Analiz

İran’da protestolar rejim için kısa vadede tehdit değil; kadınlar üzerinde baskı azalabilir

İran’da polis gözaltısından sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki kadın Mahsa Amini’nin ölümünün tetiklediği ülke çapındaki sokak gösterilerinin, 40 yıldır ülkeyi yöneten dini liderler için kısa vadede bir tehdit oluşturması beklenmiyor. Ancak 2019’dan bu yana gerçekleşen en geniş kapsamlı protestolar; ekonomik zorluklar, enflasyon ve özgürlükler konusunda ciddi sorunlar yaşayan İran İslam Cumhuriyeti’nin yapısında bir başka önemli çatlak olarak görülüyor.

“Uygunsuz kıyafet” giydiği gerekçesiyle “ahlak polisi” tarafından tutuklanan Mahsa Amini’nin ölümüne tepki gösteren kadınlar, ülkedeki İslami kıyafet kurallarına karşı çıkarak peçelerini çıkardı, sopaya asıp salladı ve ardından başörtülerini yaktı.  

Öfkeli kalabalıklar günlerdir dini Lider Ayetullah Ali Hamaney’in düşmesi için çağrıda bulunurken bazı kadınlar da saçlarını keserek tepkilerini sessiz çığlık şeklinde dile getirdi.

Hükümet seçenekleri değerlendirirken, Amini davası toplumun sinir uçlarına dokundu ve zorunlu örtünme konusunda yıllardır bastırılmış öfkeyi açığa çıkardı.

Analistlere göre Amini’nin ölümü, ülkenin neredeyse tamamına yayılan protestolar azalsa veya bastırılsa bile daha fazla kadına kıyafet kısıtlamaları konusunda hükümete karşı çıkmak için cesaret ve ilham verecek.

ABD’de yaşayan İran analisti Omid Memarian, “Mahsa Amini’nin ölümü, kadınlar arasında onlarca yıldır bastırılmış enerji ve mücadele azmini açığa çıkardı. Bu ilk değil ama bu seferki farklı.” diyor.

İran’da 1979 devriminden sonra dayatılan şeriat yasalarına göre kadınlar saçlarını örtmek ve vücut hatlarını gizlemek için uzun, bol kıyafetler giymek zorunda. 

İhlal edenler kamuoyu önünde azarlanma, sözlü hakaret, para cezası ya da tutuklanma ile karşı karşıya kalıyor.

Ancak devrimin üzerinden on yıllar geçse de her yaştan ve kökenden çok sayıda kadının dar, kalça hizasında manto giymesi ve parlak renkli eşarplarını saçlarını görünür kılacak şekilde geriye doğru itmesi, din adamlarını bu yasayı uygulama konusunda hayli zorluyor. 

Bununla birlikte söz konusu meydan okuma yaygın olsa da, Amini’nin ölümünün yarattığı şok ve ülke çapındaki protestolar, İranlı kadınların daha fazla özgürlük talep etmesiyle çıtayı daha da yükseltti.

Başörtüsü protestolarının dalgaları geçtiğimiz yıllarda dini kurumları ve din adamlarını vurmuştu. 

İnsan hakları aktivisti Masih Alinejad, 2014 yılında Facebook’ta “Benim Gizli Özgürlüğüm” adlı bir kampanya başlatmış ve kendisine gönderilen başı açık İranlı kadınların görüntülerini kamuoyu ile paylaşmıştı.

Atlantik Konseyi’nden Stratejik Dava Projesi Direktörü Gissou Nia,  “Protestocular (Jina) Mahsa Amini’nin öldürülmesini protesto etmek ve değişim talep etmek için açıkça sokaklara döküldüğüne göre, nihayetinde insanların sistemin değişmesini istediği, insan hakları ve temsili hükümet istediği tartışma götürmez bir gerçek.” değerlendirmesinde bulundu. 

Devrim Muhafızları, gösterileri (kanlı) bastırmak için harekete geçebilir

İran Devrim Muhafızları ve Besiçler (gönüllü milis teşkilatı) şu ana kadar nispeten itidalli davranmış olsalar da ani bir şekilde harekete geçebilirler. 

Öyle ki cuma günü ordu ve istihbarat bakanından gelen uyarılar, daha önce olduğu gibi yine (kanlı) bastırmaya hazır olduklarınının işareti olarak yorumlandı. 

Yetkililer geçmişte de protestoları birkaç gün boyunca akışına bırakmış, ancak durum kontrolden çıkmaya başladığı anda tam kapasite (orantısız) güce başvurmuşlardı.

“Eylemler anlık riskten ziyade uzun vadeli meşruiyet sorunu”

New York merkezli Eurasia Group isimli danışmanlık şirketinden analist Henry Rome, “Devrim Muhafızları ve Besiçler, protestoları bastırma konusunda acımasız, (lidere) sadık ve en nihayetinde etkili. Keza bunu yapma konusunda yıllara dayanan önemli bir deneyime sahipler.” diyor ve ekliyor:

“Protestolar hükümetin istikrarı için anlık bir riskten ziyade meşruiyeti ve uzun vadede sürdürülebilirliği için bir risk teşkil ediyor.”

İran, 2017 ve 2018 yıllarında ciddi sorunlarla sarsılmıştı. 2019 yılında ise 40 yıllık İslam Devrimi tarihindeki en büyük hükümet karşıtı gösteriye sahne oldu. Gösterilere yüz binlerce kişi katıldı. 

Reuters bu gösterilerde bin 500 kişinin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü aktardı. 

“İran Silahlı Kuvvetleri halkın yanında yer almadıkça değişim zor”

İsrail merkezli Reichman Üniversitesi’nde İran siyaseti dersleri veren Meir Javedanfar da Amini protestolarını “yozlaşmış ve beceriksiz rejime öfkelenen İranlılar için bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi.

Bu protestoların son olmayacağını dile getiren İran asıllı Orta Doğu yorumcusu Javedanfar, değerlendirmesini şu sözlerle tamamladı:

“Bu eylemler son olmayacak, daha fazlasını göreceğiz. Ancak ortaya bir lider çıkmadıkça ve İran Silahlı Kuvvetleri’nin en azından bir kısmı rejime karşı halkın yanında yer almadıkça bir (karşı) devrim görmemiz pek olası değil. Bunların hiçbiri henüz gerçekleşmedi.”(Euronews)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu