Analiz

Kürdistan Bölgesi Azerbaycan için nasıl stratejik öneme sahip olabilir?

Azerbaycan cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin Şubat 2023’te Münih’te görüşmesi ve Barzani’nin Temmuz 2023’te Bakü’ye ziyareti, Azeriler ve Kürtler arasındaki eskiye dayanan ikili bağları daha da güçlendirdi.

 Kürtlerin çok etnikli Azerbaycan’daki aktif azınlık gruplarından biri olduğunu ve ülkede devlet inşasında aktif rol oynadıklarını belirtmekte fayda var. Sanattan siyasete geniş bir yelpazede Azerbaycan devletinde temsil edildiler. Ayrıca Azerbaycan’ın Kürtlere karşı her zaman sıcak bir tavrı vardır ve diğer etnik azınlıklar gibi Azerbaycan’da kendilerine karşı hiçbir ayrımcılık hissetmemişlerdir. Şunu da belirtmek gerekir ki, Azerbaycanlılarla birlikte on binlerce Müslüman Kürt, binlerce yıldır yaşadıkları Ermenistan’dan zorla sürülürken, Azerbaycan ayrımcılık yapmamış ve Azeriler kadar Kürtleri de kucaklamıştır. Ayrıca Karabağ’da Azerbaycanlılar gibi binlerce Kürt de Ermenistan’ın yürüttüğü etnik temizliğe maruz kalmış ve bu Kürtler de Azerbaycan’a sığınmıştır. Dağıtılmayan 30.000 Yezidi Kürt ise Ermenistan’da ayrımcılığa maruz kalmaktadır.  Ağustos 2017’de Ermenistan’da Yezidi cenaze törenine ateş açılması ve Yezidi insan hakları aktivisti Sashik Sultanyan’ın tutuklanması bunun göstergesidir.

2023 yılında gerçekleştirilen iki görüşme, tarihi ikili ilişkiler göz önünde bulundurularak yeni bir aşamaya girileceğinin habercisidir. Azerbaycan ile Irak Kürdistan bölgesi arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin güvenlik ve ekonomik temelleri vardır.

Güvenlik açısından Irak Kürdistanı ve Azerbaycan aynı düşmanlara, daha doğrusu Ermenistan ve İran’a sahiptir. Bilindiği üzere Ermeni yayılmacı dış politikası sadece Azerbaycan ile sınırlı değildir. Kabaca Kürtlerin yaşadığı tüm toprakları Ermeni toprağı olarak kabul ediyor. Ermeni iddialarına göre Urartu, modern Irak Kürdistanı’nın bulunduğu ilk ‘Ermeni krallığı’ idi. Diğer bir deyişle Kürtler, Ermeniler tarafından “tarihi samanlıkların” sözde işgalcisi olarak zannedilmektedir. 

İran’a gelince, Kürtler, İran’da Azerilerden sonra üçüncü büyük azınlık grubudur. Bilindiği üzere İran nüfusunun yüzde 50’sini Farslar dahil hiçbir etnik grup oluşturmazken, Azeriler ve Kürtler birlikte nüfusun yüzde 45’inden fazlasını oluşturuyor. Dolayısıyla İran, Azeriler gibi Kürtleri de kendi güvenliğine yönelik bir tehlike olarak görmektedir. Dolayısıyla Molla rejimi, Kürdistan’a karşı uyguladığı saldırgan dış politikanın aynısını Azerbaycan’a karşı da uyguluyor. Suriye’de Müslüman Kürtlere karşı Hıristiyan Ermeni terör gruplarını desteklemek sözlerimizin bir örneğidir. İran’ın aynı politikayı Güney Kafkasya’da tekrarladığını, daha doğrusu mollakrasinin Azerbaycan’da Şii kesime karşı Hristiyan Ermenileri desteklediğini belirtmek gerekir. 

Ekonomik olarak Irak Kürdistanı ve Azerbaycan büyük bir potansiyele sahip. Buna rağmen, Azerbaycan ve Irak sınır komşusu değil, ancak iki ülkenin birbirinin ekonomisini canlandırmaya yardımcı olacak çeşitli kaldıraçları var. Irak, TANAP projesi ile doğal gazını Avrupa pazarına ulaştırabilir. Bu arada Azerbaycan ilgileniyor ve hatta Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Irak’ı planlanan Trans-Anadolu doğal gaz boru hattına 2014 yılında katılmaya davet etmişti.

Öte yandan Irak, Azerbaycan için Basra Körfezi’ne giden ikinci rota olabilir. Özellikle Zangazur koridoru açıldıktan sonra bu rota ivme kazanabilir.

Bölgenin refaha kavuşmasının önünü açacak ve Rusya, Orta Asya ülkeleri de bu güzergahı kullanabilir. İran’ın koridora karşı çıkmasının ve Irak’ı istikrarsızlaştırmak için fazladan çaba sarf etmesinin bir başka nedeni de, çünkü Tahran’daki rejim ayrıcalığını ve diğer ülkeler üzerindeki nüfuzunu kaybetmek istemiyor. Kürdistan, Irak’ın en istikrarlı ve dinamik bölgesidir ve Azerbaycan’ın büyüyen kaynak dışı endüstrisi için elverişli bir pazar olabilir. Dolayısıyla bölge Azerbaycan’a önem veriyor ve ikili ilişkilerde gelişme bekleyebiliriz.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu