Erdoğan’dan Hakkari mesajı: Hukuk görevini yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yerine kayyım atanan Belediye Başkanı Sıddık Akış üzerinden kayyım mesajı veren Erdoğan, “Eğer adaylarınız gayri yasal işler yapmışsa bizler de yasaları işletiriz. Hakkari bunun ilk adımı olmuştur. Hukuk da görevini yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen “Anadolu Medya Ödülleri” törenine katıldı. Erdoğan’ın törende yaptığı konuşmanın satır başları şöyle:
Terörle sivil siyaset yan yana durmaz. Terörle demokrasi bir arada olmaz. Sırtını elinde kalaşnikof olana, molotof olana, bomba olana dayayarak meşru siyaset yapılmaz. Biz bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik. Yargının Hakkari’yle ilgili verdiği karar kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir. Bunlar hemen parlamentoyu ayağa kaldırdı. Burası Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosudur. Orada tekme, yumruk sallayarak saldırmanın kimseye faydası yok.
Sivil ve demokratik siyasetin güçlenmesi için pek çok adım attık. Dünyanın hiçbir medeni ülkesi demokrasisinin kundaklanmasına izin vermez, veremez. 31 Mart’tan önce ne dedik? Eğer adaylarınız herhangi bir gayrimeşru işlemlere girmediyse, katılmadıysa söyleyecek sözümüz yok. Eğer yaptılarsa bizler de yasaları işletmek durumundayız. Hakkari şimdi bunun ilk adımı olmuştur. Hukuk da bunun gereğini yapmıştır ve yapacaktır.
Halkın olan belediyelerini kendilerinin tapulu malı gibi görüyorlar. Belediyeler ne onlarındır ne de terör örgütünündür. Belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir. Belediyeler sırtını Kandil’e yaslayanların hiç değildir. Belediyeler halkımızındır, aziz milletimizindir. Bu ülkede kurumların tek sahibi millettir, 85 milyondur. Şehirlerine gerçekten hizmet etmek isteyen belediyeleri çok iyi biliyoruz. Vatandaşa hiçbir ayrım yapmadan hizmet edenlerle kimsenin bir derdi yok. Benim de yok. Biz sadece terör belasıyla hukuk zemininde mücadele ediyoruz. Bu mücadeleyi bize tuzak kurmak isteyenlerle de yürüteceğiz.
Hukukun, kanunun ve demokrasimizin kırmızı çizgilerine riayet eden, meşruiyetten sapmayan herkes yasal bir engeli yoksa elbette bu ülkede özgürce siyaset yapabilir. Buna kimse itiraz etmez, edemez. Biz de bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik. Özellikle yargının Hakkari’yle ilgili verdiği karar kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir. Bunlar parlamentoyu hemen ayağa kaldırmaya kalktılar.
Kusura bakmayın. Burası hukukun işlediği Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosudur. Orada elinizde pankartlarla, tekme yumruk sağa sola saldırmanın size kazandıracağı da hiçbir şey yok. Çünkü sizin de karşınızda hukuku savunacak parlamenterler var. Sivil ve demokratik siyasetin zemininin güçlenmesi için pek çok adım attık. Ancak bölücü örgütün siyasetteki aparatlarıyla milli iradeye pusu kurmasına da izin vermedik.
Dünyanın hiçbir medeni ülkesi, demokrasinin kundaklanmasına göz göre göre müsaade etmez, etmeyeceğiz. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi dağdaki eli kanlı teröristlerin tünel kazarak belediyelere sızmasına göz yummaz. 31 Mart’tan önce ne dedik? Eğer adaylarınız herhangi bir gayri meşru gayri yasal işlemlere girmediyse onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yok ama gayri yasal işler yapmışsa bizler de yasaları işletiriz. Hakkari bunun ilk adımı olmuştur. Hukuk da görevini yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir.
Türkiye yakın geçmişte şehirlerimizin imkanlarının millete hizmet yerine teröristlere peşkeş çekildiği, terör örgütünün emrine verildiği, hendek ve çukur açmak için kullanıldığı kötü günler yaşamıştır. Bunları daha fazla yaşamak istemiyoruz. Türkiye, belediye hizmet binalarında Kandil’in atadığı komiserlerin başkan tokatladığı, güya mahkeme kurup haraç kestiği dönemler geçirmiştir, bunları tekrar yaşamak istemiyoruz. Türkiye, sözde siyasetçilerin terör örgütüne ayakçılık ve kuryelik yaptığı utanç verici hadiselere şahit olmuştur. Milletimizin hafızasında derin izler bırakan bu acı olayların tekrarlanmasını hiçbirimiz istemeyiz, buna izin de vermeyiz.
Bölgedeki kardeşlerimiz üzerinde bölücü terör örgütünün baskı kurmasına eyvallah etmeyiz. Hukuk, demokrasi bunu gerektirir. Millete ve milli iradeye saygı bunu gerektirir. Terörle arasına mesafe koymadan hatta sırtını terör örgütüne yaslayarak siyaset yapılamayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekir. Muhalefet partileri koro halinde bilindik ezberleri tekrarlamak yerine terör-siyaset ilişkisini sorgulamalı, Kandil güdümlü siyasetin Türk demokrasisine verdiği zararların oradan kaldırılmasına odaklanmalıdır. İlla bir tepki gösterilecekse hukuk çerçevesinde uygulanan idari tedbirlere değil, Kandil’in belediyelere çökme girişimlerine göstermelidir.
Bölgede gerçekten hizmet etmek isteyen belediye başkanlarının olduğunu gayet iyi biliyoruz. Şehrine, ilçesine ve vatandaşa hiçbir ayrım yapmadan hizmet edenlerle kimsenin bir derdi zaten bulunmuyor. Cumhurbaşkanı olarak benim de onlarla bir derdim yok. Biz sadece Türkiye’nin ve demokrasimizin gelişmesine ayak bağı olan terör belasıyla hukuk zemininde mücadele ediyoruz ve edeceğiz. İnşallah bu mücadeleyi de kimsenin oyununa gelmeden yürüteceğiz. Millete ve milli iradeye saygılı olan herkesten aynı tavrı bekliyoruz.”