Orhan Uğuroğlu Kılıçdaroğlu’nun neden sessiz kaldığını açıkladı
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in şahsına sahip çıkmayan ancak hukuk dışı uygulamaya karşı çıkan Kemal Kılıçdaroğlu bu kez Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’a da sahip çıkmadı? Neden?
Günümüzün önemli olayı sadece bu değil ki?
Kılıçdaroğlu açısından bir diğer güncel konu ise CHP’nin “olay yaratacak” diye başlatılan ve 22 yıllık AKP iktidara “Kırmızı Kart” gösterme kampanyasıdır.
Peki, Kılıçdaroğlu bu kampanya için de neden sessiz kaldı?
Gelelim en zor konuya.
Erdoğan’ın, “Turpun Büyüğü heybede” sözüne karşılık CHP lideri Özgür Özel’in şu açıklaması da çok önemli değil mi?
- “Savaş ilanını görüyoruz ve kabul ediyoruz…”
Bir savaş hali var ve 101 yıllık CHP savaşa giriyor.
“İktidarla müzakere edilmez, mücadele” edilir diyen Kılıçdaroğlu demek ki siyasi deneyimi ile savaşın kaçınılmaz bir sonuç olacağını ortaya koymuş.
Savaş ilanı üzerinden saatler su gibi akıp geçiyor.
Bakıyorum, bekliyorum, izliyorum ve görüyorum ki Kılıçdaroğlu yine sessiz yine suskun.
CHP’deki bu sessizlik fırtına öncesi gibi ve hiç de hayra alamet değil.
CHP kulislerinde nabız yokluyorum.
Kulislerde konuşulanlara kulak kabartıyorum.
Çok zorluyorum CHP’lileri tek tek arıyorum ve sonuca ulaşıyor Kemal Kılıçdaroğlu’nun sessizliğinin nedenini öğreniyorum.
İşte gerekçe:
Tarih: 31 Mart 2024 Yerel Seçim öncesi.
Yer: Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel ofisi.
Konu: Belediye Başkan adaylarının kimler olacağı.
Kemal Bey diyor ki;
- “Sayın Özel, aman dikkat. Kulağıma gelen bazı isimler var. 4 belediye başkanı için bana gelen istihbaratlar çok önemli. Bu isimleri aday gösterirseniz yarın siz de CHP’de büyük sıkıntı yaşar.”
Özgür Bey soruyor;
- Sayın Kılıçdaroğlu elbette siz isimleri verin lütfen.
Bu 4 belediye başkanının isimlerini kaynağım tek tek söyledi.
İktidar ile CHP arasındaki bu savaş hali nedeniyle 4 ismi de yazamam.
Ama bir isim var ki o ismi yazmaya zar zor ikna ediyorum haber kaynağımı.
O belediye başkanı tutuklanan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat.
Ve ortaya çıkıyor ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun Akpolat hakkında açıklama yapmayıp sesiz kalmasının nedeni işte bu kadar net ve bu kadar açık.
Diğer 3 isme gelince Erdoğan’ın, “Turpun büyüğü heybede” sözünü aklıma getiriyor.
“Büyük” diyerek Erdoğan CHP’nin hangi Büyükşehir Belediye Başkanını kastediyor acaba?
CHP’deki fırtına öncesi sessizlik sadece bu kadar mı?
Hayır değil çünkü;
CHP sanki 31 Mart’ta birinci parti olan CHP değil.
Tam 5 parça…
- Özgür Özel ve Genel Merkez cephesi.
- CHP Meclis grubundaki muhalefet cephesi.
- Ekrem İmamoğlu cephesi.
- Mansur Yavaş cephesi.
- Kemal Kılıçdaroğlu cephesi
CHP kulislerinde gördüğüm hava şu:
CHP’de iç savaşın başlaması an meselesi…
Parti içindeki muhalif guruplara göre Özgür Özel’e yönelik hareketin bir diğer nedeni daha var.
Muhalif CHP’liler diyorlar ki;
“14- 28 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu’nun aldığı yüzde 48 oy oranı ile Yerel Seçimde CHP’nin aldığı yüzde 38’lik oy başarısı, “normalleşme” denilen çağrı sonucu paramparça oldu.
6’lı masa ile oluşan güçlü muhalefet;
- Sarayın İYİ Parti operasyonu ve
- CHP’nin “mücadele değil müzakere” siyaseti sonucu dağıtıldı.
Erdoğan ile savaşa savaşa elde edilen büyük başarılar CHP’yi iktidara götürecek iken tarumar edildi.
Kararsızların sayısı yüzde 40’la yükseldi. Çünkü 31 Mart sonrası CHP Erdoğan’ın ‘yumuşama’ tuzağına düştü.
İlaveten önemli bir gelişme daha var.
Tam olarak netleştiremedim ama iddialara göre CHP’de olağanüstü kurultay için meclis gurubunda toplanan imza sayısı 40’a ulaşmış…
Bu gelişmenin nedenlerini de elbette sordum.
Özel yönetimine muhalif CHP’liler söz birliği etmişçesine peş peşe şunları sıralıyorlar;
Birincisi Erdoğan’ın, “Şaibeli CHP Kurultayı” iddiasına CHP Genel merkezi de Özgür Özel de neden tepki göstermedi?
İkincisi; 28 Mayıs sabahı ”Değişim” sloganları neden ortaya atıldı?
Üçüncüsü; Kılıçdaroğlu’nun, “Güvenli liman” çağrısı neden umursanmadı?
Dördüncüsü ise şu sonuçtur:
- Güvenli Limana yanaşamadan yaşatılan CHP’deki değişim bugün CHP’nin 5 parça olmasına neden oldu.
Özel ve Genel Merkez yönetimin muhalif milletvekili gurubunu tamamen pasifleştirdiği ve dışladığı da kulislere yansıyor.
O kadar ki CHP’ye yakın televizyon kanallarına bu muhalif milletvekillerinin davet edilmemesi için genel merkezin ambargo uyguladığı söyleniyor.
İç savaş için CHP’nin içindeki muhalif grup Kızılderililerin deyimiyle savaş baltalarını topraktan çıkarmışlar.
Şimdi Özgür Özel ve CHP’yi iki cephede savaş bekliyor.
İç savaş, dış savaş…