PKK Neden Savaşıyor, Kimin İçin Savaşıyor?
PKK’nin “Bağımsız Kürdistan” söyleminden vazgeçmesi; Misakı Milli’yi savunmaya başlaması; devlet istemediğini ve devlet isteyen Kürdlerin “ilkel milliyetçi” olduğunu söylemesiyle birlikte düşünebilen her insanın sesli veya sessiz olarak sorduğu soru, PKK Neden savaşıyor? Sorusudur…
Öcalan, TC’ye teslim edildikten sonra önceki tüm söylemlerinden/isteklerinden vazgeçmekle kalmadı, açıkça “devlete hizmet etmeye hazırım” diyerek resmen teslimiyet bayrağını çekti.
Öcalan’ın koşulsuz teslimiyeti görünürde devleti sevindirmişti. Ancak devletin esas tedirginliği Öcalan’sız bir PKK’nin kontrol dışına çıkabileceği ve gerçekten de Kürdlerin Ulusal Hakları için mücadele edebileceğinden kaynaklanıyordu.
Devletin kaygıları ve korkuları, elinin altında olan ve her türlü hizmete hazır olan Öcalan’ı “ceza-evinden” PKK’yi yönetmesiyle giderilebilirdi. Öcalan’ın PKK’yi yönetmesi demek direk devletin PKK’yi yönetmesi demekti. Bu nedenle devlet “Asrın Hukuk Bürosu” adı altında bir örgütlenmeyi devreye sokarak Öcalan vasıtasıyla PKK’yi yönetmeye, yönlendirmeye devam etti.
Dışarıda bile çok az insana nasip olacak kadar rahat “basın toplantıları” düzenleyen Öcalan, söz konusu Avukatlar vasıtasıyla hem Kürdlere hem de dünya kamuoyuna sürekli seslenme olanağı buldu; devlet sayesinde…
Öcalan’ın yakalanması ve teslim olması PKK içinde çeşitli arayışlara neden oldu. Bu arayışlardan biri de “artık silahlı mücadele gereksizdir, siyasi bir parti olarak legal alanda mücadele etmeliyiz” anlayışı idi.
Bu yaklaşım devleti köşeye sıkıştıran bir yaklaşımdı. Çünkü değişen dünyada artık demokrasi ve özgürlükler gündemdeydi. Kürdlerin Ulusal Hakları doğru bir tarzda gündeme getirildiğinde TC’nin yapabileceği fazla bir şey yoktu. TC’nin tek silahı, Kürdlerin haklı taleplerini “terör” sorununa indirgemek ve yok saymaktı. PKK’nin silahlı mücadeleye son verip demokratik siyaset yapması demek devletin elindeki en güçlü argüman olan “terör” söyleminin inandırıcılığını kaybetmesi demekti. Bu nedenle devlet ısrarla PKK’nin savaşmaya devam etmesini istedi.
Savaşı gerektiren bir talebi olmayan PKK’nin savaşmaya devam etmesi bir devlet projesiydi ve en aktif aracıları da “ASRIN HUKUK BÜROSU” avukatları idi.
Yıllardır ‘PKK’yi devlet koruyor ve savaştırıyor’ iddiamız, bugün biraz daha anlaşılmış olsa da KCK iddianamesiyle somutlaşmış oldu.
“Demokratik Özerklik” gibi sadece yerel yönetimlerin güçlendirilmesini ön gören bir amaç için PKK neden savaşıyor?
PKK neden Kürd gençlerini hâlâ ölüme gönderiyor?
PKK kimin için savaşıyor?…
Normal bir zekaya sahip olan herkes bu basit sorulara cevap aramalıdır!
Süleyman Akkoyun