Makaleler

Kürtlerin anladığını Türkler niye anlamaz?

Bu bir ‘son yazı’… Bir süredir yapmakta olduğum analizi tamamlayan ve ona biraz dışarıdan bakma fırsatı tanıyan bir yazı… Açıkçası Türkiye’nin içinden geçtiği dönem ve onun arka planı ile ilgili şu an için başka söyleyecek lafımın kalmadığını düşünüyorum.şu an için başka söyleyecek lafımın kalmadığını düşünüyorum.

Diyarbakır Bingöl Yolu 23 Gündür PKK Denetiminde

Çocukluğumdan bu yana Türk kimliği ve genelde Türkiye ile ilgili olarak ikiye bölünmüş bir ruh hali içinde oldum. Bir yandan en iyi arkadaşlarım Türklerdi, ortak bir kültürün içinde yetişmiştim ve Türkiye’nin başarılı olmasını istiyordum; ancak diğer yandan (halk ve yönetim olarak) Türklerin anlayışsızlığına ve isteyerek cahil kalma eğilimine tanık oldukça kendimi uzak hissediyor, bu ruh hali içindeyken Türkiye’nin başarısızlığını hak edilen bir ceza olarak görüyordum.

Zaman içinde bu ikili duygumun salt bana özgü olmadığını ve aslında bir ‘azınlık hali’ olduğunu düşünmeye başladım. Daha sonraları bu gelgitli halin Kürtlerde de aynen yaşandığına tanık oldum.

Türk olmayanların büyük çoğunluğu Türkiye’ye bakarken Türklere kıyasla daha mesafeli, gerçekçi ve nesnel olabiliyorlar. Tarihten ‘korkmamak’ insanları bütüncül bakmaya ve aynı zamanda anlayışlı olmaya sevk edebiliyor.

Oysa Türk kimliğini taşıyanlar geçmişe, ülkelerine ve kimliklerine mesafe almakta zorlanıyor. En serinkanlı olanlar bile bu hikâyede kendisini rencide eden yönler olduğunu görüyor ve görmezlikten gelmeyi tercih edebiliyor.

Genelleme tabii ki doğru olmaz. Nitekim bazı Türk bilim insanları olmasaydı, belki ben de bugünkü görüşlerime sahip olmayacaktım. Ama herhalde şunu güvenerek söyleyebiliriz: Türk olmayanların muhtemelen asgari yüzde sekseninin kolayca anlayabildiği gerçekler, Türklerin muhtemelen asgari yüzde sekseni için anlaşılması zor ve hatta anlaşılmak istenmeyen olgular. 

Bu farklılığı sürekli yaşamak ve Türk toplumunun anlama bariyerlerine çarpıp durmak bir noktadan sonra gayreti anlamsız kılıyor. Dolayısıyla bir süreliğine yazmaya ara vermek ve ‘dizinin’ bu son yazısını bir Kürdün anlama becerisine tahsis etmek gayet uygun gözüküyor.

Hamit Bozarslan Fransa’da yaşamakta olan bir Kürt entelektüeli ve bilim insanı. Duvar Gazetesi için söyleşiler yapan İrfan Aktan 5 Haziran’da onu konuk etmişti. Bozarslan’ın tahlilleri eğitimli ve derinlikli bir bakışı yansıtıyor… Ama şundan emin olabilirsiniz: Onun bu anlattıklarını aynı kelimelerle ifade edemeseler de hemen hemen bütün Kürtler anlıyor ve biliyor… Aynen Ermeniler gibi.

Söyleşideki gözlemlerden önemsediklerimi üç maddede topladım. Bunlardan birinde Bozarslan ile tam olarak aynı düşünmüyorum. Ancak diğer ikisinde ekleyecek çok az şeyim var…

Önce aynı görüşte olmadığım konuyu ele alalım… Bozarslan Türkiye’de “çürümüş, kokmaya başlayan, ölü ama öldüğünü bilmeyen, hatta öldüğü bilinmeyen ve varlığını sürdüren bir iktidar” olduğu tespitini yaptıktan sonra “Türkiye’de en azından legal, rasyonel boyutta bir devlet yok. Hatta bildik anlamda bir rejimden söz etmek zor” diyor. “Toplumun akli melekelerini imha etmiş olan rejimin kendisinin de rasyonaliteyi kaybetmiş olduğunu” söylüyor.

Daha sonrasında bu analizi şöyle açıyor: “Maddi imkânlar arttıkça, rasyonel devletin oluşma imkânları da azalıyor… Hem maddi hem de sembolik kaynakların artması, kesifleşmesi, bu kaynaklara talip olan aktörlerin artması anlamına geliyor. Bu aktörler aynı zamanda paramiliter veya para-ekonomik bir yapıya sahip oldukları için devletin rasyonelleştirilmesi neredeyse imkânsız hale geliyor.”

Yazının Tamamı:https://serbestiyet.com/featured/kurtlerin-anladigini-turkler-niye-anlamaz-64103/

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu