Yaşam

Malatya’da mevsimlik Kürt işçilere saldırı

Malatya’nın Kale ilçesine bağlı Kıyıcak Köyü’nde silahlı saldırıya uğrayan mevsimlik kayısı işçileri jandarmanın olaya müdahale etmediğini söylediler.

Geçtiğimiz günlerde Maltaya’nın Kale ilçesine bağlı Kıyıcak Köyü’nde mevsimlik işçiler A.T ve M.T, kayısı bahçesinde çalışırken saldırıya uğradı. 

Bahçede arazi sahibinin oğlu tarafından silahlı saldırıya uğrayan işçiler tehdit edilirken, jandarmaya verdikleri ifadelerini değiştirmeleri için baskı gördüklerini belirtti. 

Yaşadıklarını soL’a anlatan M.T. şunları söyledi: 

“Kardeşimle birlikte bahçede çalışıyorduk. Kayısıları kardeşim ikişer üçer taşırken arazi sahibinin oğlu Mehmet Başdemir, kardeşime yaklaşarak ‘Gücüne kuvvetine çok güvenme her şey bir mermiye bakar’ dedi. Önce neden böyle dediğini anlamadık. Boş verelim deyip geçtik. Sonra bir mola sorasında kardeşim biraz uzaktaydı. Yanına gidip ‘Öyle iki üç kasa değil 5 tane taşıyacaksın’ dedi ve kardeşime yumruk attı. Kardeşim bir şey demedi. Cevap vermedi ve birlikte çalıştığımız işçilere bize ve ailemize küfür etmediği sürece boş verelim, ekmeğimizle oynamasın dedi ve geçti gitti. 

Ama patronun oğlu uslanmadı. Sarhoş geliyordu araziye ve silahını çekti kardeşime ateş etti. Tam o esnada diğer işçiler engel olmaya çalıştı. Dengesini kaybeden Mehmet Başdemir manevra yeteneğini yitirdi. Zaten içkiliydi. Kurşunlardan biri yere isabet etti ve oradan seken bir taş fırlayarak kardeşimin çenesine değdi. Yaralandı.”

Kendini “muhtar” olarak tanıtan kişiyle arazi sahibinin oğlunun kendilerini ikna edemeyince tehdit ettiklerini belirten M.T., “Kendini muhtar olarak tanıdan adamla ateş eden Mehmet Başdemir’in kardeşi bizi alıp arazi sahibinin garajına götürdü. Önce güzel güzel konuştular. ‘İfade vermeyin şikayetçi olmayın. Gerekirse size para verelim’ dediler. Biz kesinlikle reddetince sinirlendiler. Tehdit ettiler. ‘Bizi tanımıyorsunuz kim olduğumuzu biliyor musunuz’ dediler. Sonra ben de jandarmaya telefon açtım. Köye çağırdım” diye konuştu.

M.T., jandarmanın köye gelişine izin vermeyen “muhtarın”, “Eğer jandarmalar köyde görünürse diğer arazilerde çalışan işçiler de duyar. Adımız çıkarsa eğer kimse gelmez köye yevmiyeci olarak. Kabul etmem” dediğini aktardı. M.T. “eğer izin vermezlerse gazetecilere ve siyasi partilere de haber vereceğini” ifade etmesinin ardındansa “Siz terörist misiniz ne ayaksınız? Zaten Diyarbakırlısınız, isimleriniz de Kürtçe” diye tehdit edildiklerini dile getirdi.

Jandarmaların hastanede darp raporunu almalarına izin vermediğini ifade eden M.T. yaşadıkları sıkıntının karakolda da devam ettiğini belirtti. Karakolda bir uzman çavuşun arazi sahipleriyle özel olarak görüşerek muhtara “Biz kendi aramızda hallederiz” dediğini söyleyen M.T. karakolda yaşadıkları sıkıntıyı şu şekilde anlattı: 

“Karakola gidince kurtulduk sandık ama öyle olmadı. Aile yakınları bizi karakolda tehdit etti. İfade verirken sürekli karıştılar. Hatta biz karışamazlar deyince de ‘Bize işimizi mi öğreteceksiniz’ diyerek bağırıp çağırdılar. Karakola gidene kadar da sürekli araçta bağırıp çağırdılar. Çok açık bir şekilde arazi sahiplerinden yana taraf tuttular.Ateş eden arazi sahibi Mehmet Başdemir’i engelleyen işçinin vereceği ifadeyi değiştirmesi için talimat veren karakol komutanının ise arazi sahiplerine ifadeleri hakkında talimat verdiğini ifade eden M.T., “Komutana arazi sahiplerinden biri silahı kuru sıkı ile değişelim, en azından gerçek olmayan silahla yakalansın deyince komutan silah falan yok ifadede geçirmeyeceğiz” dediğini belirtiyor. 

Yaşadıkları sıkıntıların kendilerine has olmadığını ifade eden M.T., kardeşi A.T. ile birlikte yaşadıkları sıkıntıların takipçisi olacaklarını ifade etti. Hastane tutanaklarının, karakoldaki kamera kayıtlarının, çevredeki işçilerin hatta o işçilerin ailelerinin yaşananlara tanık olduğunu ifade eden M.T., hukuk kanallarını kullanacaklarını söyledi ve ekledi.

“Kendini muhtar olarak tanıtan kişi bizi defalarca aradı vazgeçirmek için. Telefon kayıtları ortada. Bu adam kimdir? Gerçekten muhtar mıdır? Eğer öyleyse böyle bir yetkisi var mıdır? Eğer muhtar değilse kendini mülki amir olarak nasıl tanıtır köyde? Bu gücü nereden alıyor? Karakolda ifademizi alırken bağıran çağıran, arazi sahiplerini misafir gibi karşılayan, ara ara gizli gizli görüşen, arazi sahiplerine verecekleri ifadeleri hazırlayan uzman çavuşun arazi sahipleriyle ilişkisi nedir? Bu bahçelerden bir maddi çıkarı var mıdır? Tüm sorularımızı hukuk yoluyla arayacağız. Kimse de işçilerin emekçilerin sahipsiz olduğunu sanmasın.”(Sol Haber)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu