Yaşam

Kürtçe ders için tercih süresi bugün sona eriyor: Öğrenciler ve aileler ne istiyor? 

Türkiye’de 2012 yılında ‘Kürtçe anadilde eğitim ve savunma hakkı’ için tutuklu ve hükümlülerin cezaevlerinde başlattığı açlık grevlerinin ardından müfredata alınan seçmeli Kürtçe ders için tercih süresi bugün sona eriyor.

Ortaokullarda 2022-2023 Eğitim ve Öğretim Yılı döneminde “Yaşayan Dil ve Lehçeler” başlığı altında verilecek olan Kürtçe dersinin tercih edilmesi için uzunca bir süredir kampanyalar yürütülüyor.

Çalışmalar kapsamında gerek siyasiler gerekse Kürt dil bilimcileri, öğrenci ve ailelere seçmeli ders olarak Kürtçe’yi tercih etmeleri çağrısında bulunuyor.

Çocukları için Kürtçe seçmeli ders talebinde bulunanlardan biri de Nevzat Yeşilbağ. Yeşilbağ ortaokula giden çocukları için çok kez talepte bulunmuş.

Fakat öğretmen eksikliği ve öğrenci talebinin yetersizliği nedeniyle şimdiye kadar çocukları eğitim alamamış.about:blank

Bu yıl özellikle yürütülen kampanyalardan umutlu olan Yeşilbağ, Kürtçe anadilde eğitim talebinin gerçekleşmesi için bunun önemli bir adım olduğunu düşünüyor:

”Ben Kürdüm ve bir Kürt gibi yaşamak istiyorum. Kürtler bir halk, bir dili ve yaşamı var. Esasında seçmeli yerine zorunlu, anadilde eğitim olmalı. Çocuğumla Kürtçe konuştuğum zaman, anlamasına rağmen bana Türkçe yanıt veriyor. Bu durum çok zoruma gidiyor. Ben neden ben değilim de başkası olacağım? Türkçe kendimi ifade ederken çok zorlanıyorum. O nedenle anadilde kendimizi ifade etmemiz, yazmamız ve okumamız önemli.”

Kürtçe seçmeli ders talebine ilginin az olmasını Kürtlerin durumdan haberdar olmamasına bağlayan Yeşilbağ, ileride anadilde eğitim talebinin gerçekleşmesi için Kürt halkının kararlı olup, siyasi iradeyi zorlaması gerektiği görüşünde:

“İlk zamanlar Kürt halkı, Kürtçe seçmeli ders talebinden haberdar değillerdi. Sadece Kürtlerin yoğun yaşadığı yerler için geçerli olduğu düşünüldü. Hatta etrafımdakiler de böyle düşünülüyordu. Önceki senelerde biz Kürtçe seçmeli dersi seçtik. Ama bize sınıflarda öğrenci azlığı ve öğretmen yetersizliği var denildi. Ve ders verilmedi. Fakat bu sene yürütülen kampanyalar ciddi ve daha da umutluyuz. TRT’de de bir kaç dakikalık yayınla başladı ama şimdi TRT Kurdi var.”

Euronews’e konuşan Nevzat Yeşilbağ’ın çocukları da şimdiye kadar seçmelerine rağmen Kürtçe seçmeli derse katılamamaktan şikayetçi.

Çünkü okula başlamalarıyla birlikte anadilleri olan Kürtçe’yi unuttuklarını, Kürtçe okuyamadıklarını ifade ediyorlar. O nedenle Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen açığını giderilmesi isteniyor.

Kürt Araştırmaları Derneği Eşbaşkanı Eyyüp Subaşı ise 2012’de Kürtçe anadilde eğitim talebi için başlatılan açlık grevleriyle birlikte hükümetin müfredata koyduğu Kürtçe seçmeli ders adımını ‘grev kırıcılık’ olarak değerlendiriyor.

Subaşı, Kürtçe seçmeli ders adımını ve de bu yöndeki kampanyaları önemli bir adım olarak görse de Kürtlerin anadilde eğitim talebini karşılamadığı düşüncesinde:

”Türkiye’de anadil anlamında uzun yıllardır bir mücadele yürütülüyor. Ve bu mücadele çerçevesinde 2012 yılında 700’ü aşkın tutuklu ve hükümlü açlık grevine başladı. Talep neydi; Kürtçe üzerinde baskıların kaldırılması, Kürtçe’nin kamusal alanda kullanılması, mahkemelerde anadilde savunmanın yapılabilmesi ve anadilde eğitimin sağlanmasıydı. Daha sonra 72 cezaevinde on bine yakın tutuklu ve hükümlü açlık grevine katıldı. O dönemde hükümet bazı adımlar atmak zorunda kaldı. Fakat iyi niyetli değildi. Kürtçe eğitim talebine karşı ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ adı altında haftada iki saat olmak üzere ortaokullar için Kürtçe seçmeli dersi ekledi. Aslında bu bir grev kırıcılığdıydı. Gelinen aşamada bu da önemli ama yeterli bir adım değil. Anadilde eğitim talebini karşılamıyor.”

Türkiye’de milyonlarca Kürt bulunmasına rağmen üniversitelerden mezun olan Kürtçe öğretmen sayısının 500 civarında olduğuna dikkat çeken Kürt Araştırmaları Derneği Eşbaşkanı Eyyüp Subaşı, ”Milli Eğitim teknik olarak okullarda bu imkanı sunamayacak durumda” diyor:

”Sanki Kürtlerin anadilde eğitim talebi haftada iki saatmiş ve bu talep de karşılanmış gibi görülüyor. Sanki Kürtçe her yerde rahatça konuşuluyor ve hiç baskı yokmuş gibi. Böyle bir algı oluşturuluyor bu seçmeli ders talebi yoluyla. Özellikle bazı çevreler bunu bilerek ve isteyerek istismar ve manipüle ediyor. Halbuki en son Türkiye’de Kürtçe yayın yapan Xwebun gazetesinin internet yayın sitesine erişim engeli getirildi. İstiklal’de Kürtçe müzik yapan müzisyenler polis tarafından engellendi. Ve bu emniyet tarafından rutin olarak lanse edildi. O nedenle Kürtçe üzerindeki engeller ve baskılar devam ediyor. O nedenle biz anadilde eğitim istiyoruz, anaokuldan başlayarak… Haftada iki saat için mücadele yürütmüyoruz.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu