Yaşam

Mahkemeden Kürt akademisyen Kutum hakkında emsal karar

  Akademisyen Hifzullah Kutum’un, sosyal medya paylaşımlarında kullandığı “Kürt” ve “Kürdistan” ifadesi nedeniyle yargılandığı davada mahkeme, Kutum hakkında iddia edilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verdi.

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla dava açılan Fırat Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Araştırma Görevlisi Hifzullah Kutum’un yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Hifzullah Kutum ve avukatları Mehmet Emin Aktar ile Mehdi Özdemir, duruşmaya Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS sistemiyle katıldı. Mahkeme, Kutum’un üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına hükmederek beraatine karar verdi. Kutum hakkındaki yurt dışı yasağı da kaldırıldı.

Akademisyen Hifzullah Kutum, sosyal medya hesabında içerisinde “Kürt” ve “Kürdistan” kelimelerinin geçtiği paylaşımlar hakkında yapılan ihbar ve suç duyuruları gerekçe gösterilerek 5 Kasım 2021’de üniversitedeki odasına yapılan baskında gözaltına alınmış, 6 Kasım ‘da tutuklanmış, 10 Kasım’da ise tahliye edilmişti.

İddia makamı esas hakkındaki mütalaasında, Kutum’un sosyal medya hesabında paylaştığı ve içerisinde “Kürdistan” kelimelerinin de geçtiği üç ayrı paylaşımda “PKK’nin cebir, tehdit ve şiddet içeren yöntemlerini teşvik ettiğini, bunları överek meşru gösterdiğini” iddia etmiş Kutum’un TMK 7/2 maddesi uyarınca “silahlı örgüt propagandası yapmak” suçundan cezalandırılmasını talep etmişti.

Kutum: Paylaşımlarımda şiddete çağrı yok, şiddete maruz kaldım

Duruşmada iddia makamı,  Kutum’un sosyal medya hesabında yaptığı ve içerisinde “Kürt” ve “Kürdistan” kelimelerinin de geçtiği paylaşımları ve beğenileri gerekçe göstererek Kutum’un  “silahlı örgüt propagandası yapmak” suçundan cezalandırılması yönünde daha önce mahkemeye verdiği esas hakkındaki mütalaasını tekrar etti.

Söz alan akademisyen Kutum ise esas hakkındaki mütalaaya katılmadığını söyledi.

Yaptığı ve beğendiği paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu vurgulayan Kutum, şunları söyledi:

“Kürdistan derken aynı zaman bir devlet ismini ifade ediyorum. Çünkü Kürdistan diye bir devlet var. Aynı zamanda Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeye tarih boyunca Kürdistan denilmiştir. Bir milletin yoğun olarak yaşadığı bölgeler ya da ülkeler için ‘-istan’ eki kullanılır. Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan gibi. Aynı zamanda yaptığım ‘örgüt bayrağı’ olarak gösterilen fotoğraflı paylaşımda, fotoğrafın ortasındaki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin resmi bayrağını dikkate alarak paylaştım. Burada paylaştığım, retweet ettiğim, beğendiğim tweetlerde örgütün şiddet içeren yöntemlerini meşru gösterecek ya da övücü anlamda herhangi bir kelime yoktur. Zaten benim yaptığım paylaşımlardan dolayı hiç kimse bir şiddet eylemi göstermemiştir. Aksine polislerin yanında şiddete maruz kaldım. Hakkımdaki iddiaları reddediyorum. Beraatimi talep ediyorum.”

Özdemir:  Kürdistan ifadesini kullanmak yasa dışı değil, kriminalize edilemez

Kutum’un avukatı Mehdi Özdemir ise müvekkilinin cezalandırılması yönündeki esas hakkındaki mütalaaya katılmadıklarını belirterek, dosya kapsamına bakıldığında müvekkilinin üzerine atılı ‘örgüt propagandası’ suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına dikkat çekti.

İddianamede suçlama konusu yapılan ilk paylaşımın içeriğine bakıldığında müvekkilinin paylaştığı Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin resmi bayrağının sanki PKK’nin bayrağı paylaşılmış gibi bir değerlendirme yapıldığına işaret eden Özdemir, bu paylaşımın içeriğine bakıldığında herhangi bir örgütün yasa dışı faaliyetini ve şiddeti meşru gösterecek herhangi bir şey olmadığının görüldüğünü dile getirdi.

Müvekkilinin paylaşımlarında geçen  “Kürdistan” ifadesinin yasa dışı olmadığını ve kriminalize edilemeyeceğini vurgulayan Özdemir, hem tarihsel hem de coğrafik olarak kullanılan Kürdistan ifadesinin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Özdemir, AİHM’in Ayşegül Zarakolu v. Türkiye kararında coğrafi bir terim olarak kullanılan Kürdistan isminin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin hükmüne atıfta bulundu.

Kürdistan ifadesini tek başına kullanmanın ya da Kürdistan ifadesinin geçtiği bir cümleyi paylaşmanın “örgüt propagandası” suçu kapsamında değerlendirilemeyeceğine işaret eden Özdemir, müvekkilinin beraatine karar verilmesi gerektiğini söyledi.

Av. Aktar: Kişisel bakış ve değerlerimiz üzerinden ifade özgürlüğü tanımlanamaz

Av. Mehmet Emin Aktar ise bu dosyada müvekkiline yöneltilen suçlamanın “Kürdistan” ifadesini kullanması ve Kürdistan bayrağını paylaşması olduğunu hatırlatarak, şöyle savunma yaptı:

“Bu yargılama sonucunda çıkacak karar, Kürdistan ifadesi ve Kürdistan bayrağını paylaşmanın suç olup olmadığını belirleyecektir.  Kürdistan ifadesini, Kürdistan bayrağını suç sayan herhangi bir yasal düzenleme yok. Bu açıdan bakıldığında davada suçun kanuni unsurunun gerçekleşmediğinden beraat kararı verilmesi gerekir. Peki,  müvekkil hakkında neden bu dava açıldı ve neden cezalandırılma isteniyor? Çünkü ifade özgürlüğünün içselleştirilmemesinden kaynaklı olarak yargı mensupları dahil olduğu birçok kişi, hoşlanmadığı ve rahatsız edici bulduğu ifadeleri suç kategorisine almakta ve böyle değerlendirmektedir. Bu da yerleşik Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları uyarınca da ifade özgürlüğünün ihlali anlamına gelir. Sonuçta bizim kişisel bakışımız, değerlerimiz üzerinden ifade özgürlüğünü tanımlayamayız. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin resmi bir bayrağı var. Bu Irak Anayasası’nda yer alır. Türkiye ziyaretlerinde yetkililerin beraberinde araçlarında kullandığı bir bayraktır. Bu bayrakta da hiçbir suç unsuru olamaz. Kürdistan ifadesi ise başlı başına suçlama gerekçesi yapılamaz ve bu konuda cezalandırılmaya gidilemez. Müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyoruz.”

Mahkeme beraat kararı verdi

Mahkemenin son sözünü sorduğu Kutum, hakkındaki ithamların asılsız, temelsiz olduğunu belirterek, hakkında beraat kararı verilmesini istedi.

Mahkeme oybirliğiyle aldığı kararda, Kutum’un üzerine atılı “silahlı örgüt propagandası yapmak” suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek beraatine hükmetti.

Mahkeme, Kutum hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin de kaldırılmasına karar verdi.

Kutum: Karara sevinmedim

Davaya ilişkin Rûdaw’a konuşan Hifzullah Kutum, haksız yere yargılandığını, hapse atıldığını ve şiddete maruz kaldığını belirterek, “Aslında dava haksız olduğu için mahkemenin beraat kararına sevinmedim” dedi.

“Türkiye’de hala düşünce özgürlüğü nedeniyle yargılanan çok sayıda kişi var” diyen Kutum, düşünce özgürlüğünü suç olarak görenlerin yargılanması gerektiğini söyledi.  

KAPISINA TÜRK BAYRAĞI ASILMIŞTI

MHP Elazığ İl Başkanı Semih Işıkver’in özel kalem müdürü Ayşegül Karaçorlu, Kutum’un üniversitedeki odasının kapısına Türk bayrağı asılmış bir fotoğraf paylaşmış, “Korkma!! Burası Türkiye Cumhuriyet’i herkes hak ettiği yerde.. Devlet ebed müddet, çok yaşa Cumhuriyet..” diye yazmıştı. Üniversitedeki odasında gözaltına alınan Kutum, polis aracına bindirilirken bir grup tarafından, ‘Fırat’ta terörist istemiyoruz’ denilerek darp edilmeye çalışılmıştı.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu