Diyarbakır’ın görkemli yapısı: Behram Paşa Camisi
Behram Paşa Camii gerek şadırvanı, gerek iç mekândaki süslemeleri, gerek planı, gerekse kullanılan iki renkli taş özelliği ile Diyarbakır’da görülmesi gereken yapılar arasında yer almaktadır.
Mimar Sinan’ın çıraklık dönemi yapıları arasında sayılan Behram Paşa Camii’nin yapımına 1564-1572 yılları arasında Diyarbakır’ın 13. Osmanlı Valisi Behram Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapı, Mimar Sinan’ın eserlerinin derlendiği Tuhfetü’l Mimarin’de geçmektedir.
Tamamen kesme taştan yapılmış, tek kubbeli bir yapı olan cami, ilk bakışta tek kubbeli basit bir yapı olarak görünmekteyse de iç ve dış süslemesiyle Diyarbakır’ın taş işçiliği yönünden zengin yapıları içinde başlı başına bir yer tutmuştur. Son cemaat yeri cepheleri dahil duvarlarda iki değişik renkte taş kullanılmış dış görünüme dekoratif bir hareketlilik sağlamıştır. İçte ise tromp ayaklarındaki mukarnas dolgular mimari süsleme elemanları olarak dikkati çekmekte ve duvarları kaplayan 16’ıncı yüzyıl İznik çinileri de cümle kapısındaki iki renkli görünüme katılmaktadır. Avlusundaki şadırvanda boğumlu düğümlü sütunlar da dikkat çeker.
Caminin içindeki duvarlar alttan belli bir yüksekliğe kadar karakteristik 16’ıncı yüzyıl İznik çinileriyle süslenmektedir. Caminin diğer bir özelliği de kuzeyinde çift kademeli yanlardan taşan beş sahınlı bir son cemaat yerinin olmasıdır. Son cemaat yeri yanlara doğru taşmış olup, sağdaki kısmın üzerine de minare yerleştirilmiştir.
Caminin giriş kapısı mukarnaslı bir bordür ile çevrilmiş, üzerine de bir kitabe yerleştirilmiştir. özellikle mukarnaslı girişi, çilehanesi ve caminin çift revaklı yapısı dikkat çekicidir. Cami tek kubbeli olup, etrafı kemerli nişlerle çevrilidir. Nişlerin içinde birer pencere yer almaktadır. Pencerelerin demir parmaklıkları ve dövme lokmaları oldukça özenlidir. Caminin mihrabı ve minberi mermer girişlidir, mihrap dahil caminin duvarları belli bir seviyeye kadar mavi İznik çinileri ile süslenmiştir. Hamamı ayaktadır.
Giriş kapısının üstündeki sağ ve sol sahanların ters düzeninin bugünkü inşaatlarda kullanılan modern sıkıştırma usulünün günümüzden 400 sene önce taş inşaatına uygulanması suretiyle yapılması bilim adamlarının dikkatini çekmekte ve takdirini kazanmaktadır.
İlgi çekici mimarisinin en önemli özelliğini tek kubbeli hariminin duvarlarındaki hareket teşkil etmektedir. Dört duvara oturan tromplu kubbe ile örtülü yapı sisteminde bir değişiklik yapılarak kalın tutulan duvarlarda dikdörtgen boşluklar elde edilmiştir. Bunların her birinde küçük birer mihrap nişi bulunduğu ve aralara ikinci kat mahfillerinin yerleştirilmiş olduğu görülmektedir. Böylece kubbe de dört duvar yerine bir bakıma sekizgen bir ayak sistemine oturtulmuş olmaktadır.
Kalın duvarlarda boşluklar bırakmanın sonucu dört köşede dört tane kare mekân ortaya çıkmıştır. Bunlardan mihrap yönünde bulunan ve küçük kubbeciklerle örtülü birer hücre meydana getiren boşluklara iç taraftan girilmektedir. Aslında beş kubbeli olan son cemaat yeri, dıştan sütunlarla çevrilip meyilli bir çatı alındığından geniş bir sakıf meydana getirmekte ve bu özelliği ile bölgedeki yazın namazları açık havada kılma geleneğine de uygun bir karakter kazanmış olmaktadır.
İstanbul’da Bâlî Paşa ve Silivrikapı İbrâhim Paşa camilerinin ana mekân şemaları ile yakın benzerliğe sahip olan Diyarbakır Behram Paşa Camii, bir tek kaynakta adı geçmekle beraber Sinan’ın önemli deneme yapıları arasında sayılmaktadır.