Politika

Ömer Çelik’ten Mesud Barzani’nin Şırnak ziyaretine ilişkin açıklama

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İçişleri Bakanlığınca Başkan Mesud Barzani’nin Şırnak ziyaretindeki “silahlı korumalarına” ilişkin soruşturma başlatıldığını söyledi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani’nin Şırnak’ın Cizre ilçesindeki ziyareti sırasında silahlı korumalarına ilişkin soruşturma başlatıldığını açıkladı. Çelik, Habertürk’e verdiği röportajda, “Nahoş bir görüntü. İçişleri Bakanlığı duruma ilişkin soruşturma başlattı. Barzani’nin aktif görevi yok. Türkiye onu koruyacak kudrete sahiptir” ifadelerini kullandı.

Barzani’nin ofisinden yapılan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik açıklamalara da tepki gösteren Çelik, “Asıl bu açıklamayı yapan kişi kimse, şövalyelist ve ırkçı söylemdir. Bu kabul edilemez, bu açıklamanın düzeltilmesi lazım” dedi.

Çelik’in açıklamalarının ardından İçişleri Bakanlığı, görüntülerle ilgili inceleme başlattığını ve konuyla ilgili iki müfettiş görevlendirildiğini duyurdu.

Çelik, “Bu paradigmatik bir devrimdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı çıkıp ‘Bu benim meselemdir, Türkiye’nin tamamının meselesidir’ diyor. Belli bir etnik mesele değil. Aynı şeyi başörtüsü meselesine de uyarlayabilirsiniz. Vatandaşlarımızın kimliklerinin üzerindeki inkar ve asimilasyon politikaları büyük adımlarla sona erdirilmiştir” diye konuştu.

AK Parti iktidarından önce de PKK’nin silah bırakması için çeşitli çalışmalar yapıldığını belirten Çelik, “Çeşitli kereler çeşitli denemeler olmuş. Rahmetli Özal zamanında olmuş, rahmetli Erbakan’ın girişimlerinden bahsedilir. Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemlerde çözüm süreci şeklinde tekrar hükümetimizin döneminde gerçekleşti. Şu görülmüştür; hükümet ve devlet kanadında red, inkar, asimilasyon politikasıyla anılan vesayet döneminde bu sorunda Türkiye’nin kapasitesini büyüterek ortaya çıkan yaklaşım görülmüştür” ifadelerini kullandı.

“Silahlar bırakıldıktan sonra hukuki çerçeve çizilecek”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısısını “Cumhuriyet döneminin en önemli çıkışlarından biri” olarak nitelendiren Ömer Çelik, “Türkiye kendi milli gözüyle yeni bir süreç başlattı. Sayın Cumhurbaşkanımızın devlet kurumlarına talimatıyla bu devlet politikasına dönüştü. ‘Odak noktamızı kaybetmeyelim’ cümlesini çok sık kuruyorum. PKK terör örgütünün unsur, uzantılarıyla fesih ve silahlarının bırakılması. Devlet katı, TSK, istihbarat ve İçişleri ve diğer kurumlarda hazırlıkları var. Milli irade bu işin sahibi olsun diye Yüce Meclis’te komisyon oluşturuldu. Komisyon yarın bir gün silahlar bırakıldıktan sonra adım atılmak üzere hukuki çerçeveye dönük olarak pusula teşkil edecek” şekilde konuştu.

Çelik, Türkiye’nin terörle uzun mücadelesine değinerek, AK Parti iktidarından önce de terör örgütünün silah bırakması için çeşitli çalışmalar yapıldığını hatırlattı. “Çeşitli kereler çeşitli denemeler olmuş. Rahmetli Özal zamanında olmuş, rahmetli Erbakan’ın girişimlerinden bahsedilir. Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemlerde çözüm süreci şeklinde tekrar hükümetimizin döneminde gerçekleşti. Şu görülmüştür; hükümet ve devlet kanadında red, inkar, asimilasyon politikasıyla anılan vesayet döneminde bu sorunda Türkiye’nin kapasitesini büyüterek ortaya çıkan yaklaşım görülmüştür” dedi.

Süreç komisyonunun İmralı ziyaretine de değinen Çelik, “Birisi tutup da terör sona ersin diye çağrı yapıyorsa, terörün sonlanması için inisiyatif alıyorsa, komisyonun bunu değerlendirmesinden daha doğal bir şey olamaz” diye konuştu.

“Kürt Sorunu Türkiye’nin Meselesidir”

Çelik, 2 Ağustos 2005’te dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Diyarbakır’da yaptığı “Kürt sorunu benim sorunumdur” açıklamasını paradigmatik bir devrim olarak nitelendirdi. “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı çıkıp ‘Bu benim meselemdir, Türkiye’nin tamamının meselesidir’ diyor. Belli bir etnik mesele değil. Aynı şeyi başörtüsü meselesine de uyarlayabilirsiniz. Vatandaşlarımızın kimliklerinin üzerindeki inkar ve asimilasyon politikaları büyük adımlarla sona erdirilmiştir” dedi.

Çelik, PKK terör örgütünün feshi ve silah bırakma süreci ile ilgili, devletin tüm kurumlarının hazırlık içerisinde olduğunu belirterek, Yüce Meclis’te oluşturulan komisyonun silahlar bırakıldıktan sonra hukuki çerçeveye dönük pusula teşkil edeceğini söyledi.

Silah bırakma sürecinde MİT ve TSK’nın teyit mekanizması olacağını, ardından Cumhurbaşkanlığı veya MGK kararının geçerli olacağını aktaran Çelik, PKK’nın dört ana silahlı yapısı ve KCK çatısı altındaki faaliyetlerin kademeli olarak sona erdirileceğini vurguladı.

Çelik, “Bölgede halklara kötü niyet besleyen herkes terör örgütlerini vekalet savaşlarında kullanıyor. Kimin kime ne vaat ettiğini biliyoruz. Müttefiklerimizden de ya çekimser duran ya da silah bırakma sürecini akamete uğratmak isteyen faaliyetler görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin gözü bütün bunları görüyor. Sürekli olarak sahadayız” dedi.

TBMM’de çeşitli sebeplerle mahkumlarla görüşmeler yapan komisyonların, terörün sona erdirilmesi için girişimlerde bulunduğunu aktaran Çelik, “Birisi terör sona ersin diye çağrı yapıyorsa, komisyonun bunu değerlendirmesi doğal bir süreçtir” ifadelerini kullandı.

Şırnak’taki Peşmerge görüntüleri

Barzani’nin Türkiye ile ilişkilerini ve terörsüz bölge sürecine katkısını vurgulayan Çelik, Şırnak’taki Peşmerge görüntülerinin nahoş ve olumsuz yorumlara zemin teşkil ettiğini söyledi. “İçişleri Bakanlığı soruşturma yürütüyor. Barzani’nin aktif görevi yok, güvenliği sağlanmalı ve Türkiye bunu başaracak kudrete sahiptir” dedi.

Çelik, Barzani’nin ofisinden yapılan ve Bahçeli’ye yönelik ifadelerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. “Ofisin ifadeleri doğrudan sayın Bahçeli’ye karşı saygısız ifadelerdir. Kullanılan dil ırkçı ve şovenisttir. Bu açıklama düzeltilmelidir” dedi.

Çelik, Türkiye’nin terörle mücadele kapasitesine ve bölgedeki güvenlik önlemlerine işaret ederek, devletin terör örgütlerine karşı kararlı olduğunu belirtti. “Barzani’nin ziyaretiyle ilgili olumsuz bir değerlendirme yok. Görüntülerle ilgili değerlendirmeler var. Orada asıl açıklamayı yapan kişi kimse onun kullandığı dil ırkçı ve şovenist. Terörsüz bölge sürecine zarar verecek bir dil olmuş. Bu kabul edilemez ve düzeltilmesi gerekir” dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu