Kürtler ve gerçekler
Türkiye de sol adına hareket eden aslında bırakın sol, hayatlarında demokrat bile olamayan bazı çevreler Kürt sorununu çok bilinçli bir şekilde çarpıtarak gündeme getiriyorlar. Bu çevreler Kürt sorununu PKK’nin şahsında görüp ona göre yorumlar yapmakta ve yine bilinçli bir şekilde Kürtlere en büyük haksızlığı ve deyim yerindeyse düşmanlığı yapmaktadırlar.
Aslında onlar herkesten çok Kürt gerçeğini bilmekteler ama bu beyinler hiç bir zaman var olan gerçeği kabulenmemektedirler.
1991 yılında Irak’ta meydana gelen gelişmeler ve buna bağlı olarak Kürtlerin denetiminde bir Kürdistan Bölgesinin oluşmasını Türkiye’de başta sol veya kendini sosyal demokrat olarak lanse eden çevreler , var olan oluşumu kabullenmeyip hatta yok edilmesi için bağırıp çağırmalarını tarihe bakınca görebiliriz.
Zaman içerisinde Erbil merkezli siyasi bir oluşum ortaya çıkmış ve Türkiye de bazi çevrelerin yıllarca ve düşmanca değerlendirmelerin aksine, bölgede istikrar abidesi bir Kürdistan Yerel Bölgesi kurulmuştu.
Erbil süreç içerisinde beligin bir statüye doğru ilerliemiş ve uluslararası arenadan da ciddi bir saygınlık görmeye başlamıştı.
Dönemin Başbakanı Turgut Özal, bu çevrelerin aksine var olan mevcut durumu görüp ilişki kurmaya başlamıştı.
AKP iktidar olunca Özal geleneğini devam ettirmiş ve Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle ciddi ilişkiler kurmuştur. AKP bunu yaparken CHP genel Başkani Deniz Baykal 2007 seçimlerinde “AKP ye verilen her oy Barzani’ye verilmiş oydur’’demiştir. Öyle ki PKK’nin tüm saldırılarını Erbil’den yönlendirildiğini iddia eden bu zihniyet, o dönemde Türk savaş uçaklarının Erbil üzerinde uyarı uçuşları yapmasını bile önermiştir.
Türk solu bunu yaparken, bir yandan da PKK ile 90 lı yıllarda kol kola girmekten kendini alıkoyamamıştı. Tek amaçları PKK üzerinden Erbil’i vurmaktı.
Gelişmeler devam ederken Türkiye Erbil’de konsolosluk açmış ve Erbil ile ticari ilişkileri geliştirirmek için girişimler hız kazanmıştı .Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ilk Erbil’i ziyaret ettiğin de yine sol çevrelerde karşıt sesler yükselmişti.
İlerleyen zamanlarda Erdoğan’ın Başkanlığı döneminde Erbil’i ziyaret edip var olan ilişkileri daha ileri bir düzeye taşıması bazı çevrelerde ki rahatsızlık düzeyini ayyuka çıkarmıştı. Erdoğan bunu yaparken yine CHP Ecevit geleneğini devam ettirerek Bagdat’ı ziyaret etmeyi tercih etmiştir.
2017 yılın da Kürdistan Bölgesinde bağımsızlık referandumu yapıldıktan sonra AKP ve Erdoğan’ın olumlu tavırları değişim gösterdi. Ancak Kürtler bu çok doğal olan haklarından vazgeçmeyip bağımsızlık konusunda halkının oylarına baş vurdu. Referandumdan sonra İran, Türkiye gibi ülkeler Erbil’e her anlamda saldırıp, ambargo uyguladılar, hava sahalarını Erbil uçuşlarına kapattılar, çok gereksiz sözler sarf ettiler, fakat zaman içerisinde yaptıklarının doğru olmadığını kavrayıp, tekrardan ilişkilerin düzelmesi yönün de eğilim gösterdiler.
2 Şubat’ta Türkiye’ye gelen Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin son Ankara ziyareti sonrasında Erdoğan’ın Ukrayna dönüşü uçakta gazetecilerle yaptığı açıklamada Neçirvan Barzani ile ilgili düşünceleri bazı çevreleri rahatsız etmiş, yerli yersiz yorumlar yapılmış malum çevrelerce eleştiri odağı olmuştu.
Türkiye de sol çevreler bir yandan PKK ile kolkola siyaset yaparken öte yandan, PKK üzerinden Kürdistan Bölgesini hedef almaktadırlar. HDPnin PKK ve Türk marjinal sol gurupların bir koalisyon partisi olduğunu bilmeyen birileri var mı?
Son yerel seçimlerde CHP’ nin elde ettiği, bütün sol partilerin desteğiyle kazandığı belediyelerin , HDP tavrı belirleyici olmuştu. Bunu bilmeyen var mı? Yani özünde Kandil’in desteğiyle İstanbul, Ankara, Adana gibi büyük şehirler CHP’nin eline geçmiştir.
“Kandil’i yerle bir ederiz“ deyip HDP ile kol kola girmek sadece kendilerini aldatmanın ötesine geçmiyor işte.
CHP genel başkanı Kürt sorunun çözümünde muhatap HDP dir demesi de esas olarak Kürt sorununu görmemezlikten gelmektir.
AKP iktidarı “ Çözüm süreci“ adı altında PKK ile görüşmelere başlamadı mı? HDP bu görüşmelerin bir sorunu olarak ortaya çıkmadı mı? Sonucu herkes gördü hem Kürtler bu süreçten büyük zarar gördü hem de AKP iktidarın halen tam kavrayamadığı sonuçlar ortaya çıktı. PKK’nin hendek siyaseti bu yıkımın bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Halen CHP aynı şeyi neden denemek istiyor bunu anlamak zor değil. Türkiye de Kürt sorunu PKK/HDP ye endeksli değil. Bunların dışında bir çok Kürt partisi mevcut orta yede kocaman bir Kürt halkı var. Bu gerçekler dururken sadece Kürt sorununu HDP de somutlaştırıp çözümden bahsetmek, veya PKK’ nın kişiliğin de Kürtlere saldırmak sadece bir aldatmacadır.
Bırakın bunları da gerçek hayata dönün…Birde Kürtler adına karar vermeyin, Kürtlerin ne istediklerini bir de Kürtlerden sorun…
7.02.2022
Fatma Rüzgar Kaya