Kültür & Sanat

DİERG: Diyarbakır Surlarının Restorasyonla Dirilişi mi, Çözülüşü mü?

Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi, surlarda devam eden restorasyon çalışmaları ile uzman görüşlerinin de yer aldığı bir rapor hazırladı. Raporda, restorasyon dokuya verilecek en az hasarla değil, hasara toleranssızlıkla yürütülmelidir. Eğer bu mümkün değilse restorasyon durdurulmalıdır.“

Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG) Diyarbakır surlarında 2020 yılında başlatılan ve halen devam eden en restorasyon çalışmalarını 24 Mart 2024 günü fotoğraflayarak uzman görüşüne başvurdu.

Raporda, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyım yönetiminin 2020 yılında ‘Surlarda Diriliş’ mottosu ile başlattığı ve etaplardan oluşan restorasyon ‘son 300 yılın en büyük restorasyon süreci’ olarak ifade edildiği belirtilerek, “Arkeolojik kazılarda olduğu gibi burç ve bedenlerin restorasyonu ya da konservasyonunun da standartlara göre yürütülmesi ve denetlenmesi gerekmektedir” denildi.

Araştırma ve incelemelerde şu tespitlerde bulunuldu:

“Restorasyonu incelenen sur taşları arasına uygulanan derz harcının bazalt yüzeyine de döküldüğü, sürüldüğü, aktığı fotoğraflarla tespit edilmiştir. Bazı fotoğraflarda görüldüğü gibi bazı bazalt yüzeylere harç sanki fırçayla uygulanmış görünümündedir. Sur duvarlarında restorasyondan önce mekanik temizliğe ihtiyaç yokken, yanlış müdahale sorunlara neden olabilmektedir. Lokal yerine tüm yüzeye müdahale edilmesi doku bozulması riskine neden olabilmektedir.

Bazaltın gözeneklerine giren harç çıkarılmadığında reaksiyon verme, nem etkileri, genleşme olasılıkları bazalta zarar verebilir. Bazalt yüzeyine bulaşan, gözeneklere difüzlenen harcın yüzeyden silinmesi ve gözeneklerden sökülmesi mekanik işlemle mümkündür ancak bu işlem dokuya zarar verebilir. Temel mesele müdahalenin düzeyidir ve oranın yapıya zarar vermeyecek biçimde ayarlanmasını gerektirir.

Bu nedenle bazalt yüzeylere olabildiğince müdahale edilmeden derz aralarına harç uygulanması gerekmektedir. Tarihi eserlerin restorasyonu esnek proje süresini, uluslararası yeterliğe sahip uzman personellerden oluşan ekibi, modern donanımı, uygun mevsimi ve ayrıca bağımsız sivil toplum kuruluşlarının da katılımına olanak tanıyan özerk denetim mekanizmasını zorunlu kılmaktadır.

Derz harcı bazalt üzerine akmakta, damlamakta ya da yüzeye uygulanmaktadır. Geçmiş dönem restorasyonlarında sur taşları üzerinde harç kalıntıları tespit edilmiştir yani temizlenmeden bırakılmıştır. Sur taşlarının üzerinde harç kalıntısı kalması surların görselliğini de etkilemektedir. Ayrıca, bazalt yüzeyindeki ve gözeneklerindeki harç mekanik temizlikle giderilebilir, bu da yüzey ve gözeneklerin zarar görmesine neden olabilir.

Restorasyon dokuya verilecek en az hasarla değil, hasara toleranssızlıkla yürütülmelidir. Eğer bu mümkün değilse restorasyon durdurulmalıdır.

DİERG, olası riske karşı denetim kurulu tarafından inceleme yapılıncaya dek burç ve bedenlerin restorasyonunun geçici durdurulmasını önermektedir. Böylece işlem görmüş kısımlar incelemeye alınabilir ve işlem görecek kısımlar ise korunabilir.

Diyarbakır Kalesi, sıradan bir duvar ya da taş değil, dünyaya miras kalan nadide tarihi eserlerden biridir. Yeryüzünde içinde yaşamın sürdüğü en büyük kaledir ve bir duvar olan Çin Seddi ile kıyaslanmamalıdır.

Surların her bir parçası tarihi eserdir, etrafı tarihi alandır, prosedürün dışına çıkan, görsel olarak bile olsa dokuyu bozan uygulamalar suç kapsamındadır.

UNESCO’nun dünya kültür mirası listesine dahil ettiği, bazalt taşlarla örülmüş Diyarbakır Kalesi 5 bin 799 metre uzunluğundadır ve 98 burç günümüze ulaşmıştır. Bu burçlardan 17’si daha önce restore edilmiş, son çalışmalar ile 58 burç restorasyon sürecinden geçmiş ve kalan 28 burcun restorasyonu için ihale süreci henüz başlamamıştır.”

Yapılan araştırma ve incelemenin ardından uzman görüşüne de yer verilen raporda şu ifadelere yer verildi:

Uzman görüşü I: “Fotoğrafları incelediğimizde taş örgü aralarına derz uygulamasının yapıldığı görülüyor. Surların mevcut özgün dokusuna ve genel uygulamalara baktığımızda bu derz uygulamasının özgün dokuya uygun olmadığını söyleyebiliriz. taşlarının büyük kısmının gözenekli olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu gözeneklere akan harcı temizlemek için mekanik bir yönteme başvurulması gerekmektedir. Bu mekanik yöntem hiç müdahale (edilmemesi gereken) gerektirmeyen yüzeylere zarar verebilir ve yılların eskiterek bıraktığı iz olan yüzey patinesini yüzeyden kaldıracaktır. Dolayısıyla hangi gerekçeyle yapıldığının yerinde tespit edilmesi, müdahale kararlarına bakılarak teknik dayanaklarının sorgulanması gerekmektedir. Ayrıca her ne kadar müdahalede bu yönde bir karar olsa dahi zarar vermeyecek alternatif yöntem arayışlarına başvurulması daha doğru olacaktır.”

Restorasyonlarda yeterli denetimin yapılmaması sıkıntı

Uzman görüşü II: “Derz harçları evet, yoğun kireç kullanılmış. Zamanla renk değişimi olacaktır. Ama uyum olmayacak tabii ki yine. Taş seçimi ve dizimi mevzuu da var. Tabii tarihi süreçte yapılan birçok uyumsuz güçlendirme çalışması olmuş. Bir nevi karma bir yapı yer yer. Farklı etaplar için ihaleyi farklı firmalar alıyor. Ve bazılarında restorasyon tamamlandıktan sonra projeler kurula aceleyle onaya sunulmuş olabilir. Projeler uzun analizler ve laboratuvar çalışmalarından sonra bilim ve restorasyon kurullarından türlü badirelerle geçiyor. Ama işte ne yazık ki uygulama esnasında ihale sisteminin handikapları ortaya çıkıyor. Yeterli denetimin yapılmaması sıkıntı. Sonuç doku kaybı.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu