Ortadoğu

Irak’ta meclis ve cumhurbaşkanlığı meseleleri Kürtleri ve Şiileri uzlaşılarını gözden geçirmeye itti

Sadr Grubu ile Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu arasındaki bölünmeyi sonlandırma çabaları başlarken iki Kürt partisi arasında kartlar yeniden karılıyor.

Iraklı milletvekili Basim Haşşan’ın Irak Federal Mahkemesi’ne yaptığı ve yeni Meclis’in ilk oturumundaki tüm faaliyetlerin durdurulması kararının alındığı itirazın reddedilmesi durumunda, Sünni Araplar, Sadr hareketinin lideri Mukteda es-Sadr’ın çağrıda bulunduğu çoğunluk hükümeti kıyısına geçmek için ihtiyaçları olan gemileri yakmış olacaklar. Eğer Federal Mahkeme, Muhammed el-Halbusi’nin meclis başkanlığına seçildiği ilk oturumun faaliyetlerinde herhangi bir sorun olmadığına karar verirse, Sadr Grubu’nun en büyük meclis bloku, çoğunluk ilkesiyle ilgili Sadr’ın isteğini gerçekleştirmeyen Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) ikinci büyük blok olduğu faaliyetlerin geçerliliğine dair genel bir uzlaşı sağlanmış olacak. Fakat Federal Mahkeme’nin itirazı kabul etmesi halinde, Meclis Başkanlığı Heyeti’nin (Bir meclis başkanı ve iki yardımcısı) yeniden seçilmesi de dahil olmak üzere yapılan tüm çalışmalar en başa dönecek.

İlk oturumun faaliyetlerinin geçerliliğini savunan hukukçuların görüşlerine bakılmaksızın bu oturumdaki faaliyetler iptal edilse ve Meclis Başkanlığı Heyeti yeniden seçilse bile ilk oturumda Meclis Başkanı seçilen Muhammed el-Halbusi ile birinci yardımcısı Sadr Grubu’ndan Hakim ez-Zamili ve ikinci yardımcısı KDP’den Şahvan Abdullah, seçimlerin yapıldığı aynı hiyerarşide yeniden seçileceklerdir.

Bu durumu boykot eden hukukçulardan biri olan tanınmış Iraklı hukuk uzmanı Tarık Harb, Halbusi, Zamili ve Abdullah’ın ya aynı oyu ya da daha fazlasını alacaklarına inanıyor. Çünkü Harb’a göre (Sünni) Takaddum Partisi ve (Sünni) Azam Partisi, (Şii) Sadr Grubu ve KDP’nin oluşturduğu çoğunluk koalisyonu halen birliğini ve tutumunu koruyor.

Iraklı bağımsız bir siyasetçi Şarku’l Avsat’a yaptığı konuşmasında yukarıdaki partilerin oluşturdukları yeni koalisyonun, önümüzdeki günlerde Irak siyaset sahnesinde değişikliğe yol açabilecek sürprizler nedeniyle sonuna kadar dayanamayacak gibi göründüğünü söyledi. İlk oturumun faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik mahkeme kararının, Şii partileri Sadr Grubu ile Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’nda yer alan güçler arasında arabuluculuk faaliyetlerinin başlamasına yol açan ilk sürpriz olduğunu söyleyen siyasi kaynak, bunun da birçok konuda göreceli de olsa bir uzlaşının sağlanmasına imkan tanıyacağını belirtti. Kaynak, böylece, Meclis’te tam olarak temsil edilmeyen toplumdaki bileşenlerden partilerin yer aldığı Sünni, Şii ve Kürt koalisyonunu duruma hakim kılmayacak şekilde yeniden düzenlemeye gidileceğini, Irak’taki siyasi sürecin henüz özümsemediği ve halen fikir birliğine ihtiyaç duyduğu meselenin de bu olduğunu söyledi.

Iraklı siyasetçi, Şii-Şii uzlaşısı için Tahran’a bir Şii heyetinin gittiğine dair iddialara ilişkin olup olmadığı sorusuna, “Buna dair konuşmalar oldu, ancak sahada bunun olduğunu destekleyecek herhangi bir kanıt yok. Yine de bu, çatlağı kapatmak için Irak dışından iç bölgelere doğru arabuluculukların olduğu gerçeğini değiştirmiyor” şeklinde yanıt verdi.

Kısa bir süre önce ortaya atılan görevden uzaklaştırılma haberlerinin ardından Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el Maliki’nin Dava Partisi Genel Sekreteri olarak yeniden seçilip seçilmeyeceği konusunun Sadrcılarla durumu daha da karmaşık hale getireceğine dair iddialarla ilgili olarak Iraklı siyasetçi, Sadr ve Maliki arasındaki ilişkinin karmaşık halde kalacağını ve daha iyiye doğru değişeceğine dair hiçbir belirti olmadığını, ama bunun Koordinasyon Çerçeve Koalisyonu güçleriyle görüşmelerini engellemediğini kaydetti. Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’nun birkaç hedefle birleşmiş güçlü bir blok olarak kalmaya çalıştığından, koalisyonun bir bölümünün mevcut durumla sadece egemen makamların paylaşımı için bloktan gitme olasılığı olmadığını düşünen siyasetçi, “Sadr onu kendi şartlarıyla, yani savunduğu çoğunluk ilkesine bağlılığıyla bölmek istiyor ki bu da diğerlerini Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’ndan uzaklaştırılmaları ve muhalefet kanadında yer alma bahanesiyle ötekileştirilmeleri anlamına gelir.

Ayrıca, çoğunluk ve uzlaşmacılık arasındaki ilişki düzeyinde bir başka değişken, iki ana Kürt partisinin beklendiği gibi cumhurbaşkanlığına tek bir aday sunamamaları oldu. Parlamento seçimlerinde Mesud Barzani liderliğindeki KDP, Sadr’ın çoğunluk ilkesine bağlı koalisyonuyla birlikte hareket ederken Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYP), mevcut cumhurbaşkanı Berhem Salih’i değil de başka bir ismi aday göstermeyi reddetmesi, KDP’yi Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu çatısı altındaki Şii güçlerin yarısı ile karşı karşıya getirdi. KDP, cumhurbaşkanlığı görevi için aday gösterme süresinin dolmasına bir gün kala Kürt müzakere heyeti Başkanı Hoşyar Zebari’yi, Ulusal Birliğin iki taraf arasında yapılacak bir ön anlaşmaya dayanarak Zebari’nin adaylıktan geri çekileceği ve Ulusal Birlik’ten başka bir adayın sunulacağı umuduyla aday göstermekte aceleci davrandı. Ulusal Birlik ise, sürenin dolmasına 15 dakika kala Berhem Salih’ten ikinci bir dönem daha cumhurbaşkanlığı görevine devam etmesini istedi.

İki taraf arasında kapalı kapılar ardında yapılan toplantılardan sızan bilgilere göre her iki taraf da kartlarını yeniden karma fırsatını değerlendirmeye çalışıyor, ancak bunu Kürtlerle değil, Şiiler ve Sünniler ile yapıyorlar. Ulusal Birlik, Salih’in ikinci kez cumhurbaşkanı olma şansını artıracak olan Şii-Şii görüşmelerinin başarısıyla çoğunluk arasındaki uzlaşıyı kırmayı hedeflerken KDP, çoğunluğun uzlaşısı devam etse bile kendisini daha zor bir denklemle karşı karşıya bulacak. Çünkü Koordinasyon Çerçevesi Koordinasyonu güçleriyle yüz yüze gelecek.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu