Makaleler

Hatay Belediye Başkan Lütfü Savaş: Suriyeli seçmen yüzde 85, Türk seçmen yüzde 5 arttı; Türkiye için de Hatay için de risktir

“Adaylık terazisinde ben de olmak isterim” sözleriyle gündeme gelen Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın T24’’te ki konuşmasını aktaralım:

.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusunda bugüne kadar net bir açıklaması olmadığını belirten Savaş, “Aday olursa arkasındayız ama değilse adımın geçmesinden onur duyarım. Üç dönemdir her renkten oy aldım” dedi. Suriyeli seçmen sayısının da 2019 yılına oranla yüzde 85 arttığı uyarısında bulunan Savaş, “Bu Türkiye için de Hatay için de bir risktir. Sıkıntı yaşamıyorsak halkın empatisinden” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmaması halinde kendisinin de “teraziye alınması”nı isteyen ve tartışma yaratan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, sözlerine açıklık getirdi. Kılıçdaroğlu’ndan bugüne kadar adaylıkla ilgili net bir açıklama duymadıklarını ifade eden Savaş,  “Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili adımın geçmesi üzerine sorulan bir soru üzerine genel başkanımız aday olmazsa ben de aday olmaktan onur duyarım dedim. Bunda yadırganacak bir şey yok” diye konuştu. Savaş, “Burada ne kimseyi aşağıya çekmek için bunu yaptık ne de sayın genel başkanlığımızın cumhurbaşkanlığı adaylığını zedeleyecek bir konu konuştuk” ifadesini kullandı.

Mülteci sorunu ile ilgili de konuşan ve Hatay’daki Suriyeli sayısının, açıklananın çok daha fazlası olduğunu belirten Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, seçmen sayısının ise 2019 yılına göre yüzde 85 oranında arttığını açıkladı. Buna karşın Türk seçmen sayısının yalnızca yüzde 5 arttığını vurgulayan Savaş, gelecek adına sosyal barış boyutunda kaygı duyduğunu da anlattı. Savaş, “Bu çocuklar sağlıklı bir rehabilitasyon almalı. Bugüne kadar sıkıntı yaşamadıysak Hatay halkının empati ve sevgi bağlarının güçlü olmasından, bizim orada barış adına attığımız adımlardan dolayı bugüne kadar problem yaşamıyoruz” değerlendirmesini yaptı. 

-Türkiye’deki Suriyeli sayısı tartışma konusu oluyor. Göç İdaresi Başkanlığı resmi rakamlarına göre Türkiye genelinde 3.5 milyon Suriyeli bulunuyor. Hatay’da ise bu sayı yine resmi verilere göre 433 bin civarında. Gerçekten açıklandığı gibi mi? Size göre Hatay’da kaç Suriyeli yaşıyor?

Üç dönemdir büyükşehir belediye başkanlığı yapıyorum. Bir şehirde insan sayısını ölçmek sadece kapı kapı dolaşıp, evde kaç kişi var demekten ziyade şöyle bakıyoruz. Ürettiği çöpe bakarız. Kişi başına üretilen çöp bellidir. Ürettiği atık suya bakarız, kirli suya bakarız. Bir de tükettiği, bizim vermiş olduğumuz içme ve kullanma suyuna bakarız. Buna baktığınız zaman çok daha fazla olduğunu görüyorsunuz. Hatay’daki Suriyeli sayısını açıklananın en az iki katı gibi düşünebilirsiniz. 

-Bu durumda altyapı, sosyal hizmetler gibi kent hizmetlerine yönelik planlamada sorun yaşanmıyor mu? Resmi veriler yerine kendi tespitlerinize göre planlama yapıyorsanız, bütçe kalemleri ile ilgili nasıl hesap veriyorsunuz? 

Kamuoyuna da vatandaşa da veriyoruz tabii ki. Ama bu konuda hesap da verilmesini istiyoruz. Kendi vatandaşlarımıza yapmış olduğumuz hizmetleri biz bu kardeşlerimize de yaparken İller Bankası’ndan vergilerden gelen paylar sıfır. Yani biz şu anda resmi rakamlara göre konuşsak bile her dört Suriyeliden birisi Hatay’da. O üç kişiye gelen parayla biz dördüncü kişiye bakıyoruz. İktidar, ilk zamanlarda Suriye’den gelen kardeşlerimize de pay vereceğini söyledi. İşte hazırlık yapıyoruz dediler ama 12 yıldır o hazırlık bitmedi.

-Seçim yaklaşıyor ve oy kullanacak Suriyelilerin sayısı da tartışma konusu. Bir önceki seçime göre Hatay’daki seçmen sayıları ne oranda değişti? Bunun ne kadarı Suriyeli?

Sayın İçişleri Bakanımız 120 bin civarında Suriyeli seçmen olduğunu ifade ediyor Türkiye’de. Hatay’da şu anda 24 binin üzerinde seçmen var. 2019’da 13 bindi. Oranladığınız zaman bizim seçmen sayısı yüzde 5 artmış ama Suriye’den gelen kardeşlerimizin seçmen sayısı yüzde 85 oranında artmış. Daha seçime ulaşmadan 13 bin seçmen 24 binin üzerinde. Bu demektir ki seçime kadar 30 bin kişi olacak. 

-Hatay,  Atatürk’ün diplomasi zaferi olarak değerlendirilen bir kent aynı zamanda. Bu yüzden özel bir konumu var. Bu açıdan bakıldığında iktidar bu süreçten rahatsızlık duymuyor mu? 

İktidarın bu konuda bir kaygı duyduğunu görmedim. Ama ben duyuyorum. Gelecek adına hem terör hem de sosyal barış ve ekonomi boyutunda, kaygı verecek seviyeye gelmesi boyutunda ben korkuyorum. AB destek veriyor, BM destek veriyor ama bu işin taşıma suyla dönecek hali yok. Çocuklar sağlıklı bir rehabilitasyon ve eğitim almadığı zaman birçok sıkıntı yaşayabiliriz. Yaşamadıysak Hatay halkının empati, sempati, sevgi bağlarının güçlü olmasından, bizim orada barış adına attığımız adımlardan dolayı bugüne kadar problem yaşamıyoruz. Ama bundan sonra problem yaşanmayacak diye bir şey yok.

 -“Kemal Bey aday olmayacaksa ben de tartıya çıkmak isterim” şeklinde bir ifadeniz oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmayacağını mı düşünüyorsunuz, ya da aday olmama ihtimalini mi öngördünüz?

Şu ana kadar sayın genel başkanımızdan adaylık konusunda net bir açıklamasını duymadık. İkincisi Türkiye’de şu anda bu işe tek karar verecek merci, altılı masanın sayın genel başkanları. Şu anda en olası cumhurbaşkanı adayı olacak kişi en ön plandaki sayın genel başkanımız. Zaten bu soru bana sorulduğu için cevap verdim. ‘Eğer Sayın Genel Başkanımız aday olmazsa aday adaylıkları terazisinde ben de olmak isterim’ dedim. Hatay’da üç dönemdir, 12 yıldır savaşın gölgesinde yaptıklarım belli. Hatay’da üst üste üç kez seçilen büyükşehir belediye başkanı yok. Ve her renkten oy alıyorum. Her renkten oy aldığımız için ‘o teraziye bizi de koymaları normal’ dedim. Yani bunda bir şey yok. Ama sayın genel başkanımız aday ise tabii ki biz yanındayız. Hiçbir makama ben kendim aday olmadım. Ama ben başkentte bölüm, laboratuvar kurdum, enfeksiyon komitesi kurdum. Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kuruluşunda başhekim muaviniydim. İl belediyesi başkanıydım. Sonra iki dönem büyükşehirin belediye başkanlığını yaptım, büyükşehiri  kurdum. Birçok yerde kuruluşta emeği olan bir insanım ve üç dönemdir de tecrübe kazanmış bir büyükşehir belediye başkanıyım, akademisyenlikten geldim. Herhalde her Türk vatandaşı gibi benim de söyleme bu makama adımın geçmesinden onur duymak hakkım diye düşünüyorum. Yadırganacak bir şey yok.

 -CHP’de parti yöneticileri, genel başkanın partinin adayı olduğunu vurguluyor?

Zaten ‘Sayın genel başkanımız olursa yanındayız’ dedik. ‘Olmazsa bizi de adaylar arasında saysınlar’ dedik.  Bu gayet doğal. 

-Genel merkezden bir tepki aldınız mı?

Hiçbir tepki almadım. Nezaket ayrı şeydir. Bir şeyi arzulamak, istemek ve onun için çaba sarf etmek ayrı şeydir. Biz burada gayet nazik bir şekilde konunun nezaketini bilerek açıklama yaptık. Burada ne kimseyi aşağıya çekmek için bunu yaptık ne de sayın genel başkanlığımızın cumhurbaşkanlığı adaylığını zedeleyecek bir konu konuştuk. Biz sayın genel başkanımız adaysa yanında olduğumuzu koşturacağımızı söyledik. Aday değilse bizi de teraziye alsınlar dedik.

Ortak aday, seçim takvimi belli olduğunda açıklanırsa kampanya için az bir süre kalacak. Bu durumda siz, adaylık ihtimalinize karşı şimdiden bir strateji oluşturdunuz mu? Bir hazırlıktan bahsedebilir miyiz?

Altılı masa şu anda kurmaylarıyla birlikte Türkiye’yi nasıl düzlüğe çıkartacaklarını konuşuyorlar. Sizinle de konuştuk. Türkiye’nin sıkıntılarına ne kadar hakim olduğumu görmüşsünüzdür. Elbette ki biz de kendi açımızdan Türkiye nasıl düzelir diye çalışıyoruz. Ama bu benim çalışmam, konuşmamla olmaz. Kim cumhurbaşkanı adayı olacaksa altılı masanın raporları doğrultusunda fikir teatisi yapıp ve seçime bismillah demeleri  lazım. Sayın genel başkanımız ve diğer görünen aday adayları da tecrübeli. Türkiye’nin sorunlarının nasıl çözüleceğini de biliyor. O yüzden bir haftalık fikir teatisiyle bu çözülür. Geç değil, mühim olan sistemin kurulması. 

-Kamuoyunda aday isimleri üzerinde tartışma yürürken ismi geçen belediye başkanlarının da avantaj ve dezavantajlarından da bahsediliyor. Siz kendinizi nerede görüyorsunuz. Adaylık için nasıl bir avantajınızın olduğunu düşünüyorsunuz?

Tabii şimdi sayın genel başkanlar kendimizi kıyaslayamayız. Sayın genel başkanımız yıllardır hem bürokraside hem siyasette gerçekten çok tecrübeli. Türkiye’nin sorunlarını bilen bir genel başkan. diğer belediye başkanı adaylarımız da mesela bir tanesi İstanbul yönetiyor, bir tanesi Ankara’yı iki güzide şehrimizi yönetiyor. Ben de en kritik yeri yöneten belediye başkanıyım. Üçümüzün kendince öne çıkan yönleri vardır. Ama bu masada üst üste konulan artılar eksiler değerlendirilecektir.

Related Articles

Back to top button