Suriye, Kürtlerle yeni bir krizin ortaya çıkmasını önleyebilir mi?

Halep’te yaşanan ölümcül çatışmaların ardından Suriye’nin geçiş hükümeti, kuzeyi istikrara kavuşturmak için Kürt güçleriyle ateşkes sağladı.
Suriye bir dönüm noktasında. Geçtiğimiz günlerde yeni parlamento seçimleri yapıldı. Seçimler toplu oylama değil, yalnızca az sayıda kişinin oy kullandığı bir tür seçim kurulu niteliğindeydi. Güney Dürzi bölgesi Süveyda’da ve Suriye Kürtlerinin çoğunun yaşadığı doğu Suriye’de oylama ertelendi.
Bu, önemli azınlık bölgelerinin hariç tutulduğu anlamına geliyor. Aynı zamanda, Halep’te Suriye geçiş hükümeti ile iki mahalledeki Kürtler arasındaki gerginlik çatışmaya dönüştü.
Suriye şimdi yeni bir krizi önlemeye çalışmalıdır. Geçmişte, Ahmed el-Şara’a liderliğindeki geçiş hükümeti krizi pek iyi yönetememişti. Örneğin, Mart ayında, azınlık grubu ile Suriye silahlı grupları arasındaki gerginliğin açık bir çatışmaya dönüşmesinin ardından Lazkiye’de çok sayıda Alevi katledildi.
Aleviler, Suriye’yi elli yıl boyunca yöneten Esad rejiminin azınlık grubu üyeleri tarafından yönetilmesi nedeniyle sıklıkla Esad yanlısı olmakla suçlanıyorlar.
Güney Suriye’de Dürziler, merkezi hükümetle de çatışmalarla karşı karşıya kaldı. Temmuz ayında Dürziler, Bedevi kabileleriyle çatıştı ve Şam’daki merkezi hükümet bir kez daha çatışmayı çok geç olana kadar görmezden geldi. Bu, çok sayıda insanın öldürüldüğü ve Dürzilerin hükümet tarafından zulüm gördüklerine inandıkları anlamına geliyor. Bu durum, Dürzi yetkililerin özerklik veya bağımsızlık talep etmesine yol açtı.
Suriye şu anda Kürtlerle potansiyel bir yeni krizle karşı karşıya. ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Suriye’nin doğusunu kontrol ediyor. SDG’nin liderliğini ise ağırlıklı olarak Kürtler üstleniyor. Güçlü bir güç olan SDG, on yıldır IŞİD ile mücadele ediyor. On binlerce eğitimli savaşçısı var.
SDG, Halep yakınlarındaki bölgelerde yeni Suriye geçiş hükümetinin unsurlarıyla çatışmalara girdi. Hükümete bağlı gruplar Halep’in Şeyh Maksud ve Eşrefiye semtlerinde Kürtlerle çatışmaya başlayınca, bunun SDG ile çatışmalara yol açabileceği endişesi doğdu.
SDG Halep’teki Kürtlere sempati duyuyor
Bunun nedeni, SDG’nin Halep’teki Kürtlere sempati duyması ve mahallelerin merkezi hükümete bağlı aşırılıkçıların eline geçmesini istememesidir.
Hükümet, işleri yoluna koymak için çabalıyor gibi görünüyor. Haberlere göre, SDG lideri Mazlum Abdi, ABD Temsilcisi Tom Barrack ve ABD Merkez Komutanlığı Başkanı Amiral Brad Cooper eşliğinde 7 Ekim’de helikopterle Şam’a uçtu.
Abdi, 6 Ekim’de Suriye’nin doğusunda Barrack ve Cooper ile bir araya gelmişti. Bu görüşme, geçiş hükümetinin Abdi ve Amerikalılarla bir araya gelerek bundan sonra ne olacağını görüşmesi için eşsiz bir fırsat sunuyordu.
Suriye devlet medyası SANA’nın 7 Ekim tarihli haberine göre, “Savunma Bakanı General Murhaf Ebu Kasra, Salı günü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile kuzey ve kuzeydoğu Suriye’yi kapsayan kapsamlı bir ateşkes anlaşmasına vardığını duyurdu.”
Savunma Bakanı daha sonra sosyal medyada şu paylaşımı yaptı: “Geçenlerde başkent Şam’da Sayın Mazlum Abdi ile görüştüm. Burada, Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki tüm cephelerde ve askeri mevzilerde kapsamlı bir ateşkes konusunda anlaştık. Bu anlaşmanın uygulanmasına derhal başlanacak.”
Bu önemli, çünkü hükümetin şiddetin yayılmasını önleyebildiğini gösteriyor. Mart ayında Lazkiye’de ve Temmuz ayında Süveyda’da yaşanan deneyimlerden ders çıkarmış olması mümkün. Bu, çatışmaların sona erdiği ve SDG ile Şam arasında daha yapıcı bir diyaloğun mümkün olabileceği anlamına gelebilir.
Ancak hem Şam hem de SDG birbirlerinden şüpheleniyor. Suriye devlet medyası SDG’yi saldırılarla suçluyor. Örneğin, yakın tarihli bir raporda, savunma bakanlığının “Suriye hükümetinin 10 Mart Anlaşması’na bağlı kaldığını ve saldırı eylemi planlamadığını vurguladığı ve ordunun mevcut görevinin sivilleri ve güvenlik güçlerini SDG’nin devam eden saldırılarından korumak olduğu” belirtiliyor.
SDG, Şam bağlantılı grupların Halep gibi yerlerde Kürtlere saldırdığını, ayrıca SDG güçlerinin Şam destekli güçlere yakın olduğu cephe hattının diğer bölgelerini bombaladığını iddia ediyor.
(The Jerusalem Post)