynı cümleler…
Şimdi burada sorun hangi parti liderinin Kürt meselesine nasıl baktığı olayı değildir bu konuda ne kadar ciddi, samimi ve dürüst olduklarıdır. Çünkü gerçekten açıklamaları insanlara güven vermiyor sadece bir dönem için yani seçim dönemi için propaganda amacıyla veya Diyarbakır’a geldiklerinden dolayı Kürtlere hitap etme duygusuyla bazı şeyler söyleyerek bu sorunu özünde geçiştirmeye çalışıyorlar.
Şimdi bir parti Kürt meselesiyle ilgili belirli bir görüşü varsa belirli dönemlerde bu görüşlerini açıklayacaklarına bunu alırlar doğru dürüst bir şekilde kendi parti programlarına koyarlar. Yani bir parti eğer programında Kürtlerle ilgili bir açıklama yoksa Kürt sorunuyla ilgili herhangi bir öneri veya başka bir şey yazılmamışsa bu adamların kalkıp sağda solda belirli dönemlerde Kürt sorunundan bahsetmeleri kadar saçma hiçbir şey olamaz. Yani bu konuda özellikle Kürt siyasi çevrelerinin duyarlı olması gerekir ve en azından hangi parti liderinin ne yaptığıyla ilgili yorumlar yapmaktansa bu parti liderlerinin ne derece samimi ve bu soruna bakış açılarında ne kadar ciddi oldukları değerlendirilmelidir. Hatta bu tür açıklamalar gereksiz olarak değerlendirilmelidir. Çünkü yine dediğimiz gibi bizi özünde bir partinin siyasi görüşü bir partinin bir olaya bakış açısı o partinin anayasası gibi olan parti programında bu olaya yer vermelidir. Bunun için gerçekten artık bu parti liderlerinin Kürtleri kandırmaktan ve Kürtlerinde kandırılmaktan vazgeçmeleri gerekir.
Bakın öyle ki Babacan ve beraberindekiler tarihi Ulu Cami’de cuma namazını kılarken bir kişi Rudaw’ın haber muhabiri Maşallah Dekak’a saldırı girişiminde bulundu. Ne dedi bu kişi ”Burası Türkiye burada Türkçe’den başka bir dil kullanamazsınız”
İşte söylediklerimizin eyleme dönüşmüş hali.Siz siyasi parti temsilcileri sadece seçimde Kürtleri ve sorunlarını görürde seçimden sonra yok sayarsanız bu ve buna benzer hatta daha da kötü sonuçların olması kaçınılmaz olur.
Ne diyelim Kürtlerin var olduklarını ve bu coğrafyada var olmaya devam edecekleri gerçeğini kabul etme, sorunlarını çözmek için istikrarlı adım atılması temennilerimizle….
13.01.2024
Fatma R.Kaya
