Piyasa, altında 50 ton kaçağa işaret ediyor
2023’te cari açığı artırdığı gerekçesi ile altın ithalatında aylık 12 ton olarak uygulanan kota, kaçak girişi artırdı. Yıllık 50 tona yaklaştığı belirtilen kaçak altındaki ayar sorununa dikkat çeken sektör temsilcileri, bunun da maliyeti artırdığını vurguluyor.
Altın ithalatında geçen yıldan bu yana uygulanan kotanın kaçakta yol açtığı tahribatın boyutları belli olmaya başladı. Son 10 yıllık ithalat ortalamasının 194 ton olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, aradaki fark olan 50 ton için kaçağı işaret ederek, uluslararası piyasa ile kilogramda kimi zaman 5 bin doları aşan farkın ve müsadere usulünün uygulanmamasının kaçak girişi tetiklediğini söyledi. Her gün yeni bir kaçak altın haberinin duyulmasına rağmen yakalamaların toplam kaçağın yüzde 10’unu geçmediğini dile getiren sektör temsilcileri “başka sektörlerde kaçakçılık yapanların”, kârlı olduğu için bu alana yöneldiğine dikkat çekti.
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, sektörün 30 yıllık ithalat verilerine göre yıllık altın hammadde kullanım ortalamasının 167 ton civarında olduğunu belirterek, “Eylül sonu itibariyle yapılan ithalat tutarı 88 ton, 30 yıllık Eylül sonu ortalama ise 132 ton. Aradaki fark ise 44 ton. Sektörümüz, tüm sıkıntılara rağmen çalışmaya ve üretmeye devam ettiğine göre, arada kalan 44 tonluk fark nereden geliyor? cevabı size bırakıyoruz” dedi.
“Kaçak altının ayar sorunu maliyetleri de yansıyor”
İç piyasada altın arzının azalmasının uluslararası piyasalarla büyük fiyat farkı oluşmasına neden olduğunu kaydeden Atayık, bu farkın da iç talebin zirve yaptığı dönemlerde kilogramda 4-5 bin dolara kadar çıktığını vurguladı. Atayık, “Kota uygulaması bir yandan üretici ve ihracatçıların rakiplerinden yüksek fiyatla hammadde teminine neden olurken kaçak girişlere de zemin hazırlıyor. Her gün ekranlara yansıyan ‘kaçak altın yakalandı” haberlerini hep birlikte üzülerek izliyoruz” dedi. Öte yandan, kaçak altında menşe ve ayarın belirsiz olması nedeniyle ayarı düşük altınların dolaşım riskinin de arttığına işaret eden Atayık, “Ayrıca kalitesiz rafine edilmiş takozların yeniden dökülmesini gerekiyor. Bu da yüzde 60-70 oranında üretim sürecinde geri dönüşleri gündeme getirerek maliyet artışına neden oluyor. Sektörümüzün gelişmesini sekteye uğratan kota kısıtlamasının bir an önce kaldırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Kimin ne kadar altın getirdiği açıklansın!
Halen uluslararası piyasa ile kg fiyat farkının 3 bin 700 dolar seviyesinde olduğunu dile getiren Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, “Sene sonuna doğru ithalat sınırlı kalabilir ve fiyat farkı 4 bin 500 dolara kadar çıkabilir” yorumunu yaptı. Yıldırımtürk’ün dikkat çektiği bir başka konu da müsadere usulünün uygulanıp uygulanmadığı konusunda bilgi verilmemesi. Kaçak altının yakalandıktan sonra ne olduğunun bilinmediğini vurgulayan Yıldırımtürk, “Aylık 12 ton altın ithalatı yaptırıyorsun ama kime ne kadar veriyorsun? Kim ne kadar alıyor? Bazısı az getirirken bazıları neden çok getiriyor? kimin ne kadar getirdiği açıklansın. Liste yayınlansın” diye konuştu. Kaçağın boyutu konusunda ise Yıldırımtürk, yıllık ihtiyacın 250-300 ton arasında olduğunu belirterek resmi yollarla elde edilen altının dışında kalan için kaçak altın girişlerinin mümkün olabileceğini dile getirdi.
Talep arttıkça fiyat farkı artıyor
Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, son 5 yılda altın ithalatındaki artışın Merkez Bankası ve vatandaşın talebinden kaynaklandığını belirterek, “Hane halkının talebi arttıkça fiyat farkı artıyor bu da kaçağa yol açıyor. Burada asıl zararı vatandaş görüyor. Bugün vatandaş bir Ata Lira’yı (Cumhuriyet altını) 19 bin 500 TL olması gerekirken 20 bin 500 TL’ye alıyor. Aradaki bin TL kaçakçıya gidiyor. Yıllık 44 ton kaçak riski var ise bu yaklaşık 4 milyar dolarlık altın demek. Uluslararası piyasa ile yüzde 5 fark demek, kaçakçının 200 milyar dolar kazanması demek. Kaçakçıların kazandığı parayı halk ödüyor” ifadelerini kullandı.(Ekonomim)