İlkeli Duruş!

Kak Mesud gemiyi limana yanaştırmayı başarmış bir kaptan, bir devlet adamı ve ilkelerinden ödün vermeyen bir ulusal lider… Geminin yanaştığı liman Güney… Ve on yıllardır hangi dalgalarla boğuştukları ortada!
Hatalar yok mu?
Yanlışlar yok mu? Elbette var! Dile getirilmeli, söylenmeli!
Ancak bilinmeliidir ki, o kadar hasar alan, onlarca tsunami atlatan, kan gölüne dönen bu gemi artık demir atmış durumda… Hem de sıkı sıkıya! Uluslararası saygınlığa sahip ve muhatap!
Adı üzerinde politika ve hem de reel politika! Zemin oldukça kaygan ve Kürd ulusu kelimenin tam anlamıyla kurtlar sofrasında… Onun için günü birlik politik manevralara bakarak ahkam kesmemek gerek! Sorun büyük resimde! Ve bilinmelidir ki o resme Kurdler olmadan bir fırça dahi atılamaz! Ama kör, ama aksak bu böyle… Onun içindir ki, aylar önceden sabırlı olun doğru yoldayız dedim… Onun içindir ki, Ortadoğu’da güneş ilk kez dört parçaya aynı anda vuruyor dedim!
Son günler de ardı arkasına Kürd cephesinden mükemmel haberler geliyor… Milli ve hedefine kitlenmiş haberler bunlar!
5 Nolu’nun hafıza müzesi olması için adımlar hızlanıyor. Yine bir avuç insan, oranın kahrını çekmiş bir avuç insan, yapayalnız da olsalar, konuyu gündemde tutma adına çırpınıyorlar! Bu yürekten çalışma binler, onbinler tarafından kucaklanmalı…
Doktor Nuri Dersimi ve eşinin tahrip edilen mezarları, Rojava’da, Afrin’de ENKS tarafından onarılmış… Mükemmel bir anıt mezar haline gelmiş… Artık Dersimli Nuri anıt mezarında huzurla uyuyacak. Mezarı, General Mustafa Barzani’nin posteri ve ala rengin koruyacak! Darısı İhsan Nuri’nin başına… Rojhilat bu görevi yerine getirecektir.
Diasporada ise ilk İsrail-Kurdistan Konferansı düzenlendi. Bence verilen mesajlar oldukça anlamlıydı! Uluslararası düzeyde gündeme oturmak, bu adımlarla daha da hızlanacak ve anlam kazanacak…
Bir başka önemli gelişme Kak Mesud’un Fransa gezisiydi! Kak Mesud, Paris’te Peşmerge adı verilen bir park ve cadde açılışı nedeniyle Paris Belediyesi davetlisiydi. Ancak, devlet düzeyinde karşılandı ve en üst düzeyde bir dizi görüşmeler yaptı. Ve Paris’ten dünyaya haykırdı: ‘’ Batı (Rojava) Kurdistan’ı yalnız bırakmayacağız! Eğer bir saldırı olursa bütün peşmerge gücümüzü Kamuşlo’ya yığarım ve peşmergelerden biri de ben olurum!’’
Belki bu bazılarına ajite gibi gelebilir, ama, Kak Mesud’un dediğini yaptığına Kobani şahittir!
Hatırlayın… 2014 yılında Kobani İŞİD tarafından tam da teslim alınacağı anda, Peşmerge Kuzey Kurdistan topraklarını yara yara, Kurd bayraklarıyla kardeşlerinin yardımına koşmuş ve Kobani direnmişdi, düşmemişdi! 4,5 ay süren korkunç bir direnişti bu…
Bilmiyorum dikkat ediyor musunuz? Kak Mesud yer yer taviz verse, geri adım atsa da, bir konuda çok titiz ve tavizsiz! Dünyanın neresine giderse gitsin, ulusal giysileri (şal-şepik) çıkarmıyor, diplomatik görüşmelerinde ulusal bayrağı mutlaka bulunduruyor ve en önemlisi mutlaka Kürdçe konuşuyor! Yani ulus kültürü, ulus bayrağı ve ulus dili Kak Mesud’un kırmızı çizgileri…
İşte bu ilkeli duruş bir ulusun ayakta kalmasının sigortası! Bu on yıllardır böyle. Onun içindir ki, Behdinan’da, Botan’da asimile olmuyor… Her türlü çarpık ilişkiler o topraklara ekilse de yaban otu olarak kalıyor… Yurtsever damar her türlü yabancı maddeyi kusup atıyor!
Kuzey’de ise ilkeli insanlara özlemimiz artıyor… İlkeler olmadan pusulanız olmaz!
Her dört parçada da gemilerin birer ikişer limana yanaştıkları böylesi günlerde pusula çok ama çok önem arzediyor!
Her cinsten insanla bir arada yaşıyoruz, kendi adıma söyleyeyim; duruşu belli ve ilkeli insanlarla hangi eğilimden olursa olsun tüm ilişkilerimiz hayat boyunca devam ediyor. Çünkü, ilkeli insanda bir pusula mutlaka vardır!
Şair boşuna dememiş:
“İnsan olmak kuruş ile değil duruş ile ölçülür.”
Serdar KOTAN