Politika

HDP Kürtlerin temsilcisi değildir. Her siyasi parti gibi HDP de kendisine oy veren seçmenlerin temsilcisidir.

Türkiye ve Kürdistan’da TBMM ve Cumhurhurbaşkanlığı seçimleri hararetli bir şekilde tartışılıyor. Bu da gösteriyor ki artık seçim sürecine girilmiş bulunuyor.

Bu seçimlerde değişik ittifaklar oluşmuştur. Fakat Kürt sorunu gündemde gözükmüyor. Kürt sorunundan ziyade taraflar Kürt oylarının nasıl elde etmenin hesaplarını yapıyor.

Bu gündemden dolayı Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Sayın Düzgün Kaplana bazı sorular yönelttik. Kürt partilerinin seçimlerle ilgili düşüncelerini sorduk.

  • HAK-PAR Genel Başkanı Düzgün Kaplan: HAK-PAR Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümünü programının merkezine koyan,  halkımızın meşru taleplerini kararlıca savunan, Şiddetti reddeden bir partidir. HAK-PAR Türk egemenlik sistemi içindeki iktidar çekişmelerinde, onların çıkarlarına göre siyasi pozisyon alan bir siyası duruşu kabul etmez.  

Düzgün Kaplan

Düzgün Kaplan’a Kuzey24 olarak sorduğumuz soruları ve Sayın Kaplan’ın verdiği yanıtları aktaralım sizlere:

Kuzey24 : Türkiye bir seçim sürecine girmiş bulunuyor. Size göre bu seçim süreci ve olası sonuçlar Kürt sorununu nasıl etkiler?

Düzgün Kaplan: Türkiye Cumhuriyeti’nde 1923 ten bu yana ortalama olarak 4 yılda bir seçimler yapılmakta.

Seçmenler 2023 yılının haziran ayında 23. kez sandık başına gidecek ve yöneticilerini seçecek.

Gerek iktidarın gerekse iktidara aday olan muhalefetin tıpkı geçmişte olduğu gibi gündemlerinde Kürt meselesinin çözümünün önünü açacak bir programları yok. Hiç olmadı.

Bu seçimde de Kürtler veya Kürt meselesi açısından olumlu bir beklenti içinde olmak için bir neden yok.

İktidarın da muhalefetin de temel karakteri Kürt karşıtı olmalarıdır. Kürtlerden bu seçimlerde sandığa gidip Kürt karşıtı Kemalist/ faşist kesim için veya yine Kürt karşıtı İslamcı, faşist kesim için oy kullanması istenmekte.

Kürt meselesi Osmanlı İmparatorluğunun merkezileşme politikasına paralel olarak Kürt beyliklerinin tek tek ortadan kaldırılması ile başlamış ve Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmiştir. Çok karmaşık bir hale gelen ve ulusal/ uluslar arası boyutları da olan Kürt meselesinin özü; 25 milyonu aşkın bir nüfusa sahip ve kendi toprakları üzerinde yaşayan bir halkın kendi kendisini yönetme talebinin gasp edilmesi, meşru haklarından yoksun bırakılması ve asimilasyonla ortadan kaldırılma politikalarıdır.

 Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş sürecinde Kürtlere Özerklik verileceği vaadiyle  başlayan süreç, Türkler Lozan antlaşmasıyla kendi hedeflerine ulaştıktan sonra inkar edilmiş, Devlet  Türkçü ve Kürt karşıtı bir nizam üzerine bina edilmiştir.

Kürtlerin her talebi kanla bastırılmıştır. Kürtler yok sayılmıştır. Bu gün Anayasa ve  partiler yasası başta olmak üzere tüm yasal mevzuat Kürt karşıtlığı üzerine ve  herkesi Türk kabul eden bir anlayışla inşa edilmiştir.

100 yıldır kangrenleşerek bu güne taşınan, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve ekonomik kalkınması, uluslararası ve bölgesel devletlerle ilişkileri başta olmak üzere hemen hemen tüm sorunlarını etkileyen, ağırlaştıran bu meselenin çözümü çokuluslu, çağdaş ülkeler gibi Türkiye’nin de federal bir ülke olarak yeniden yapılanmasıdır. HAK-PAR federal çözümü öneren bir partidir.

Bu gün Seçim sürecine giren Türkiye’de bu sorunun çözümüne yönelik bir önerme veya konunun tartışmaya açılması söz konusu bile değildir. 200 yıllık Kürt meselesini Kürtler eşittir PKK, PKK de eşittir Terör anlayışıyla ele almak iktidarın da muhalefetinde işine gelmektedir.

Kürt seçmenin önemli bir kesimini bloke edenler ise  Kürt karşıtı blokların iktidar çekişmesinde taraf olmakta, onların yazdığı senaryoda figüran olarak siyaset yapmaktalar. Kürtler  kendi adlarına politika yapmak, kendi ulusal  öncelikleri ve talepleri yerine CHP mi AKP mi iktidar olsun kavgasına girerek sadece geleneksel red ve inkar politikalarının devamına katkı sunacaklardır. 

Kuzey24 : Türkiye’de Cumhur ve Millet ittifakları bulunmaktır. HDP”de bazı sol partilerle Emek ve Özgürlük ittifakını oluşturmuştur. Kürdistan’da HDP’nin öncülüğünde ”Kürdistan İttifakı” diye bir ittifak var. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?  Siz parti olarak bu mevcut ittifakların neresindesiniz?

Düzgün Kaplan: HDP,  BDP ve 7 Türk sol siyasi partin ve çok sayıda gurubun birleşmesi ile 2012 yılında  kurulmuş ve kendisini ‘Halkların Partisi ’ olarak adlandıran yöneticilerin ve milletvekillerinin büyük çoğunluğu Kürt olmayan ancak %99 oranında Kürt seçmenden oy alan, Türkiye’nin 3.büyük   partisidir.

Kuruluşundan bu yana 12 eş genel başkanlığı görevini üstleneler içinde sadece Selahattin Demirtaş Kürt’tür. Demirtaş dâhil binlerce yöneticisi veya üyesi de tutukludur. Kendisi bir ittifak olan HDP Bir yandan kendi dışında kalan bazı sol guruplarla da Emek ve Özgürlük ittifakını oluşturmuş, diğer yandan bazı Kürt oluşumlarını ”Kürdistan İttifakı” adı altında kendi politikalarına angaje etmiştir.  HDP nin yönlendirmesiyle bazı Kürt grupları kendi aralarında ‘Kürdistani’ ittifak kurmuş ve seçimlerde birer vekillik veya belediye eşbaşkanlığı umuduyla HDP ye eklemlenmişlerdir. HDP kendi dışında bir seçenek bırakmamak konusunda oldukça ustadır.

HAK-PAR gerek Kürt karşıtı Cumhur ittifakı veya Millet ittifakı gerekse HDP etrafında kümelenen ittifaklara mesafelidir. Biz kendi özgün politikalarımızla halkımıza bir seçenek olarak siyaset yapıyoruz. HAK-PAR Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümünü programının merkezine koyan,  halkımızın meşru taleplerini kararlıca savunan, Şiddetti reddeden bir partidir. HAK-PAR Türk egemenlik sistemi içindeki iktidar çekişmelerinde, onların çıkarlarına göre siyasi pozisyon alan bir siyası duruşu kabul etmez.  HAK-PAR Halkımızın taleplerini merkeze alan bir siyaset tarzını esas alır. İttifaklara yaklaşımımız budur.

Kuzey24 : Türkiye de bazı çevreleri ısrarla HDP yi Kürtlerin temsilcisi gibi gösterme çabasındalar, sizce HDP ne kadar Kürtleri temsil ediyor.

Düzgün Kaplan: Kürtler yaklaşık 30 milyonluk genç bir nüfusa sahip. En az 15 milyon Kürt seçmenden bahsetmek yanlış olmaz. 2015 Kasım seçimlerini esas alırsak bu seçmenlerin  5.148.085  i  HDP ye oy vermiştir. Yaklaşık 10 milyon Kürt seçmen ise başta AKP olmak üzere diğer partilere oy vermiştir. Buradan çıkarılacak sonuç HDP nin Kürt seçmenden ciddi bir oy aldığıdır. Ancak bu onu temsilci yapmaz. Kürt seçmen geçmişte Demokrat Parti’ye, Adalet Partisi’ne, CHP ye veya ANAP gibi pek çok partiye de aynı oranda oy verdiği bir vaka. Bu partiler Kürtlerin temsilcisi olmadığı gibi HDP de Kürtlerin temsilcisi değildir. Her siyasi parti gibi HDP de kendisine oy veren seçmenlerin temsilcisidir. Ulusları, sadece bir kesimini temsil eden partiler değil parlamento veya ulusal kongre gibi kurumlar temsil eder. Kürtlerin de bir ulus olduğu unutulmamalıdır.

Esasen HDP nin de Kürt partisi olma veya Kürtleri temsil etme gibi  bir iddiası da yok. O da tıpkı diğer partiler gibi ‘Türkiyeleşme’ hedefiyle kendisini Halkların Partisi’ olarak sunmaktadır.

HDP yi ısrarla Kürtlerin temsilcisi olarak sunma çabası altında bir çapanoğlu aramak yanlış  olmaz

Kuzey24 : Şu ana kadar parti olarak siz herhangi bir ittifakta yer almıyorsunuz  ve Parti olarak seçimlere katılma durumunuz gözüküyor. Bu konu da ne düşünüyorsunuz, HAK – PAR olarak seçime katılırsanız, bir seçim ittifakı oluşturma durumunuz var mı?  Siz İttifakla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Düzgün Kaplan: HAK-PAR Mevcut seçim sistemine göre zorunlu olan 41 ilde ve o illerin ilçelerinin üçte birinde teşkilatlanmasını tamamlamış seçimler parti olarak katılma şartlarını oluşturmuştur.

Türkiye’de henüz resmi olarak seçim kararı alınmış değil. Siyasetin nasıl şekilleneceğini öngörmek ve şimdiden bir pozisyon almak zor. Doğru da olmaz. Bugün bir birine düşman olanların yarın kol kola girmesi veya dost olanların düşmana dönüşmesi şaşırtıcı olmaz.

HAK-PAR ilkeli siyasetinden ödün vermeden, halkımızın menfaatlerini ön planda tutarak siyaset yapmaya devam edecektir.

Seçim süreç resmen başladığında Parti Meclisimizde izleyeceğimiz yol haritasını belirleyecek ve kamuoyu ile paylaşacağız.

Kuzey24: Siz HDP ile herhangi bir seçim ittifakında yer alabilirmisiniz?

Düzgün Kaplan: HAK-PAR parti olarak kendi adı ve amblemiyle yurtsever kesimlerle de ortaklaşarak seçimlere katılmak için çalışmalarını, hazırlıklarını sürdürüyor. Amacımız Kürt halkının meşru haklarını karalıca savunacak, barışçıl demokratik  mücadelesini örgütleyecek, gerçek anlamda bir demokratikleşmeye katkı sunacak  güçlü bir seçenek inşa etmektir. Gündemimizde herhangi bir ittifak yoktur.

Kuzey24 : Görülüyor ki hem AK Parti hem de CHP, HDP nin oylarını kendi taraflarına çekmek için bir çalışma içindeler, bunu nasıl degerlendiriyorsunuz?

Düzgün Kaplan: Görünen o ki   HDPnin bloke ettiği Kürt oyları seçimin kaderini belirleyecek 

CHP ve  İYİ partinin başını çektiği Millet ittifakı, Kendisine büyük kentlerin belediye seçimlerini kazandırmasına ragmen HDP ile mesafeli olmayı sürdürüyor.Hatta Kürt karşıtı söyemlerle AKP Ve MHP nin başını çektiği Cumhur ittifakıyla yarışıyor.

HDP yöneticileri ve tabanı sıkça bu durumdan rahatsızlığını ifade etse de AKP karşıtlığını önde tutan HDPnin  oylarını mecburen Millet ittifakına vereceği beklentisi var.

6 lı Masa yani millet ittifakı belediyelere kayyum atayan, eş başkanları ve çok sayıda millet vekili ve yöneticilerini cezaevlerine gönderen İktidara duyulan öfkenin   onları doğal müttefik haline getirdiğini düşünüyor. Ancakgörünen o ki AKP de boş durmuyor.Bir yandan HDP yi PKK ile özdeşleşitren söylem ve eylemlerini sürdürüyor diger yandan açık gizli ilişkilerle HDP yi kendi istediği pozisyona çekmeye çabalıyor.

Seçimler yaklaşırken AKP heyetinin Anayasa değişikliğine destek gerekçesiyle ‘Terörün uzantısı’olarak etiketlediği  HDP yi ziyaret etmesini,Aysel Tuğluk’un serbest bırakılmasını, Demirtaş’ın özel uçakla Edirne’den Diyarbakır’a götürülerek babasıyla görüştürülmesi gibi işleri  bu çerçevede okumak gerekir.

Bu ilişkilerin giderek yoğunlaşacağını beklemek gerek.

Seçimler yaklaştıkça HDP cephesinde meydana gelecek savrulmalar  sürpriz olmayacaktır.

HDP yi kim yanına çekecek, kim başarılı olacak bunu kestirmek zor.

 Seçim süreçleri zorlu süreçlerdir. Birlikte izleyeceğiz…

Kuzey24: Siz Kürt halkının haklı istemlerine cevap verebilecek Kürt sorununu tam anlamıyla gündeme getirecek Kürdistani bir platformun oluşturulmasını gerekli görüyormusunuz?  Bunun için yapılması gerekenler nelerdir?

Düzgün Kaplan: Elbette gerekli.Ancak gerçekçi olmakta yarar var.Henüz bu konuda uygun koşullar ve yeterli bir yapılanma olduğunu düşünmüyoruz.

Bu gün bu önemli sorumluluğu üstlenecek kesimlerin içinde bir netleşme görülmüyor.

Bu yöndeki her girişim seçim süreçleri başladığında ciddi savrulmalarla akamete uğratılıyor.

Istikarlı, samimi ve uygun zemin oluştuğunda HAK-PAR  üzerine düşeni  yapacaktır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu