Din alimleri Diyarbakır’da toplandı: ‘Kürtçe ikinci resmi dil olmalı’
Diyarbakır’da bu yıl sekizincisini düzenlediği Alimler Buluşması’na katılan alimler, Kürtçenin üzerindeki yasakların kaldırılması talebinde bulunarak Kürtçenin resmi dil olmasını istedi.
Her yıl İslam coğrafyasından âlim, akademisyen, siyasetçi, STK temsilcileri ve kanaat önderlerinin katılımıyla düzenlediği Alimler Buluşması’nın sekizincisini gerçekleştirdi.
Buluşmaya Türkiye dışında Kürdistan Bölgesi ve Rojhılat’tan (Doğu Kürdistan) çok sayıda alim katıldı.
4 oturumla gerçekleştirilen buluşma, Türkçe, Kürtçe ve Arapça okunan sonuç bildirgeleri ile sona erdi.
Buluşmaya katılan alimler Türkiye’de Kürtçe üzerinden bulunan yasakların kaldırılmasını, anayasal güvence verilmesini ve Türkiye’de Kürtçenin resmi dil olmasını istedi.
Sonuç bildirgesinde ”Önceki iki asırda Müslüman Kürt halkının siyasal haklarını gasp eden güçler, bugün Müslüman Kürt halkının itibarına kast etmektedir.
Seküler dünya, dün İslam’ın Kürt halkına kazandırdığı siyasal hakları imha ettiği gibi, bugün Kürt halkının itibarını, ahlak ve şahsiyetini imha peşindedir. Müslüman Kürt halkının İslam içinde dürüstlük, yiğitlik, vefalı olmak, mertlik, namusuna düşkünlük gibi değerler ve dünya tarihine yön veren ulema ve önderleriyle kazandığı itibar, bugün sekülerleşme ile tarihi bir tehdit altındadır. Liberal küreselcilik, Kürt halkının değerlerinden yoksun kalmasını da yeterli görmemekte, aynı zamanda ondan ahlâkî değerlere karşı savaşmayı da istemektedir. Karmaşık ideolojik yapılar, Müslüman Kürt ailesine ve Kürdün itibarına karşı savaştırılmaya çalışılmaktadır. Değerlerin yok edilmesine karşılık siyasal hak verme vaatleri aldatmadır bu durum kabul edilemez. Kürt halkının itibarını korumak, onun İslam kaynaklı dürüstlük, yiğitlik, vefalı olmak, mertlik, namusuna düşkünlük gibi değerlerini ihya ile birlikte, ilimde ve bilimde insanlığa yeniden önderlik yapacak öncü şahsiyetler yetiştirmekle mümkündür.
İnsana karşı savaş halinde ırkçılık, Kürt halkının mağduriyet sebebidir. Onun kurtuluş yolu olamaz. Kürtler, haklarını insânî değerlere karşı savaşıp küresel güçlerden “Aferin!” alma yoluyla değil, insânî değerlerin yanında durup onlara sahip çıkmakla ve insanlığa önderlik yapmakla elde edeceklerdir. Kurtuluşun yolu budur.” ifadelerine yer verildi.