Politika

Babacan: Kürt meselesini de Alevi meselesini çözeceğiz

“Sınır ötesi operasyon gibi çok önemli stratejik konularda siyasi partileri bilgilendirmek, bunun gerekçesini meşruiyetini anlatmak zorundasınız”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, hükümetin her geçen gün siyasi meşruiyetinin azaldığı bir döneme girdiğini belirterek, bugün seçim olsa tekrar iş başına gelemeyecek bir Cumhurbaşkanı’nın bundan sonra ülkeyi nasıl yöneteceğinin masaya yatırılması gerektiğini söyledi. Babacan, iktidara geldiklerinde bütün auyımcılıklara son vereceklerini ve Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi sorunları çözeceklerini söyledi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Başakşehir ilçe kongresindeki konuştu.

Babacan, özetle şunları söyledi:

“İktidar partisi, devletin bütün araçlarını bizleri engellemek için kullanıyor”

Geçen hafta partilerinin yaptığı ilk miting olan Gaziantep mitingi için çeşitli zorluklar çıkarıldığını ve engellenmeye çalışıldıklarını ve buna rağmen on binlerce vatandaşla birlikte Türkiye’ye güçlü bir mesaj verdiklerini dile getiren Babacan, “İktidar partisinden değilsen eylemin yasaklanıyor. İktidar partisinden değilsen sosyal yardım alman engelleniyor. İktidar partisinden değilsen kamuda işe girmen hemen hemen imkânsız. İktidar partisinden değilsen pankart asmana, reklam yapmana müsaade edilmiyor. İktidar partisinden değilsen mitingin engelleniyor. Bu adalet değil. Oysa bir devletin yegane varlık sebebi ‘adalet’tir. İktidar partisi, devletin bütün araçlarını bizleri engellemek için kullanıyor. Devletin bütün imkanlarından da kendi çıkarı yönünde kullanıyor, istifade ediyor. Ama bu millet de olan biten her şeyi izliyor” dedi.

“Ne yaparlarsa yapsınlar vazgeçmeyeceğiz”

Başakşehir Belediyesi’nin daha büyük bir toplantı salonu olmasına rağmen salonu kendilerine vermediğini bu nedenle pek çok kişinin ayakta kaldığını söyleyen Ali Babacan, “Ne yaparlarsa yapsınlar vazgeçmeyeceğiz…Zannediyorlar ki biz DEVA Partisi’ne salon vermezsek onlar kongresini yapmayacak, yapamayacak. Rüyanızda görürsünüz” diye konuştu.

babagrup.jpg

Ali Babacan partililerle fotoğraf çektirdi / Fotoğraf: ANKA

“Sessiz devrimi gerçekleştiren ekibiz”

Seçimleri kazanacaklarını ancak asıl işlerinin seçimden sonra başlayacağını belirten DEVA Partisi lideri Babacan,  “Biz kriz çözmeyi de ülke yönetmeyi de çok iyi bilen bir ekibiz. Türkiye’nin her alanda, altın çağını yaşadığı günlerde işin içinde, başında olan güçlü bir ekibiz. Biz, insanların yarınlarına güvenle ve umutla bakmasını sağlayan bir ekibiz. Biz, Avrupa’da İstanbul Sözleşmesi’nin öncüsü olan Türkiye’nin altın çağlarında işin başında olan bir ekibiz. Biz bu ülkede, Avrupa Birliği sürecinde, hukuk, adalet, insan hakları, özgürlükler ve demokrasi konusunda sessiz devrimi gerçekleştiren ekibiz” dedi.

“Otoriter İttifak”

Babacan, “Bugünkü Erdoğan-Bahçeli-Perinçek ittifakı, tüm demokratik kazanımlarımızı birer birer yok eden bir ekip. O yüzden bu demokrasiyi hasta eden bu üçlü ben onun için ‘otoriter ittifak’ diyorum. Cumhur falan yok. Cumhuru düşündükleri de yok” şeklinde konuştu.

“Kimse bu ülkede bir daha aklına eseni yapamayacak”

Seçimlerden kazandıktan sonra ülkeyi öfkeye teslim etmeyeceklerini söyleyen Babacan, şöyle konuştu:

  • Türkiye’nin sahipsiz olmadığını da dünya aleme göstereceğiz. Seçimlerden sonra hır gür çıkmayacak. Kaos olmayacak. Uğruna mücadele ettiğimiz ve kazandığımız tüm haklarımızı sonuna kadar koruyacağız. Kimse bu ülkede bir daha aklına eseni yapamayacak

“Kadınların üniversite kapılarında verdikleri hak mücadelesinin ben şahidiyim”

“Biz öyle bir kadroyuz ki bu ülkede hak nedir, hak mücadelesi nedir, iyi biliriz” diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

  • Kadınların 1968 yılından bu yana üniversite kapılarında verdikleri hak mücadelesinin ben şahidiyim. Bu mücadelenin hakkın zaferiyle sonuçlanmasından da hem emeği olanlardanım hem de bugün onur duyuyorum. Evet gönül ister ki bu kadar gecikmeseydi. Keşke o keyfi engeller bu kadar uzun sürmeseydi. Ama, mücadele ettik, başardık çok şükür. Hakkın değerini en iyi bilenler, o hakkı kazanmak için mücadele edenlerdir. İşte biz, kazanılmış hakların değerini iyi bilenlerdeniz

“Mülakatı kaldırmak altılı masanın da taahhüdü”

Şu anda yasalara rağmen, etnik, dini, mezhep, cinsiyet gibi nedenlerle ayrımcılık yapıldığını ifade eden Ali Babacan, devlet kadrolarındaki tüm ayrımcılıkları da ortadan kaldıracaklarını belirterek, “inşallah. Kamuda işe alımlarda mülakatı kaldıracağız.  Mülakatı kaldırmanın gerekliliğini altılı masaya koyduk ve altılı masada da kabul edildi. Artık mülakatı kaldırmak sadece DEVA Partisi’nin değil, altılı masanın da taahhüdü haline geldi. Devletin tüm kademelerini, her kesimden vatandaşımıza açacağız. Gasp edilmiş hakları da iade edeceğiz. Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diye konuştu.

“Suça karışanlar hesap verecek”

Bu dönemde suça karışanların, hukuka aykırı davrananların olduğunu belirten Babacan, bu kişilerin tamamının bağımsız ve tarafsız yargının önüne giderek hesap vereceklerini söyledi. Babacan, “Türkiye’nin tüm prangalarını sökeceğiz. 21. yüzyılın dünyasına yakışmayan, her seferinde patinaj yaptıran kavgaları da tarihin çöplüğüne atacağız. Kürt meselesini de Alevi meselesini de çözüp inşallah, önümüze bakacağız” diye konuştu.

“Seçimi kazanmayı rüyanızda göreceksiniz”

İktidarın özellikle son dönemde, yaşam tarzı üzerinden ülkede gerginlik çıkarmak için olağanüstü bir çaba göstermeye başladığını, konserleri yasakladığın ve üniversitelilerin bahar şenliklerini, festivallerini engellediklerini belirten Babacan, “Bütün bunlar öyle hesapsız, kitapsız yapılan işler değil. Çünkü bakıyorlar kendilerine destek hızla azalıyor…Bunu gördükleri için de en iyi bildiklerini yapıyorlar. En iyi bildikleri düşman üretmek. En iyi bildikleri kutuplaştırmak. ‘Yeniden kutuplaştırırsak, ötekini ilan edersek, berikiyle biz belki seçimi alabiliriz’ diye düşünüyorlar. Siz bu seçimi kazanmayı rüyanızda göreceksiniz” dedi.

“Başımıza her türlü krizi açtılar”

Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

  • Bu Erdoğan-Bahçeli-Perinçek ittifakı var ya, bunlar iki şeyi çok iyi biliyor. Birincisi kutuplaştırma ki onu az evvel söyledim. İkincisi de bunlar kriz çıkarma ustası. Şapka çıkartmak lazım. Durduk yere kriz çıkartmakta çok marifetliler. Üçü kafa kafaya verdi, başımıza her türlü krizi açtılar, açıyorlar. Adalet krizde. Ekonomi krizde. Dış politika krizde. Eğitim krizde. Tarım krizde. Sağlık krizde. Yahu, hepimizin gözü önünde sağlık sistemi çöküyor. Alınamayan randevuların, konulamayan teşhislerin, yapılamayan ameliyatların, bulunamayan araç, gereçlerin, ilaçların, göç eden hekimlerin, temizlenmeyen hastane tuvaletlerinin ülkesi olduk tekrar. Kriz yaşamadığımız alan kalmadı

“Erdoğan’ın sözlerini vatandaşların vicdanına havale ediyorum”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Aç kaldık’ diyenlere ‘Vicdansızlık yapma, dürüst ol’ dediğini hatırlatan Babacan, “Aç yatan insana ‘Sen aç değilsin’ diyor. Üstüne de hakaret ediyor. Bu ülkenin şu andaki cumhurbaşkanı, artık halkın hâlini görmüyor, duymuyor, bilmiyor, anlamıyor. Memleketin sorunlarını da sürekli arttırıyor.  İşte ben Erdoğan’ın bu sözlerini de vatandaşlarımızın vicdanına havale ediyorum” dedi.

“İnsanlar krediyle ekmek alıyor”

Kendi dönemlerinden insanların   kredi çeker ev, araba aldıklarını ve düşük taksitlerle ödediklerini söyleyen Babacan, “Şimdi insanlar günlük ihtiyaçlarını karşılamak için. Krediyle ekmek alıyor. İnsanlar yaşamak için borçlanıyor. İnsanlar neredeyse içtiği çayın parasını bile kredi kartıyla ödemeye kalkıyor bu ülkede. Buradan, Başakşehir’den Sayın Erdoğan’a soruyorum: Şu milleti aldatmayı bırakın. İnsanların karnını yalanlarınızla doyuramazsınız. Neymiş, yüksek faizle mücadele ediyormuş. Ekonomiyi borç batağına, faiz sarmalına siz soktunuz” şeklinde konuştu.

“Bir karpuzu bütün almak lüks olamaz”

“Sayın Erdoğan; sizinle iyi kötü bir hukukumuz oldu. Benden size eski bir dost tavsiyesidir: Sakın bundan sonra faizle mücadele ettiğinizi edeceğinizi falan söylemeyin. Başınız yere eğilir” diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

  • Çünkü rakamlar ortada. Yüzde 8’lik hazine faizini almışsınız, yüzde 28’e çıkartmışsınız. 50 milyarlık hazine faiz ödemesini almışsınız, 240 milyara çıkartmışsınız. Milletin parasını neden faize gömdüğünüzü size sorarlar ve önünüze bakmak zorunda kalırsınız. Aldatmayın, aldatan olmayın

İstanbul’da bir dairenin ortalama kirasının Türkiye’deki ortalama bir maaşı geçtiğini söyleyen Babacan, “Bu memlekette insanca yaşamak lüks haline geldi. İnsanca yaşamak lüks değildir. Üç kuruş para biriktirip bir hafta tatil yapmak lüks olamaz. Bir karpuzu bütün almak, dilim yerine bütün almak lüks olamaz. İnsanların buzluğa et değil de ekmek koyması kader değil” dedi.

“Hükümetin şu anda milletin çoğunluğunu temsil etme özelliği yok”

Bugünkü hükümetin yasal meşruiyeti seçime kadar devam edeceğini ancak her geçen gün siyasi meşruiyetinin azaldığı bir döneme girdiğini ifade eden Babacan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

  • Bugün seçim olsa artık seçilemeyeceği az çok belli olan bir Cumhurbaşkanı’nın, bugün seçim olsa tekrar iş başına gelemeyecek bir hükümetin bundan sonraki dönemde ülkeyi nasıl yöneteceğinin de çok dikkatli bir şekilde masaya yatırılması lazım. Yasal meşruiyet ayrıdır, siyasi meşruiyet ayrıdır. Siyasi meşruiyet bu milleti temsil etmek demektir. Bu milletin kahir ekseriyetini temsil eden güç de bir hükümet olabilmektir. Şu anda bu hükümetin milletin çoğunluğunu, kahir ekseriyetini temsil etme özelliği yoktur. Tam da bunun içindir ki özellikle dış güvenlik meselelerinde, bu ülkenin yarınlarıyla ilgili alınacak kararlarda; kritik, stratejik, önemli kararlarda mutlaka diğer siyasi partilerle istişare içinde olmak zorundalar artık. ‘Kardeşim yetki ve mühür bende, kafama geleni, aklıma geleni yaparım. Kimse bana karışamaz’ yok öyle yağma. Siz ne yapacağınızı artık bu seçime kadar daha çok anlatmak zorundasınız. Hele sınır ötesi operasyon gibi çok önemli, stratejik konularda siyasi partileri bilgilendirmek, bunun gerekçesini, meşruiyetini anlatmak zorundasınız…Yok eğer sadece ‘Ülkede krizler çoğaldı. Ekonomik kriz de berbat, dolar 16 lirayı geçmiş, daha da artabilir. Bu milletin dikkatini başka bir yere çekeyim. Ekonomik krizin üstünü daha büyük bir krizle örteyim’ diyorsanız, bunun vebalinden kurtulamazsınız. Anlatmak zorundasınız.(ANKA)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu