Neçirvan Barzani’den sonra Irak Dışişleri Bakanı da Ankara’da, art arda temaslar ne anlama geliyor?

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, 8 Ekim’de Ankara’da önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Barzani daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Görüşmede Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın da yer aldı.
Aynı gün Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklama, Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in bugün Türkiye’de olacağı bildirildi.
İletişim Başkanlığı’ndan Erdoğan-Barzani görüşmesine ilişkin yapılan açıklamada, Türkiye’nin bölgede huzur ve istikrarı hedeflediği, Irak’ın bölgedeki şiddet sarmalından uzak tutulmasının kritik önemde olduğu, IKBY’nin de bu yönde attığı adımları takip ettikleri ifade edildi.
Irak’ta yapılacak seçimlerin tüm Irak halkına hayırlı olmasını dilediğini söyleyen Erdoğan, Irak Merkezi Hükümeti ile IKBY arasında petrol alanında varılan mutabakatı memnuniyetle karşıladığını, Kalkınma Yolu Projesi ile ilgili uzlaşının da kısa vadede sağlanmasının tüm bölgenin menfaatine olacağını kaydetti.
Açıklamada, Erdoğan’ın “terörsüz Türkiye” sürecinin başarıya ulaşmasında kararlı olduklarını Barzani’ye ilettiği, IKBY’nin Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğine yönelik desteğinin devamının önemli olduğunu da aktardığı kaydedildi.
Barzani ve Hüseyin’in birer gün arayla Türkiye ziyareti, Ankara’nın Erbil ve Bağdat’la yoğun diplomatik gündemden geçtiği bir döneme denk gelmesi açısından dikkat çekti. Bu gündemin Ankara açısından en önemli konu başlığı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ifade ettiği PKK’nın silahlarını bırakması süreci.
Barzani: PKK adım atmalı
Türkiye, ABD ve AB’nin “terör örgütü” olarak tanımladığı PKK’nın ana karargâhı, eğitim tesisleri ve diğer birimleri Kuzey Irak’ta konuşlu. Örgüt, Barzani ailesinin liderliğini yaptığı Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) bağlı Peşmerge güçleriyle aynı coğrafyayı paylaşıyor.
Bu da Ankara’nın “terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı ve PKK’nın silah bırakarak kendini lağvetmesi sürecinde Barzani yönetiminin önemli bir rol oynamasına yol açıyor.
11 Temmuz’da bir grup PKK üyesinin sembolik silah bırakma ve yakma töreninin gerçekleşmesinde IKYB etkin rol oynamıştı.
Neçirvan Barzani, Ankara ziyaretinden hemen önce Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nin (MERİ) Erbil’de düzenlediği bir forumda bu sürece ilişkin konuştu.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre Barzani, “Ankara ile de konuştuk, bu grupla (PKK) da konuştuk. Ne rol alabileceğimizi sorduk. Silah bırakma süreci başlayınca bizden destek istendi. Bizden istenen desteği verdik” ifadelerini kullandı.
‘Tarihi fırsat’
‘PKK, İmralı Adası’ndaki cezaevinde müebbet hapis cezasını çeken lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının ardından 12 Mayıs’ta kendini feshetme kararı almış ve 11 Temmuz’da ilk silah bırakma töreni gerçekleşmişti. Bu adımdan sonra TBMM’de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kuruldu.
Ancak Temmuz ayındaki ilk silah bırakma adımının ardından yeni bir gelişme gelmemesi PKK’nın süreci ağırdan aldığı eleştirilerine neden oldu. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da, Meclis’teki “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun yalnızca dinlemelerle sınırlı kaldığını belirtti ve “Artık hukuki adımlar atılmalı, geçiş yasası çıkarılmalı” dedi. Bakırhan ayrıca sürecin ilerlemesi için Abdullah Öcalan’la görüşülmesi gerektiğini de ifade etti
IKYB Başkanı Barzani de bu noktaya dikkat çekerken, PKK’nın Ankara’nın atacağı adımları beklemesinin yanlış bir düşünce olduğunu kaydetti ve “Şimdi öyle bir haldeyiz ki iki taraf da diğerinin adım atmasını bekliyor. Bu yöntemle bu sorun çözülmez. Şimdi atılması gereken bazı adımlar var. Sürecin netice vermesi için PKK’nın bu adımları atması gerekiyor. Detaylara girmek istemiyorum” dedi.
Barzani, bu sürecin “Kürtler için tarihi bir fırsat olduğunu” ve kaçırılmaması gerektiğini de kaydetti.
Irak PKK’YI ‘terör örgütü’ ilan edecek mi?
Aynı konunun daha farklı bir çerçevede de olsa Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile yapılacak görüşmelerde de ele alınması öngörülüyor.
Türkiye ve Irak, 2023 ve 2024 yıllarında güvenlik konularında çok önemli anlaşmalara imza attı ve yeni bir işbirliği dönemi başlattı. Irak, PKK’yı yasaklı örgütler listesine aldı ve faaliyetlerini kısıtladı.
İki ülke arasındaki bu işbirliğinin PKK üzerinde önemli bir baskı yarattığı Ankara’da yapılan değerlendirmeler arasında. Ancak Ankara, Bağdat’ın PKK’yı “terör örgütü” olarak tanımasını da istiyor. Ayrıca Türkiye, “terörle mücadele” konusunda Irak’la işbirliğini daha da derinleştirmek niyetinde.
Ancak Irak’ta genel seçimlerin 11 Kasım’da yapılacak olması, bu tür adımların ancak ülkede yeni hükümetin kurulmasının ardından gündeme gelmesi anlamına gelecek.
Fidan-Hüseyin görüşmesinde Suriye konusunun da ağırlıklı ele alınması bekleniyor. Her iki ülke de Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasından yana.
Türkiye ve Irak, Suriye’de IŞİD ile mücadele ve IŞİD’lilerin tutulduğu cezaevlerinin kontrolü konusunda da temas içindeler.
Ankara, IŞİD ile mücadelenin ana omurgasını Halkın Savunma Birlikleri’nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından sürdürülmesinden rahatsız ve bunun yerine aralarında Türkiye, Irak ve Ürdün gibi bölge ülkelerinin oluşturacağı bir mekanizmanın kullanılmasını öneriyor.
Petrolden sonra kalkınma yolunda da Bağdat-Erbil uzlaşması gerek
Ankara’nın Irak gündeminde yer alan bir diğer başlık Bağdat ile Erbil arasında iki seneden fazladır süren petrol anlaşmazlığının mutabakatla sonuçlanması ve Kerkük-Yumurtalık boru hattının yeniden çalışması.
Merkezi hükümet ile bölgesel hükümet arasında petrol gelirlerinin paylaşımında yaşanan sorunlar, ABD’nin arabuluculuğunda yapılan müzakereler sonucunda çözülmüş ve 30 Eylül sabahından itibaren petrol akışı yeniden başlamıştı.
Bölge ekonomisi ve Türkiye-Irak ilişkileri açısından büyük önem taşıyan Kerkük-Yumurtalık boru hattının tam kapasite ile çalıştırılmasını amaçlayan Ankara, Irak seçimlerinin ardından kurulacak yeni hükümetle yeni bir petrol anlaşması yapmayı planlıyor.
Ekonomik ilişkiler açısından diğer önemli konu ise Kalkınma Yolu Projesi.
Irak’ı Türkiye ve Basra Körfezi üzerinden Doğu-Batı hattında önemli bir transit ülke haline getirecek Kalkınma Yolu Projesi’nin gerçekleşmesi için Bağdat ve Erbil’in Irak’tan gelen hattın Türkiye’ye hangi güzergah üzerinden bağlanacağı ve kontrolün kimde olacağı konusunda uzlaşmaları gerekiyor.
IKYB, hattın kendi kontrolünde olması gerektiğinde ısrar ediyor ancak Bağdat, ülkenin en önemli yatırımının merkezi hükümetin denetiminde olması gerektiğini belirtiyor. Seçimlerin ardından tarafların ele alacağı en önemli konuların başında da bu sorun geliyor.