Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, “Türkiye ile İran’ın komşu ülkeler olarak en fazla uğraştığı mesele nedir, Kürt sorunu. İsrail, burada Kürtleri tahrik ederek bir yere gelmek istiyor. Buradaki gerçek Türk Milliyetçilerine sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekasını düşünüyorlarsa kim bölge halklarını kavga ettirmek istiyorsa o Türkiye’nin düşmanıdır” dedi. Davutoğlu önümüzdeki günlerde Kürdistan Bölgesi’ne geleceğini de söyledi.
Karar TV’de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un yorumlarıyla ekranlara gelen ‘Bi’ Karar Ver’ programına konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı çözüm söylemlerine ‘çok anlamlı’ diyerek destek veren Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bahçeli arasındaki görüş farklılıklarına ilişkin dikkat çekici açıklamalar da bulundu.
Davutoğlu, “Kürt meselesinde büyük mesafeler katedildi. Burada Erdoğan’ın da ciddi payı var. Bizim de bulunduğumuz AK Parti hükümetlerinde yapıldı. Ama aynı Erdoğan iktidarda kalabilmek için Bahçeli’nin deyişiyle ‘Tabuları kırma çabasının’ yerine yeni tabular üreterek iktidarda kalmaya yöneldi. Bu bakımdan Erdoğan, Bahçeli’nin gerisinde kaldı, bu üzücü bir durum.” dedi.
‘Erdoğan, Bahçeli’nin fikrine genel bir destek verdi‘
İktidarın, Kürt meselesine yönelik açıklamaları yorumlayan Davutoğlu, üç ayrı senaryo üzerinde durdu ve şu sözleri sarf etti:
“Ben üç ihtimal gözlemliyorum. Birincisi, Bahçeli’nin açıklamalarına Erdoğan’ın desteği özde bir destek değil. Genel bir destek. Bahçeli’ye destek veriyor, fikre destek verdiğini henüz açıklamadı. Aylardır İmralı’yla görüşüldüğünü biliyoruz. En üst düzeyde görüşmeler yapılıyor. Böyle bir süreç yürürken Bahçeli’nin açıklamaları Erdoğan ile Bahçeli arasında bir diyalogla yapılmış olma ihtimali olsaydı çok ümitvar olabilirdik.
‘AK Parti’de kafa karışıklığı var’
“İkinci ihtimal ise kafa karışıklığı. Yani Dünya’daki değişiklikler sebebiyle bir şeyler yapmak istiyorlar ama kafaları net değil. Bu da çok tehlikeli bir şey devlet için. Bahçeli, adım adım gitmeyip direk ‘Öcalan’ın meclise gelmesi’ çağrısında bulundu. Bahçeli’nin çıtayı çok yükseltmesi en yakın arkadaşları tarafından bile anlaşılmakta zorluk çekti. O zaman bir kafa karışıklığı var mı diye düşünüyorum. AK Parti içerisinde bir kafa karışıklığı olduğu aşikâr. Özellikle Kürt kökenli birçok kişi Bahçeli’nin sözlerine sahip çıktı. Birçok farklı kişi de şüphe beyan etti. Ama genelde AK Parti, bu konularda Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşana kadar mesele hakkında yorum yapmaktan kaçınırlar. Tabi Bahçeli’nin açıklamalarında bir kararlılık var. Erdoğan’ın açıklamalarında ise bir durumu idare etmeye dönük, idare-i maslahat tarzı var. Erdoğan’ın davranışı, “şimdilik Bahçeli’yle çatışmayayım ama buna da onay vermeyeyim” şeklinde oldu. Onun için üç hafta üst üste Erdoğan’a çağrıda bulunduk. Bu sebeple kafa karışıklığı olma ihtimalini az görüyorum. Kayyum ataması olunca ben şu anda en büyük ihtimal olarak üçüncü ihtimale yoğunlaştım. Kafa karışıklığı yok. Birisi söylemiyle devam ediyor. Diğeri de eylemiyle devam ediyor. Ve bu açı gittikçe açılıyor birbirinden. O zaman üçüncü ihtimal güçleniyor.”
‘Serok Devlet Bey’ demedim ama artık hak ediyor
Üçüncü ihtimal ise Kayyum atamaları sonrasında ortaya çıktı.Erdoğan ile Bahçeli arasında bir bilek güreşi olması söz konusu. Bu durum çok tehlikeli. İkisi arasında bir satranç oynanmaya başladı. Satrancı birbirine karşı oynamaya başladığında koalisyondan daha kötü bir tablo ortaya çıkar. Devlet birimlerinde ve bürokraside MHP’nin ciddi bir etkisi var. Böyle bir çatışma güvenlik birimleri arasında bir iç güvensizliğe kadar gidebilir. Tabi ben bunu ümit etmem, çünkü Bahçeli ile aramızda karşılıklı epey sert tartışmalarımız oldu. Sağ olsun, Ekim resepsiyonunda ‘Devletin bana ihtiyacı olabileceğini’ zikrederek nazik davrandı. ‘Serok Devlet Bey’ demedim ama artık hak ediyor. Hak ediyor dediğim Kürtler de diyebilir. Çünkü hiçbir siyasetçi Abdullah Öcalan’ı TBMM’ye getirme, konuşturma cesareti göstermedi. Ama beni esas ilgilendiren gerçekten MHP’nin içinde bir başka akıl. Ama bunların MHP’nin normal kadroları olmadığı aşikâr. Statükoya meydan okuyan bir öz var. Çok değerli. Peki statüko nedir? Statüko yüzyıldır yıkamadığımız tabulardır. Bu yüzyıldan kastım, Cumhuriyet’in ilkeleri vs. gibi şeyler değildir, kimse böyle anlamasın. Yüzyıldır Türkiye Kürt sorunu, Alevi sorunu, İslam sorunu, Din sorunu konusunda bir arpa boyu yol gidemedi. Bunu görmemiz lazım. Gelir adaletinin bozulduğu çarpık bir ekonomik düzen kurduk. Şimdi Cumhuriyetimizin başarıları yanında Cumhuriyetimizin yapamadıklarını bilirsek ne yapmamız gerektiğinin haritası çıkar. E şimdi Bahçeli bunları söylüyor.”
Davutoğlu, 20-21 Kasım günlerinde Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret edeceği bilgisini verdi.
Duhok’ta önemli isimlerin katılacağı bir sempozyumda yer alacağını belirten Davutoğlu, “Mesrur Barzani tarafından davet edildim. Orada yapacağım konuşmada bu konulara değineceğim. Bölgede akıllı ve hikmet dolu bir yaklaşımın belirlenmesi lazım. Vizyon sahibi Kürtlerin, Türklerin, Acemlerin, Arapların bir araya gelmesi lazım. Trump, Kürtlerin, Türklerin, Acemlerin, Arapların böyle bir birlikteliğini görürse belki ona göre de adım atar” diye konuştu.
“Her Kürdün yüreğinde bir Selahaddin-i Eyyübi yatar”
İsrail’in yeni Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın, “Kürtler büyük bir millettir, siyasi bağımsızlığa sahip olmayan milletlerden biridir. Onlar bizim doğal müttefikimizdir” şeklindeki sözlerinin sorulması üzerine Davutoğlu, “Benim analizim doğru. İsrail’in yapmak istediği Kürtleri Türklerle, İranlılarla ve Araplarla çatıştırmak” değerlendirmesinde bulundu.
“Burada Irak Kürt bölgesinden göç eden Yahudileri de kullanıyorlar” diyen Davutoğlu, “İsrail’in şimdi yapmaya çalıştığı, Körfezi Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden kontrol etmek. Sisi yönetimi zaten ABD’nin dediğinin dışına çıkmaz. İran’ı o yüzden hedef gösteriyor. Türkiye’yi hedef gösteriyor. Peki, Türkiye ile İran’ın komşu ülkeler olarak en fazla uğraştığı mesele nedir, Kürt sorunu. İsrail, burada Kürtleri tahrik ederek bir yere gelmek istiyor. Buradaki gerçek Türk Milliyetçilerine sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekasını düşünüyorlarsa kim Türklerle Kürtleri, bölge halklarını kavga ettirmek istiyorsa o Türkiye’nin düşmanıdır” diye konuştu.
Davutoğlu, Ortadoğu’nun kaderini belirleyen Sykes-Picot Anlaşmasına değinerek, “Şimdi de bu haritayı değiştirmek istiyorlar. Ama bu sefer değiştirilecek harita onlarca yıllık bir savaşı tetiklemek amacıyla çizilecek. Bu da Kürtler üzerinde oynanan bir oyun. Yoksa İsrail Dışişleri Bakanı Kürt aşığımı mı? Asla. Onlar bilirler ki her bir Kürdün yüreğinde bir Selahaddin-i Eyyübi yatar” ifadelerini kullandı.