Analiz

Irak ile Kürdistan Bölgesi’ndeki seçim ve Başbakan Kazımi’ye başarısız suikastın analizi

Irak’a egemen olan toplumsal ve siyasal istikrarsızlık nedeniyle birkaç kez ertelenen genel seçimler 10 Ekim 2021’de yapıldı.

Seçime hile karıştırıldığı gerekçesiyle itiraz sesleri yükselirken, nasıl bir hükümet kurulacağı, yeni belirlenecek başbakan ve cumhurbaşkanının kimler olacağı konusunda yoğun görüşme sürecindeki tartışmalarla birlikte protesto gösterileri de başladı.

İran destekli bazı Şii milis hareketlerinin taraftarları olan göstericiler ile emniyet birimleri arasında çatışma çıktı.

Bağdat'taki Tahrir Meydanı, Ekim Hareketi protestocularının gösteri merkezi-Fotoğraf-AFP .jpg

6 Kasım 2021 akşamı, geçiş hükümeti başkanı Mustafa Kazımi’ye yönelik başarısız bir suikast girişimi gerçekleşti.

Irak’ın başkenti Bağdat’ta hükümet binaları ve yabancı misyon temsilciliklerinin bulunduğu gayet korunaklı Yeşil Bölge’de güçlü patlama sesleri duyulurken Başbakan Mustafa Kazımi’nin buradaki evi insansız hava araçlarından (drone) fırlatılan roketlerle saldırıya uğradı.

Böylece ülkede zaten var olan kaos, yeni bir boyut kazanmış oldu.

Suikast saldırısı sonrası Başbakan Kazımi'nin evi-Fotoğraf-EPA.jpg

Başbakan Kazımi, saldırı sonrasında (7 Kasım 2021) Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:

Irak ile Iraklılara adanmış projenin içindeyim. Bu uğurda kendimi feda etmeye hazırım. Dolayısıyla roketler, inananları azimlerinden vazgeçiremez… Asayiş ve huzuru sağlayıp kanunu egemen kılmaya kararlıyız.

Kazımi, 7 Kasım tarihli kabine toplantısında, suikastçı canilerin yakalanıp hesap sorulacağını açıkladı-Kaynak, tweeter hesabı.jpg

Bu olay nedeniyle Suudi Arabistan ile Körfez ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda Arap devlet yetkilisi, Batılı ülke temsilcileri ve bu arada Vatikan’daki ruhani lider Papa Francis Francesco, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Irak’taki Kürt (KDP-YNK) yetkililer ile Suriyeli Kürt hareketlerinin temsilcileri suikastı kınayarak destek sunan açıklamalar yaptılar.

Papa Francis Francesco Erbil ziyareti. Fotoğraf-Rûpela nû. .jpg

Suriye’deki Kürt siyasetçiler arasında SDG askeri sorumlusu (şimdi siyasi temsilcisi) Mazlum Abdi’nin olması da dikkati çekti.

Gelelim, ülkede yaşanan çok boyutlu kriz ve problemlerin ayrıntılarına…

Yasalar uyarınca parlamentoya seçilecek kadınların oranı yüzde 25 olarak belirlenmişti.

Öncekilerden farklı olarak dar bölge seçim sistemi gereğince, 83 ayrı seçim bölgesinde toplam 3249 milletvekili adayı, parlamentodaki 329 sandalye için yarıştı.

Ekonomik, siyasi ve sosyal nedenlerle hoşnutsuz kalan halk kesimleri, sandığa gitmediler.

Ekim 2021’deki verilere göre; 40 milyon nüfuslu ülkede 27 milyon seçmen vardı. Ancak 2018 seçimlerinde katılım yüzde 44 iken, bu seferki oran yüzde 41’e kadar düştü.

Bunun bir sebebi, ülkedeki her seçimde değişen seçme ve seçilme kurallarının halkın kafasında karışıklık yaratmasıdır.

Asıl sebebin arkasında ise geçmiş yılların sıkıntı, problem ve krizlerin yol açtığı acı, öfke ve hoşnutsuzluk yatmaktadır.

Şöyle ki:

Amerika’nın Irak’ı işgal ettiği 2003 yılından buyana ülkenin ahvalinde dişe dokunur bir ilerleme olmadı. Bir türlü kurumsallaşıp oturamamış, daima sallantıda olan devlet yönetimi sağlık, eğitim, elektrik, su ve gıda gibi temel ihtiyaçları sağlayamıyor.

Ekonomik krize ek olarak yoksulluk ve yolsuzluk, hayat şartlarını çekilmez hale getiriyor. Kamu hizmetleri ise oldukça yetersiz. Halk geleceğe ilişkin umutlu değil.

Giderek artan güvenlik problemi var. Mesela IŞİD, ülkede yeniden kendini toparlayıp organize oluyor; ölümlerle sonuçlanan şiddet eylemleri artarak devam ediyor.

Mevcut geçici hükümet dâhil öteden beri iktidarda olan farklı partiler ile koalisyonlar giderek derinleşen krizi çözüp halkı memnun edememişler.

İktidar için ciddi çekişme ve kavga söz konusu. Siyasal sistem ile geniş yığınlar arasında uzlaşı kalmamış; yönetenler ile yönetilenler birbirinden uzaklaşıp farklı tutumlar içine girmişler.

Devlet düzenindeki belirsizlik ve benzeri sıkıntılar, siyasetin çözüm üretmesine engel olmanın ötesinde yeni problemlerin kaynağı haline gelmesine yol açıyor.

Seçim özelinde yorum yapmanın tam da sırasıdır:

Irak Yüksek Seçim Komiserliği (YSK), parlamento seçimleri sonuçlarının resmi sitede yayımlandığını duyurdu:

3 bin 681 seçim merkezindeki elle sayılma işleminin tamamlandığını, elektronik ayrım işlemiyle yüzde 100 mutabık olduğunu bildirdi. (Şiilerin bir kesimini temsil eden ve İran ile arasına mesafe koyan) Mukteda El Sadr’a bağlı “Sadr Hareketi”, nihai olmayan sonuçlara göre 73 sandalye elde etti.

İran destekli, Haşdi Şabi gruplarının yer aldığı Fetih Koalisyonu 14 vekil çıkardı.

Eski Başbakanlardan Haydar İbadi ile Şii dini ve siyasi lider Ammar Hekim’in ittifakı ise 4 sandalye kazanabildi.

Beklenenin altında sandalye kazanan Şii gruplar, seçimlere şaibe katıldığını iddia ettiler.

Irak YSK yetkilisi, seçimde hile ve şaibe itirazları hakkında 31 Ekim’de şu açıklamayı yaptı:

Yazının devamı:https://www.indyturk.com/node/435496/irak-ile-k%C3%BCrdistan-b%C3%B6lgesindeki-se%C3%A7im-ve-ba%C5%9Fbakan-kaz%C4%B1miye-ba%C5%9Far%C4%B1s%C4%B1z-suikast%C4%B1n-analizi

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu