Analiz

Ne yapıyorsunuz?

Türkiye’de ki siyasi partilerin Kürtlerle ilgili politikaları açık net olmasına rağmen seçim dönemlerinde veya seçimler gündeme geldiğinde Kürt sorununa yönelik açıklamalar gündemden neredeyse hiç düşmüyor. Özellikle siyasi parti temsilcileri Kürt illerine geldiklerinde bu veya şu şekilde Kürt sorununu çözümüne dair açıklamalarda bulunuyorlar. Aslında sorun Diyarbakır’a, Batman’a ,Van’a ,Siirt’e Hakkari’ye gidip Kürt sorunlarından bahsetmek Kürtlerle konuşmak olsa Kürt sorunu diye bir sorun kalmaz zaten. Kürt sorununun çözümüyle ilgili açıklamalar esas değildir. Bir nevi Kürtlerin oylarını elde etmeye yönelik hamlelerdir ve nereye kadar kendilerine  bu kazanımlarının elde edilmesi de belirsizdir.

Geçen hafta CHP’nin Van’da yaptığı Belediye başkanları toplantısında bu sorunları gündeme getirmesi Kürtçe pankart asılması, Kürtçe konuşulması elbette güzel şeyler ama yeterli değil. Kimsenin Kürtlere sanki bir lütuf gibi sadaka gibi  Kürt sorunlarından bahsedilmesi aslında siyasi ve politik anlamda bir etik sorundur. Kürtler bu ülkenin kendi ülkelerinde yaşayan halkından farklı, bütün ulusal demokratik insani haklarından yoksun bir halktır. Bunların talepleri de çok farklıdır. AKP,CHP veya herhangi bir parti Kürt sorununa eğildiği zaman bu sorunun adını koymalıdır. Kürtlere sanki bir sadaka veriyormuş gibi açıklamalar yapmak yerine Kürtçenin en azından okullarda herkesin anadilinde eğitim görmesi için kanun teklifi vermek, bu Kürtler için yapılacak en basit adımdır. Vatandaşlık tanımını değiştirin,. Böyle somut adımlar atılmadıkça söylenen her cümle havada kalmaya mahkumdur. Kürt sorunu sadece ekonomik ve güvenlik sorunu olarak Kürtleri aldatmaya yönelik açıklamalar, Kürtler için yeterli değildir. Bu yalnız CHP için değil AKP veya bütün partiler için geçerlidir.

Oysa baştan beri denenmesi gereken bir yol vardı bir türlü bu yol denenmedi. O yol zihniyet değişimi ile birlikte yasal temele oturtulmuş “eşit temelde bir arada yaşamak”tır. Eşit temelde bir arada yaşamak için atılması gereken adımlar bellidir.

Bir düşünün Kürtlerin yaşadığı coğrafyada nerdeyse her iki evden birinde ya bir ölü ya da hapis yatmış bir kimse var bu meseleden dolayı. Bunların hepsi akıllarını mı oynattı, yoksa bir düşünceleri mi var ve bunun uğruna bütün bunlara katlanıyorlar, anlamak gerekmez mi? Peki bu neden anlamaya çalışılmıyor. Bir düşünün toplamda nerdeyse 100 bine varan ölüden ve yaralıdan bahsediliyor. Bugün Rusya Ukrayna savaşında bile bu kadar insan ölmedi. Devletin resmi rakamlarına ve müfettiş raporlarına göre 17 bin faili meçhul gerçekleşti. 4 bin köy ve mezra boşaltıldı ve 3,5 milyon insan göç ettirildi. Bütün bunlar görmezden gelinerek, bunlarla yüzleşilmeden bu sorun çözülebilir mi? İşte bu noktada en etkili kavram empatidir. Empati yapılmadan bu mesele çözülemez. Tabii empati çift taraflı işlemeli. Batıda yaşayanlar Kürtlerin yaşadığı acıları içselleştirmeli, Kürtler de Türklerin kimi hassasiyetlerini dikkate alarak hareket etmelidir. Ancak o zaman gerçek empati kurulabilir ve çözüm için birbirine yaklaşılabilir.

Onun için Türkiye’deki siyasi partiler Kürt sorunlarından bahsettiği zaman bir iki Kürtçe kelime konuşarak veya Kürtler şöyledir Kürtçe şöyle bir dildir demek değildir Kürt sorunu Kültürel bir sorun değildir.

Kürt partisi olarak çalışan Kürdistan partileri olarak ortaya çıkanlarında eksikleri vardır. Demek ki hala bu sorunu Türkiye’de ki siyasi partilere  anlatalamamış.

O halde artık bu sorunun çözümü için ihtiyaç duyulan en önemli şey gerçekten iyi niyet göstermek ve çözümde gerçekten samimi olmaktır. Halkın artık oyalamaya ve kandırılmaya tahammülü kalmadı. İstedikleri şeylerde öyle atla deve değil!

3.6.2022

Habe/Analîz

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu