İyad Allavi: Irak ve Türkiye arasında en güçlü ilişkiler kurulmalı
Irak’ın 2003 ABD işgali sonrası ilk Başbakanlık koltuğuna oturan ve Cumhurbaşkanı Yardımcılığı da yapan İyad Allavi, “Irak ve Türkiye arasında en güçlü ilişkiler kurulmalı. Türkiye, komşumuzdur, su kaynağımızdır ve Avrupa’ya açılan kapımızdır” dedi.
Allavi, Bağdat’ta ülkedeki hükümet kurma çalışmaları, Şii-Şii anlaşmazlığı, İran’ın hegamonyası, Sünnilerin siyasi durumu, Bağdat ve Erbil arasındaki ilişkilerle Irak ve Türkiye ilişkilerini Anadolu Ajansı (AA) muhabirine değerlendirdi.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın ulusal çoğunluk hükümeti mi, İran’a yakın Şii grupların uzlaşı/tevafuk hükümetinin mi Irak için çıkış yolu olabileceği sorusu üzerine Allavi, “Irak’ta yaşananlar üzücü. İki tarafla da görüştüm. Ulusal çoğunluk ya da tevafuk hükümeti gelsin, sorun o değil. Sorun; ortak bir hükümet programı oluşturarak iç sorunları ve komşu ülkelerle olan sorunları giderememekte yatıyor. Mukteda Sadr’ın grubu seçimleri kazanmışsa seçimin galibi olarak hükümeti kursun bunda sorun görmüyoruz. Ancak seçimlerin fayda sağlamayacağını başından beri gördük ve sonuçların da önceden kurgulandığını düşünüyoruz” değerlendirmesi yaptı.
Sadr’ın İran’a yakın Şii grupların yer aldığı Koordinasyon Çerçevesi’nin uzlaşarak hükümet kurması gerektiğini söyleyen Allavi, ancak bunu uzak gördüğünü ve ülkedeki siyasetin halkın ihtiyaçlarını yerine getirmediğini aktardı.
Allavi, Mukteda es-Sadr ile şahsi iletişiminin olmadığını, yakın kurmaylarıyla görüştüğünü anlatarak, “Koordinasyon Çerçevesi ile iletişim halindeyim ancak Sadr Necef’te oturuyor. Seçimler sonrası galip ve mağlup anlayışının olması yanlış” diye konuştu.
“İran, Irak’taki sokağı kontrol etme gücünü kaybetti”
İran’ın Irak’taki nüfuzuna da değinen eski Başbakan Allavi, şunları kaydetti:
“İran’ın Irak’taki etkisi ve iç işlerine karışması sürüyor. Ancak Irak’ta protestoların (2019) başlamasıyla siyasi atmosfer değişti. Ülkenin güneyinde sokağa çıkan halk ne ABD ne İran’ı istiyordu. Hatta ‘İran dışarı, Kerbela ve Basra özgür kalacak’ gibi sloganlar da duymuştuk. İran, Irak’taki sokağı ve siyaseti kontrol etme gücünü kaybetti.”
İyad Allavi, terör örgütü PKK’nın Irak’taki varlığına da değinerek, “PKK’nın topraklarımızda bulunmasına ve Türk arazilerine saldırmasına göz yumup Türkiye’nin saldırılarını kınamak doğru değildir. Bu olmamalı. Vaktiyle (Başbakanken) İstihbarat Şefi’ni onlara gönderdim ve Türkiye’ye saldırmamalarını istedim” şeklinde konuştu.
Başbakanlık için Haydar İbadi’yi işaret etti
Irak’ta kurulması beklenen hükümete başkanlık etmesi için gönlünün eski Başbakanlardan Haydar İbadi’den yana olduğunu ifade eden Allavi, İbadi’nin hükümet programının bulunduğunu ve gelecek dönemi yönetmede başarılı olacağını düşündüğünü savundu.
Irak’ta seçimler sonrası Sünnilerin durumunu değerlendiren Allavi, hükümet ve devlet müessesesinde adil bir Sünni temsilinin oluşma ihtimalini uzak gördüğünü ifade etti. Allavi, Irak’ta mezhepçi baskıların hala devam ettiğini kaydederek, Sünnilerin önde gelen liderlerinden Rafi İsavi’nin batıl ve gerçek olmayan ithamlardan dolayı şu an hapiste bulunduğunu söyledi.
Allavi, Irak’ta halkın büyük bölümümün zamanında zorla Baas Partisi’ne üye ettirildiğini belirterek, “’Baas Partisi’ni Kökünden Sökme Kanunu’ partiyi yeniden gündeme taşıdı ve böyle giderse Baas Irak’ta yeniden örgütlenebilir. Bu yasayla bir 50 yıl daha suçsuzların hukuksuzluğa uğratılmasına devam edilecek. Saddam ve Baas’ın diğer isimleri yok oldu gitti. Parti dönemindeki kötülük yapanların yargılanması lazım ancak Baas döneminde kötülük yapanlar bugün devletin en etkin yerinde bulunuyor. Bazı Baas liderlerinin para karşılığında serbest bırakıldığını da duyuyorum” görüşünü dile getirdi.
Irak Yüksek Mahkeme’nin IKBY petrolüyle ilgili kararı
Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) petrol ve gaz yasasının anayasaya aykırı olduğu ve ihraç ettiği petrol gelirlerini Bağdat’a teslim etmesi gerektiği” yönündeki kararını değerlendiren Allavi, şunları kaydetti:
“Mahkemenin kararı bir kere anayasaya uygundur. Hükümet Başkanlığını bıraktığım günden beri Bağdat ve Erbil arasındaki ilişkiler gerginliğini sürdürdü. Benden sonra gelen İbrahim Caferi’nin (eski Başbakan) Erbil ile ilişkileri yönetemediği için görevde kalmaması gerektiğine Kürtler ısrar etmişti. Mesud Barzani ve Berhem Salih başta olmak üzere Kürtlerle iyi ilişkilere sahibim. Bağdat ve Erbil arasında birçok engeli aşmaya yardımcı olmuştum. En son Erbil’den borç para isteyince Mustafa Kazımi ve Berhem Salih’e ve Maliye Bakanı Ali Allavi’ye arabulucu olarak gittim. Ancak şu an ne merkezi hükümetten ne de Kürt tarafından iyi niyet görmüyorum. Adil bir diyalogla işler rayına girmeli. Bu konuda dostum Mesud Barzani’yi de uyardım; bir cepheye karşı diğer bir cephede yer almaması gerektiğini söyledim ve Kürt meselesinde birleştirici rolü olduğunu hatırlattım. Ayrıca Kürdistan bölgesi de Irak’ın egemen kararlarının dışında kalmamalı. Hatta ben Kürtlere; “PKK Türkiye’ye karşı eylemlerini sürdürünce sessiz kalmanız sonra Türkiye operasyon düzenleyince kınamanız doğru olmaz’ demiştim.”
Irak’ta Kürt siyasi partilerin cumhurbaşkanlığı için tek aday üzerinde uzlaşamamasına ilişkin soruya ise Allavi, “Irak’taki siyasetin batırılması; ABD ve İran’dan destek aramaya çalışan kişilerin olmasından kaynaklanıyor” yanıtı verdi.
Allavi, mevcut Başbakan Mustafa Kazımi’nin kayda değer bir halk tabanı olmadığına ve meclis grubundan yoksun olduğuna dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Irak’ta mesele Kazımi’nin edasından ziyade siyasetin şekli önemli. Ben, vaktiyle hem yasama hem de yürütmenin başındaydım. Mustafa’nın ne böyle bir yetkisi var ne de halk desteği ve tabanı bulunuyor. Irak’ta siyaset yapma alanı yolsuzluklar, dış müdahale ve rüşvet üzerine kurulu bulunuyor. Mustafa Kazımi’nin de karşılaştığı sorun tam bu. Kazımi, iyi bir siyasetçi ancak Başbakan olmasın diye ona öğütte bulundum ve İstihbarat Başkanı da olmamasını istemiştim. Kazımi, göstericilerin talepleri üzerine değil, Adil Abdulmehdi sonrası geçiş dönemini devam ettirmek için göreve geldi. Abdulmehdi’nin de, gösterilerle ilgili bazı düzenlemeleri yaparak görevine devam etmesi ve istifa etmemesi gerekirdi. Mezhepçilik üzerine kurulu siyaseti düzeltmeliydi. Kazımi, Abdulmehdi’den ağır bir yükü teslim aldı ve yapamadı.”
“Türkiye’ye büyük saygı duyarım”
Irak eski Başbakanı ve eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı İyad Allavi, Türkiye’ye karşı sevgisini dile getirerek, şunları anlattı:
“Türkiye’ye büyük saygı duyuyorum. Irak ve Türkiye arasında en güçlü ilişkiler kurulmalı. Türkiye, komşumuzdur, su kaynağımızdır ve Avrupa’ya açılan kapımızdır. Türkiye ile ortak adetlerimiz de var. Amcamlardan birisi Kraliyet döneminde Irak’ın ilk Türkiye Başkonsolosuydu. Türkiye ile güçlü ilişkiler yeniden kurulmalı. Erdoğan benim dostumdur ve en lezzetli böreği evinde yemişimdir. Türkiye’ye ziyaretlerim olmuştu, olacak da inşallah. Türkiye’ye büyük saygı duyuyorum ve Türk halkını da örnek halk olarak görürüm.”
Yeşil Bölge’nin dışında oturan tek eski Başbakan
2003 ABD işgali sonrası ilk Başbakanlık koltuğuna oturan İyad Allavi, görevini bıraktıktan sonra korunaklı Yeşil Bölge’yi bırakarak, bölgenin dışında ikamet ediyor. İyad Allavi, Bağdat’ın merkezinde ikamet ettiği konutunun yıllık 70 bin dolar kirasını devlete ödediğini söyledi.
Allavi’den sonra gelen Başbakanlarda Nuri Maliki, Haydar İbadi ve Adil Abdulmehdi gibileri ise halen Yeşil Bölge’de ikamet ediyor. Allavi, 2014-2015 yılları arasında da dönemin Cumhurbaşkanı Fuad Masum’un yardımcılığını yürütmüştü.