Özgür Özel: Erken seçim istiyoruz
CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Yüreği yetecekse Erdoğan’ı pazar yerine götürmek isterim. Orada insanların derdini dinlesin. Tayyip Bey pazara gidemiyorsa sandığa gidecek, erken seçime gidecek. Sandık orada, erken seçim istiyoruz” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu.
Özel, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun istifa etmesi gerektiğini söyleyerek, “O istifa edilecek, o hesap verilecek. O güne kadar da kimse bunların yüzüne bakmayacak. Şu kadar ar, onur, namus varsa bakansın ya, soruşturma sürüyor. 47 sanık var. Bir tanesi devlet memuru değil. Bir tane kamu görevlisi yok. Niye? Kimi koysa, o üstüne işaret edecek. 2’nci, 3’üncü ifadede beyefendi kabak gibi ortada kalacak” diye konuştu.
Yeni yıl yaklaşırken milyonlarca vatandaşı yakından ilgilendiren asgari ücret zammına ilişkin konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 30 bin TL asgari ücret talebini yineledi.
“Asgari ücret 30 bin lira olmalıdır”
Özel, asgari ücretle ilgili de konuşarak, “Çıkıp her yerde ‘Asgari ücret artarsa enflasyon da artar’ diyorlar. Bu dünyanın en büyük yalanı. Bu büyük bir kandırmaca, haksızlık. Artan ücretin enflasyona etkisi yüzde 8,4. Ortalama onda bir. Onda 9 başka etkiler var. Sen üstüne düşeni yapmayacaksın, ‘bu işin sorumlusu yüzde 8,4’lük artış’ diyeceksin, ‘millete bu yüzden zam az vereceğiz’ diyeceksin. Sen temmuz ayında sıfır verdin. Ne oldu enflasyon? Demek ki asgari ücret durunca enflasyon durmuyor. Bu yalana teslim olmayacağız. Sen devletin belirlediği her şeye zammı yap, asgari ücretliye gelince ‘sana zam yaparsam enflasyon olur.’ Böyle bir şey yok. CHP olarak asgari ücret 30 bin lira olmalı diyoruz. Bu asgari ücret artışından esnaf, küçük esnaf ve KOBİ’ler mutlaka korunmalı.
Mevcut asgari ücret desteğinin kapsamı genişletilmeli. Emekliye, asgari ücretliye, esnafa, memura, çiftçiye, öğrenciye bütçe istiyoruz. Emeklilerin geçim hakkıdır. Emekliye bir asgari ücret şarttır, en düşük emekli maaşı asgari ücrete yükseltilmelidir. Asgari ücret talebimiz 30 bin lira, bunun altında biz yokuz” diye konuştu.
“66 bin liranın altındaki bütün maaşlar en düşük vergi dilimine tabi olmalıdır”
Bir diğer adaletsizlik -geçen hafta da söyledim- vergide adaletsizlik. Bugün DİSK’in, HAK-İŞ’in TÜK-İŞ’in; üç konfederasyonun başkanları geldiler, odamda misafir ettik, Grup Başkanvekillerimizle görüştük. Altı ay önce söz vermişti Şimşek, vergide adaleti sağlamadı. Ve Türkiye’de 1970 yılında vatandaşın sırtındaki vergi yükü, yüzde 9,1 iken bugün yüzde 21. Nasıl ölçülüyor? Vergiler bölü gayrisafi milli hasıla (GSYH). Bu dünyada 1970’de 26’dan şimdi 34’e çıkmış. Yüzde 27 artmış. Bizde yüzde 128 artmış. Yani OECD ülkelerinde arttığının beş katı bizde artmış. Ayrıca da şöyle bir durum var: 110 bin lira bugünkü hesapla ikinci maaşı aldığında başlayan bir vergilendirme sistemiyle Türkiye’de ayda 30 bin lira alan 12 maaştan üçünü, 50 bin lira alan 12 maaştan dördünü, 65 bin lira alan 12 maaştan neredeyse beşini vergiye veriyor. Yani eskiden, ‘12 maaş alıyorum ama dört de ikramiye alıyorum’ diyenler, şimdi 12 maaş alıyorum, dördünü Tayyip Bey’e geri veriyorum’ diyor. Esasen sekiz maaş alıyor bu adaletsizlikten. Bugün geldiler, grupları geziyorlar. Onların teklifini destekliyoruz. Kendi teklifimiz, yoksulluk sınırı olan 66 bin liranın altındaki bütün maaşlar yüzde 15’e tabi, yani en düşük dilime tabi olmalıdır. Böyle olursa bu verilen yüksek vergilerin en azından yarısından kurtulunacaktır. Ve bir nisbet de herkes rahatlayacaktır.
Hafta sonu bir dokunduk, bin ah işittik. Gerçekten Tayyip Bey’in yüreği yetecekse kendisini Türkiye’nin dört bir köşesindeki pazar yerlerine götürmek isterim. Pazar yerinde emeklinin, asgari ücretlinin, esnafların dertlerini dinlesin. Ben her birinin derdini dinledim. Birisi kolumu tuttu: ‘17 bin lira asgari ücret çok mu’ dedi? ‘Değil’ dedim. ‘Çok’ dedi. ‘12 bin lira emekli maaşı çok mu’ dedi. ‘Değil’ dedim. ‘Çok’ dedi. ‘Ne oldu teyze, niye çok’ dedim. ‘Benim sakat çocuğum var. Engelli parası dört bin lira. Bir tane anam var. Evde bakım ücreti 9 bin lira. Ben 4 bin lirayla aileme bakmaya, 9 bin lirayla anama bakmaya, bu paraların hepsiyle kiramı ödemeye, çocuk okutmaya, boğaz geçindirmeye çalışıyorum. Anlat bunu’ dedi. Söz verdim, ‘İzle, anlatacağım’ dedim.
Şimdi soruyorum: Tayyip Bey bir pazara gidebilir mi? Pazara gidebiliyor mu? Gidip de esnafın hatırını sorabiliyor mu? İşçiyle konuşabiliyor mu? Tayyip Bey bu milletin arasına karışıp ‘Geçinebiliyor musunuz’ diye sorabiliyor mu? Madem soramıyorsa onun dediği gibi, sokağa gidemiyorsa sandığa gidecek, erken seçime gidecek. Tayyip Bey ya tarlada, fabrikada, pazarda, vatandaşa git, hatırını sor, hellallik iste; yapamıyorsan sandık orada, sandığı bekliyoruz, erken seçim istiyoruz.” (DHA)