AK Partili Ensarioğlu: Demirtaş sol marjinal çizgiden Kürdi çizgiye döndü
Türkiye’de 31 Mart’ta yapılacak olan mahalli idareler seçimleri için takvim işlemeye başladı. Seçime 36 siyasi parti katılacak. Bu çerçevede partiler il ve ilçelerde yarışacak adaylarının bir kısmını açıkladı.
Daha önce HDP’nin kazandığı ve ardından İçişleri Bakanlığınca kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı için DEM Parti henüz bir aday ismi açıklamadı. DEM Parti, aday göstereceği isimler için 13-14 Ocak tarihleri arasında ön seçime gidecek.
AK Parti’nin İstanbul dahil 26 kentteki belediye başkan adayları Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından geçtiğimiz gün açıklandı. Ancak bu iller arasında Diyarbakır bulunmuyor. AK Parti’nin Diyarbakır’da aday göstereceği isimler arasında kentin milletvekili Galip Ensarioğlu’nun da ismi geçiyor.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, seçim süreci ve gündemdeki konular hakkında Rûdaw’dan Abdulselam Akıncı’ya konuştu.
Konuşmayı aktaralım:
AK Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başakanı adayı siz mi olacaksınız?
Yani ben aday değilim, aday da olmadım. Resmi adaylarımız var o resmi adaylarımızla ilgili parti genel merkezi bir süreç yürütüyor ama aynı zamanda parti genel merkezinde kamuoyu yoklamaları, temail yoklamaları veyahut da farklı görüşmelerle milletin nabzı alınmaya çalışılıyor. Tabii kiminle kazanılır, kiminle fazla oy alınır, tercihi öyle olur. Yani ismimiz geçiyor ama bu bizim dâhil olduğumuz bir mesele değil. Ama partimiz bize aday ol derse tabii ki Diyarbakır’da büyükşehir adayı olmak şereftir.
Peki, siz aday olmak ister misiniz?
Ben milletvekiliyim, benim şu anda bir görevim var. İsterim ki dışardan başka bir arkadaş olsun, biz hep beraber çalışalım ve Diyarbakır için bir şey üretelim. Ama partim “Sen ol, biz seninle alırız” dersen tabii ki oluruz. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı şerefli bir görevdir.
SEÇİMLERDEN SONRA KAYYIMLAR DEVAM EDER Mİ?
Diyarbakır’da Kayyım meselesi çok fazla üzerinde tartışma yapılıyor ve çok fazla itiraz edilen bir konu. Yeni dönemde DEM Parti mi yoksa AK Parti veya başka bir parti mi kazanacak belli değil. Sorum şu kayyım sistemi devam edecek mi? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Demokratik açıdan baktığınız zaman kayyum meselesi sorunlu bir meseledir. Ancak realiteye baktığınız zaman kayyımlar 17 yıllık HDP yönetiminin 100 misli fazla hizmet etmiştir bu millete. Bu şehirlerin, ilçelerin imajı değişti, hizmet değişti, hizmet gördüğü şehirler, hizmet yapmasını bilmezler. Ama demokratik açıdan kimin hizmet yaptığı değil halkın iradesini nasıl tecelli ettiği önemlidir. Halkın iradesinin tecellisine baktığınız zaman da burada çok ciddi çelişkiler var. İşin realitesi öyle değil. Halkın realitesi midir Cizre’ye hayatında Cizre’yi görmemiş Almanya’dan bi kızı getirip aday yapmak? Halkın realitesi midir Diyarbakır’da bir üniversite mezunu kızcağızı götürüp Lice’de alakası olmayan bir yere aday yapmak? Halkın realitesi midir ki Diyarbakır’a kadın ve Diyarbakırlı olmayan Diyarbakır’ı tanımayan Diyarbakır’ın kültürüne de aslında biraz uzak birini aday yapmak?
Kandil’in kayyımıyla devletin kayyımı arasında ne fark var deseniz, devletin kayyımı en azından biraz daha kamu kaynaklarını harcarken daha dikkatli harcıyorlar. Hesap verdikleri bir devlet memuriyetleri vardır. Keşke orda da demokrasi tam işlese yani siyasi partiler yasasına göre veyahut da siz kayyım atanmak için acaba zorladınız mı? Diyarbakır’da bu seçimde bütün seçilmiş belediye başkanlarını bir salonda toplayıp bütün gerginlikler, bütün siyasi atmosfer belliyken “Kürdistan şehitleri için” yani PKK’liler için saygı duruşunda durduruyorsun ve devlete diyorsun ki “bunları görevden al.” Acaba bunu zorlayan bir mekanizma yok mu HDP içinde veyahut da PKK içinde? Yani bunları da tartışmak lazım. Şimdi hiçbir devlet kendisiyle silahlı bir şekilde savaşan bir yapıya kendi kaynaklarını, yasasını ve makamlarını teslim etmez.
Ahmet Kaya Ergani Belediye Başkanıydı, yerine kayyım atandı ancak mahkeme onun beratını vermesine rağmen görevine iade edilmedi, kısa cevabınızı merak ediyorum?
Bakın şu anda da Çınar’da aynen DEM Parti’in Belediye Başkanı görevden alınmadı beşinci yılını tamamlıyor. Demek ki alınmayan da var. Yine Patnos’taki belediye başkanları göreve iade edildi. Burada da hukuki olarak sebebi nedir bilmiyorum ama hukuku olarak engel yoksa iade edilir.
AK PARTİ İLE DEM PARTİ ARASINDA HERGANGİ BİR İTTİFAK VAR MI?
Seçimlere giderken perde arkasında AK Parti ile DEM Parti arasında bir ittifak olduğu söyleniyor? Bu doğru mu, şu ana kadar bir görüşme yapıldı mı? 31 Mart’ta yapılacak seçimler için bir ittifak olmasını istiyor musunu?
Tabii benim DEM Parti milletvekilleriyle dostluğumuz var, görüşmelerimiz var, oturuyoruz sohbet ediyoruz. Geçenlerde de yetkilileriyle sohbet ettik. Ne yapabiliriz, Türkiye’de yeniden bir yumuşama için nasıl kapı aralanabilir, birlikte yeniden bir huzur ve şey ortamı nasıl sağlanabilir? Bunları doğal olarak kendi aramızda konuşuyoruz ama parti genel merkeziyle resmi bir temasları var mı benim bundan haberim yok. Ben de dışardan bir takım duyumları duyuyorum.
Görüşmelerin olmasını arzu ediyor musunuz?
Benim dediğim şudur; “HDP bizi sevsin, bizi övsün, bize oy versin gibi bir şeyimiz yok. Hiçbir zaman olmaz da ki zaten siyasete ters. HDP kendisi olsun, başkasına koltuk değneği olmasın diyoruz.
Buradaki kastınız nedir?
Kastım şudur; cumhurbaşkanlığı seçimde de kayıtsız şartsız CHP’ye destek verdi. Geçen yerel seçimde de HDP sayesinde İstanbul, Antalya, Adana ve Mersin gibi büyükşehirleri onlar sayesinde aldılar. Peki, ne aldılar da bu kadar destek veriyorlar ve niye veriyorlar? Çözüm sürecini başlatan, demokratikleşme, Kürt dili ve kimliğini öngöründeki engelleri kaldıran, bir sürü yasal demokratik düzenleme yapan, Doğu ve Güneydoğu’ya bu kadar hizmet eden bir partiye elinden gelen bütün düşmanlığı yapacaksın ama gideceksin Kürdün düşmanıyla işbirliği yapacaksın. Asıl meseleniz Kürd meselesi ise CHP Kürd sorununun anasıdır, babasıdır, varlık sebebidir. Bu Kürd sorununun sebebi olan bir partiye kayıtsız şartsız destek vereceksin! Kürde hizmet eden, Kürd sorunun çözümü için çok önemli süreçler başlatan bir partiye düşmanlık edeceksin. Hayrola derdiniz nedir? Bu günlerde Selahattin Demirtaş’ın mahkemedeki açıklamalarını okuyorum. Rotayı sol marjinal çizgiden tam 180 derece döndürüp Kürdi çizgiye dönüştürmüş. Sanki geçen seçimlerde “seni başkan yaptırmayacağız” da başlayıp “Kemal yürü” diyen kendisi değilmiş gibi. CHP’ye kayıtsız şartsız destek verip sol marjinal anlayışa parti içindeki o ittifak ortakları olan marjinal solla birlikte Kürdün oyuyla Türk soluna hizmet eden kendileri değilmiş gibi. Çünkü halktan tepki gördüler, yüzde 2-3 oyları düştü. Şimdi bakıyorlar demek ki bu marjinal solun derdiyle Kürdün derdi ile bir değil, yolu da bir değil, rotayı çevirmişler. İnşallah rotayı çevirirler, kayıtsız şartsız Kürd düşmanlarına hizmet etmeye devam etmezler. Kendileri olarak girsinler seçime. Bizim başka bir talebimiz yok. Bize en sert muhalefeti yapsınlar ama kendileri olarak seçsinler.
GÜNDEMDE YENİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ VAR MI?
CHP ile her hangi bir pazarlık etmediler. AK Parti ile bir ittifak yapmış olsalardı HDP’ye ne verecekti?
Biz hiçbir şey vermeyiz. Birlikte demokrasiyi Türkiye’de geliştirelim. Çözüm süreci, güzellikler, silah nasıl bırakılır nasıl olur. Türkiye’de artık şiddet nasıl olmaz bunların yolunu beraberiz bulalım. Biz kirli pazarlıkların içinde asla olmayız.
Gündeminizde çözüm süreci var mı?
Çözüm süreci bitti. Ölen bir şeyi diriltemezsin. Ancak PKK silahlı varlığına Türkiye’de son verir, bunun gereğini yapar, HDP’de demokratik siyasetin kuralları içinde siyaset yapar o zaman yeni bir şey belki kurgulanır. Ama çözüm süreci öldü, yani eski çözüm süreci yok.
KÜRDCE SEÇMELİ DERSLER VE ÖĞRETMEN ATALAMALARI ÖNÜNDE ENGEL VAR MI?
Malumunuz seçmeli ders başvuruları başladı, siz Galip Ensarioğlu ve bir Kürd vekili olarak bu konuda ne diyorsunuz? Öğretmen atama ve seçmeli ders ilgili ne söylemek istersiniz?
Şimdi bu ülkede üniversitelerde Kürdoloji kürsüleri kuran, buna zemin hazırlayan, yasal düzenlemeleri yapan AK Parti’dir. Başka biri yapmadı bunu, başkası bu anlayışı getirmedi. Seçmeli derslerin yasal düzenlemesini yapan, Kürtçe ve Zazaca öğretmenleri atayan AK Parti’dir.
Tayin edilen öğretmen sayısı az değil mi?
Bunu da bir kez daha herkes bilsin ki, nasıl ki TRT 6 Kürtlerin 100 yıllık mücadelesinin bir kazanımıydı, AK Parti döneminde bu oldu ama HDP bunu protesto etti. Oraya giden herkesi de hain ilan etti. Halbuki bu bir kazanımdı. Seçmeli Kürdçe ders de, çocuklarımız Kürtçeyi Zazacayı unuttu. Seçmeli derse teşvik etmeleri gerekirken “bütün güzellikleri nasıl anlamsız kılarız” çabası içindeler. Davalarını da pek anlamış değilim, protesto eden kendileriydi. “Çocuklarınızı seçmeli derse göndermeyin” diyen kendileriydi. Göndermediğin zaman, seçmeli dersi talep eden olmadığı zaman öğretmeni kime atayacaksın ihtiyaç olmadığı yerde? Ne zaman ki onların da aklı geçen sene başına geldi artık baktılar ki yanlış bir şey yapıyorlar, herkes, bütün sivil toplum kuruluşları çağrıda bulundular, çocuklarınıza çeşmeli dersi Kürtçe ve Zazaca ana dilleriyle isteyin diye, o zaman 1-2 atamadan 50-60 atamaya çıktı. Demek ki, ihtiyaç olunca oluyor.
Bu yıl da olur mu?
Olur tabi, bunu zorlarız biz. Halkımıza biz buradan sesleniyoruz; ana dilinizde seçmeli dersi mutlaka talep edin. Çocuklarınız anasının, babasının, dedesinin dilini öğrensin.
Dicle Üniversitesinde Kürdoloji bölümü var, bu bölümü de açan AK Parti’dir dediniz. Ama 12 yıldır kadro açılmadığı Dicle Üniversitesi’nde lisans verilemiyor. Bu konuda YÖK veya rektörlük ile bir görüşmeniz oldu mu? Siz Galip Ensarioğlu olarak bu konuda ne yapacaksınız? Bu konuda bilginiz var değil mi?
Evet, görüşüyoruz. Başta işin anahtarı herkes ana kendi anasının dilinde seçmeli ders talep edecek, gerisini biz karşılarız.
Özel olarak Dicle Üniversitesi için soruyorum?
Sadece Dicle Üniversitesinde değil, ihtiyacı olan bütün üniversitelerde gereğini yaparız. Yeter ki millet çocuğuna ana eşleşmeli ders tercih ettirsin.(Rudaw)