Dünya

Şinzo Abe: Japonya’da nasıl bir miras bıraktı?

Japonya’nın en uzun süre görevde kalan başbakanı olan Abe, ‘şahin’ bir dış politika ve ismiyle özdeşleşmiş ‘abenomi’ adıyla anılan bir ekonomi stratejisi ile ülke siyasetine damgasını vurdu.

Japonya’da en uzun süre başbakanlık görevinde bulunan Şinzo Abe, bugün uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Nara kentinde bir seçim etkinliğinde konuşma yaparken öldürülen 67 yaşındaki Abe’nin ölümü tüm dünyada şok etkisi yarattı.

Geride büyük bir siyasi miras bırakan Japon siyasetçi Abe, 2012-2020 yılları arasındaki başbakanlık döneminde hem ülkesindehem de dünyada etki yaratan politikalara imza attı.

Abe’nin mirası

Dünyanın önemli siyasetçileri arasında yerini alsa da Abe’yle ilgili görüşler ise farklı oldu. Karşıtlarına göre Abe, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya’nın neden olduğu vahşeti küçümseyen, muhafazakâr bir profili temsil ediyordu. Abe, Japonya’nın savaşı kaybetmesinin 2015 yılındaki 70’inci yıldönümünde yaptığı konuşmada, savaş kurbanları için “derin keder” duyduğunu söylemiş, ancak kendisinden önceki başbakanlar gibi özür dilememişti. Bu da Abe’ye yönelik eleştirilere yol açmıştı.

Tokyo’daki Sophia Üniversitesi’nde görevli Alman tarihçi Sven Saaler, “tarihsel revizyonizmin” Abe’nin kariyerinde belirleyici bir unsur olduğunu belirtiyor. Saaler, okullardaki ders kitaplarında Japonya’nın savaşa dair geçmişinin aklanmasının ve eğitim müfredatına ahlak derslerinin girmesinin Abe dönemine rastladığına dikkat çekiyor.

Abe’nin “güçlü ve müreffeh bir Japonya” inşa etme vaadi de 19’uncu yüzyıldaki İmparator Meji döneminin hedeflerini hatırlatıyordu: Zengin ulus, güçlü ordu.

2012’de Liberal Demokrat Parti liderliğine seçildi2012’de Liberal Demokrat Parti liderliğine seçildi

2012’de Liberal Demokrat Parti liderliğine seçildiFotoğraf: Kyodo/picture alliance

Abe, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ülkede Amerikan işgali devam ederken 1947 yılında yazılan anayasayı da revize etmeye çabaladı. Ancak Abe, bu reform hayalini gerçekleştiremedi.

Diğer yandan destekçileri içinse Abe, Japonya ekonomisini güçlendiren, ABD ile ortaklığı artıran pragmatik bir liderdi. Abe’ye göre bu sayede Japonya bir daha asla “ikinci sınıf ülke” muamelesi görmeyecekti.

Başbakanlık koltuğunda oturduğu süre boyunca Abe, para politikası gevşetmeye ve kamu harcamalarını artırmaya uğraştı. Avrupa Birliği ve Pasifik ülkeleriyle büyük ticaret anlaşmaları yaptı. Abe döneminde Japonya, yabancı çalışanlara, yatırımcılara ve turistlere daha önce hiç olmadığı kadar açık oldu. Ülke, azalan nüfusa rağmen gelişmiş bir ekonominin de büyüyebileceğini kanıtladı.

Abe, yıllardır mücadele ettiği kronik bir sağlık sorunu nedeniyle 2020 yılında başbakanlıktan istifa etmişti.

Süper güçler arasında dengeyi bulabilmek

Abe, Japonya’yı Asya kıtasındaki diğer ülkelere de yakınlaştırdı. “Özgür ve açık bir Hint-Pasifik” vizyonuyla, Asya ülkeleri arasında Çin’in emelleri konusunda farkındalık yarattı ve atak bir yatırım politikasıyla ülkesi ile bölge arasındaki ekonomik bağları güçlendirdi.

Asya Pasifik Enstitüsü isimli düşünce kuruluşunun başkanı Yoiçi Funabaşi, Abe’nin 2020’deki istifasının ardından yaptığı değerlendirmede, “Japonya’nın proaktif ve istikrar sağlayıcı özelliğiyle bölgede yarattığı etkinin Hindistan’da ve Güneydoğu Asya’da memnuniyetle karşılandığını” söylemişti.

Abe, 2018’de Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’leAbe, 2018’de Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’le

Abe, 2018’de Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’leFotoğraf: Getty Images/AFP/Jiji Press

Abe’nin görev süresi boyunca önemli ölçüde artan Çin ve ABD arasındaki güç mücadelesi, onu iki süper güç arasında gergin ince bir çizgide yürümeye zorladı. Bunu yaparken, hem ABD ile güvenlik ittifakını genişletmeyi hem de Japonya’nın en önemli ekonomik ortağı olan Çin ile olan ticaretini zarardan korumayı başardı.

Abe ayrıca, uluslararası kamuoyunu 2011 patlayan Fukuşima nükleer santralinin “kontrol altında” olduğuna ikna ederek Tokyo’nun 2020 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapmasını sağladı.

Ancak Abe, ülkesi ile Rusya arasında ihtilaflı olan Kuril Adaları sorununda bir çözüme ulaşamadı.

Zayıf muhalefet

Toplamda dokuz yıl başbakanlık görevinde kalabilmesinde ülke içinde artan refah ve ekonomik istikrarın yanı sıra zayıf ve parçalanmış siyasi muhalefetin de etkisi oldu.

Japonya uzmanı Alman araştırmacı Sebastian Maslow, “Siyasi istikrar, onun kilit başarısı olarak vurgulanabilir” dedi. Maslow, Abe’nin yıllarca süren güç mücadeleleri ve mali skandallardan sonra Liberal Demokrat Parti’yi rehabilite ederek partiyi yeniden ülkeyi yönetmeye uygun hale getirdiğini de sözlerine ekledi.

Abe, Nagasaki’ye atom bombası atılmasının 74’ncü yıldönümü anmasındaAbe, Nagasaki’ye atom bombası atılmasının 74’ncü yıldönümü anmasında

Abe, Nagasaki’ye atom bombası atılmasının 74’ncü yıldönümü anmasındaFotoğraf: Getty Images/AFP/J. Press

Liberal Demokrat Parti, tsunami ve Fukuşima nükleer felaketinin yaşandığı 2009 – 2012 yıllarını kapsayan dönem dışında ülkede 1955 yılından beri hep iktidarda oldu. Partinin koatik süreçten çıkmasını 2012 yılında seçimleri kazanan sağlayan Abe’ydi.

Başkent Tokyo’da 1954 yılında dünyaya gelen Abe, İkinci Dünya Savaşı sonrası göreve gelen en genç başbakandı. Aynı zamanda savaştan sonra doğan ilk başbakan olma özelliğini de taşıyor. Önde gelen siyasetçilerin bulunduğu bir aileden gelen Abe’nin babası Şintaro Abe dışişleri bakanı, büyük amcası Eisaku Sato ve büyükbabası Nobusuke Kişi de başbakanlık yapmıştı.(DW)

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu